SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2563 >>

بَاب فِي وَسْمِ الدَّوَابِّ

52. Hayvanları Dağlayarak Damgalamak

 

حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِأَخٍ لِي حِينَ وُلِدَ لِيُحَنِّكَهُ فَإِذَا هُوَ فِي مِرْبَدٍ يَسِمُ غَنَمًا أَحْسَبُهُ قَالَ فِي آذَانِهَا

 

Enes b. Malik (r.a.)'den; demiştir ki: "Kardeşim yeni doğduğu zaman damağına (yiyecek) bir şey sürmesi için onu, Peygamber (s.a.v.)'e getirmiştim. Bir de baktım ki kendisi bir ağılda koyunları ateşle damgalıyor."

 

(Bu hadisi Hişam'dan rivayet eden Şu'be) dedi ki: "Öyle zannediyorum ki (Hişam) "(Hz. Nebi hayvanların) kulaklarına (damga vuruyordu)" dedi.

 

 

İzah:

Buhârî, zebâih; Libâs; Müslim, libas; İbn Mâce Libâs; Ahmed b. Hanbel, İH, 171, 254, 259.

 

Tahnîk: Hurma gibi tatlı bir şeyi çiğneyerek yeni doğan çocuğun damağına sürmektir.  Bundan maksad, tahnik yapan kimsenin ağzından çıkan lokmayı çocuğa yutturarak teberrükde bulunmaktır.

 

Vesm: Hayvanın derisini ateşle dağlayarak onun vücuduna damga bas­maktır. Bu iş genellikle demir bir çubuğun ateşte kızdırılarak hayvanın kulağına basılmasıyla olur! Hayvanlara vurulan bu damga, kime ait oldu­ğunun bilinmesini ve dolayısıyla onun kaybolması ya da başkalarına ait hayvanların içine karışması halinde kime ait olduğunun kolayca tanınıp sahibine iade edilmesini ve daha önemlisi, kişinin zekât olarak verdiği hay­vanları yanlışlıkla satın almaktan korunmasını sağlar. Herkes kendine ait hayvanına kendisine ait özel bir damga vurursa bu sayede hayvanın kime ait olduğu kolayca bilinir.

 

Buharî'nin rivayetinin birinde Hz. Enes'in Resûl-i Zişân Efendimizi koyunları damgalarken gördüğü ifâde edilirken[bk. Buhârî, zebâih] diğer bir rivayetinde de­veleri damgalarken gördüğü[bk. Buhârî, libâs] ifâde edilmektedir. Bu durum Hz. Enes'-in, Hz. Nebi'i bir ağılda karışık halde bulunan koyun ve develeri damgalarken gördüğünü ortaya koymaktadır. Hafız İbn Hacer'in açıkla­masına göre bu hadis hayvanları ateşle dağlayarak damgalamanın caiz ol­duğunu söyleyen cumhur-u ulemânın delilidir. Ancak Hanefi uleması hay­vanlara ateşle işkence yapmanın yasaklığım[bk. Buhârî, cihâd; Tirmizî, siyer; Ahmed b. Hanbel, II, 307, 338, 453.] nazarı itibare alarak, cum­hur-u ulemaya muhalefet etmiştir.

 

Yine Hanefi ulemasından bazılarına göre hayvanları ateşle dağlayarak damgalama İslâm'ın ilk dönemlerinde caizdi, fakat sonradan neshedildi. Cumhur-u ulemâya göre ise, mevzûmuzu teşkil eden hadis-i şerif, hayvan­lara ateşle işkence etme yasağının genel hükmünü tahsis ederek, hayvanla­ra ateşle damga vurmayı caiz kılmıştır. Bazı Şafiî ulemâsına göre, zekat hayvanlarına bu şekilde damga vurmak müstehabdır. Hayvanların kulak­larını keserek onlara en vurmaya gelince Buhari sarihlerinden Kirmânî bu­nun caiz olduğunu söylemiştir. Ancak Hanefi ulemasından Aynî, "Hay­vanın diri iken kuyruğunu ve kulağını kesen kimseye Allah gazâb etsin."[bk. Buhari, zebâih; Nesâî, Dahaya; Dârimi, edahi] hadis-i şerifini delil getirerek bunun caiz olmadığını söylemiştir. Oysa hadis-i şerifte yasaklanan kulağın tümünü kesmektir. En vurmak ise, kulağın bir kısmını kesmekle olur.