بَاب
فِي وَسْمِ
الدَّوَابِّ
52. Hayvanları
Dağlayarak Damgalamak
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ هِشَامِ
بْنِ زَيْدٍ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ
أَتَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِأَخٍ لِي
حِينَ وُلِدَ
لِيُحَنِّكَهُ
فَإِذَا هُوَ
فِي مِرْبَدٍ
يَسِمُ
غَنَمًا أَحْسَبُهُ
قَالَ فِي
آذَانِهَا
Enes b. Malik
(r.a.)'den; demiştir ki: "Kardeşim yeni doğduğu zaman damağına (yiyecek)
bir şey sürmesi için onu, Peygamber (s.a.v.)'e getirmiştim. Bir de baktım ki
kendisi bir ağılda koyunları ateşle damgalıyor."
(Bu
hadisi Hişam'dan rivayet eden Şu'be) dedi ki: "Öyle zannediyorum ki
(Hişam) "(Hz. Nebi hayvanların) kulaklarına (damga vuruyordu)" dedi.
İzah:
Buhârî, zebâih; Libâs;
Müslim, libas; İbn Mâce Libâs; Ahmed b. Hanbel, İH, 171, 254, 259.
Tahnîk: Hurma gibi
tatlı bir şeyi çiğneyerek yeni doğan çocuğun damağına sürmektir. Bundan maksad, tahnik yapan kimsenin ağzından
çıkan lokmayı çocuğa yutturarak teberrükde bulunmaktır.
Vesm: Hayvanın derisini
ateşle dağlayarak onun vücuduna damga basmaktır. Bu iş genellikle demir bir
çubuğun ateşte kızdırılarak hayvanın kulağına basılmasıyla olur! Hayvanlara
vurulan bu damga, kime ait olduğunun bilinmesini ve dolayısıyla onun
kaybolması ya da başkalarına ait hayvanların içine karışması halinde kime ait
olduğunun kolayca tanınıp sahibine iade edilmesini ve daha önemlisi, kişinin
zekât olarak verdiği hayvanları yanlışlıkla satın almaktan korunmasını sağlar.
Herkes kendine ait hayvanına kendisine ait özel bir damga vurursa bu sayede
hayvanın kime ait olduğu kolayca bilinir.
Buharî'nin rivayetinin
birinde Hz. Enes'in Resûl-i Zişân Efendimizi koyunları damgalarken gördüğü
ifâde edilirken[bk. Buhârî, zebâih] diğer bir rivayetinde develeri damgalarken
gördüğü[bk. Buhârî, libâs] ifâde edilmektedir. Bu durum Hz. Enes'-in, Hz.
Nebi'i bir ağılda karışık halde bulunan koyun ve develeri damgalarken gördüğünü
ortaya koymaktadır. Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre bu hadis hayvanları
ateşle dağlayarak damgalamanın caiz olduğunu söyleyen cumhur-u ulemânın
delilidir. Ancak Hanefi uleması hayvanlara ateşle işkence yapmanın
yasaklığım[bk. Buhârî, cihâd; Tirmizî, siyer; Ahmed b. Hanbel, II, 307, 338,
453.] nazarı itibare alarak, cumhur-u ulemaya muhalefet etmiştir.
Yine Hanefi ulemasından
bazılarına göre hayvanları ateşle dağlayarak damgalama İslâm'ın ilk
dönemlerinde caizdi, fakat sonradan neshedildi. Cumhur-u ulemâya göre ise,
mevzûmuzu teşkil eden hadis-i şerif, hayvanlara ateşle işkence etme yasağının
genel hükmünü tahsis ederek, hayvanlara ateşle damga vurmayı caiz kılmıştır.
Bazı Şafiî ulemâsına göre, zekat hayvanlarına bu şekilde damga vurmak
müstehabdır. Hayvanların kulaklarını keserek onlara en vurmaya gelince Buhari
sarihlerinden Kirmânî bunun caiz olduğunu söylemiştir. Ancak Hanefi
ulemasından Aynî, "Hayvanın diri iken kuyruğunu ve kulağını kesen kimseye
Allah gazâb etsin."[bk. Buhari, zebâih; Nesâî, Dahaya; Dârimi, edahi]
hadis-i şerifini delil getirerek bunun caiz olmadığını söylemiştir. Oysa hadis-i
şerifte yasaklanan kulağın tümünü kesmektir. En vurmak ise, kulağın bir kısmını
kesmekle olur.