SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CİHAD BAHSİ

<< 2557 >>

بَاب فِي رُكُوبِ الْجَلَّالَةِ

47. Dışkı Yiyen Hayvana Binmek

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ نُهِيَ عَنْ رُكُوبِ الْجَلَّالَةِ

 

İbn Ömer (r.a.)'den; demiştir ki: "Dışkı yiyen hayvan'a binmek yasaklanmıştır."

 

 

İzah:

Tirmizi, etime; Nesaî, dahaya; İbn Mace, zebaih; Muvatta, edahi; Ahmed b. Hanbel, I, 219, 226, 241, 253, 321, 339.

 

Bilindiği  gibi  dışkı  yiyen  hayvana  = cellâle, denir. Bu dışkı ister koyun, sığır, deve gibi dört ayaklı hayvan dışkısı olsun, isterse kaz, Ördek, tavuk gibi kümes hayvanları dışkısı olsun.

 

İbn Hazm,Cellâle isminin sadece dört ayaklı hayvanların dışkısını yi­yen hayvanlara verilebileceğini iddia ederken, bazı ilim adamları da, yiye­ceklerinin ekserisi pis hükmündeki şeyler olan hayvanların cellâle sayılaca­ğını, yiyeceklerin ekseriyeti temiz olan hayvanlarınsa cellâle sayılamayaca­ğını söylemişlerdir. İmam Nevevi, "Tashih'üt-tenbih" isimli eserinde bu görüşü savunmuşsa da; "er-Ravda" isimli eserinde Râfiî'ye uyarak, "Bu hususta nazar-ı itibare alınacak Ölçü, hayvanın etsuyunun veya etinin, ta­dı, rengi ve kokusunun bozulup bozulmamasıdır. Eğer hayvanın etinin tadı, rengi ya da kokusu bozulmuşsa hayvan cellâledir, yoksa cellâle değil­dir." demiştir.

 

Bu mevzuda Hattâbî de şöyle diyor; "İnsanlar dışkı yiyen hayvanın etinin yenip yenmeyeceği ve sütünün içilip içilmeyeceği konusunda ihtilaf etmişler, rey ehli ile İmam Şafiî ve Ahmed b. Hanbel bu hayvanların etle­rinin yenmesini ve sütlerinin içilmesini mekruh görmüşlerdir. Sözü geçen ulemaya göre böyle bir hayvan birkaç gün hapsedilip temiz yemlerle bes­lenmedikçe etleri yenmez ve sütleri içilmez.

 

Bir hadis-i şerifte rivayet edildiğine göre dışkı yiyen bir hayvanın etini yiyebilmek için hapis süresi kırk gündür. Buna göre, dışkı yiyen sığırların etlerinin ve sütlerinin helal olması İçin, kesilmeden önce en az kırk gün hapsedilip temiz yemlerle beslenmeleri icâbeder. Hz. Ömer tavukları üç gün hapseder ondan sonra keserdi.

 

İshak b. Rahûye dışkı yiyen hayvanların etini güzelce yıkadıktan son­ra yemekte bir sakınca olmadığını söylerdi.

 

Hasan el-Basri (r.a.) ise, Cellâle'nin etini yemekte bir sakınca görmez ve hiçbir işleme tabi tutmadan onun etinin yenilebileceğini söylerdi. Mâlik b. Enes de bu görüştedir.

 

İbn Reslan "Şerhu's-Sünen" isimli eserinde şunları söylüyor: "Dışkı yiyen hayvanın ne kadar hapsedilmesi gerektiğine dair tesbit edilmiş belli bir süre yoktur. Bazı âlimler bu sürenin deve ve sığır cinsi için kırk, koyun cinsi için yedi, tavuk cinsi için de üç gün olduğunu söylemişlerdir, et-Tahrir ve el-Mühezzeb isimli  eserlerde de bu görüş tercih edilmiştir."[bk. Mübârekfûri, Tuhfetü'l-ahvezi V, 549, 550.]

 

Bu mevzuda Bezrül-Mechûd müellifi şunları söylüyor:

 

"Cellâle: Pislik yiyen ve bu pisliğin tesiri etinde sütünde ve terinde görülen hayvandır. Bunun etinin ve sütünün mekruh oluşunun sebebi, eti­nin ve sütünün yediği pisliklerle karışmış olmasıdır. Eğersiz veya semersiz olarak binilmesinin mekruh oluşunun sebebi ise, onun kokusunun ve teri­nin binen kimeseye geçmesidir. Bu gibi hayvanlara binmek alışkanlık hali­ne gelmesin diye yasaklanmıştır. Kıymetli âlimlerimizden merhum Ö.Na-suhi Bilmen, Hanefi mezhebinin bu mevzudaki görüşünü şöyle Özetliyor: "Temiz olmayan şeyleri yemiş olan tavuk, koyun, sığır, deve gibi hayvan­ların etleri bir müddet hapis edilmeksizin hemen kesildikleri takdirde mek­ruhtur. Çünkü bu halde etleri fena kokudan hali olmaz. Hapis müddeti, tavuklar için üç, koyunlar için dört, sığırlar ile develer için on gündür. Böyle pislikle teayyüş eden bir hayvana "cellâle" denir."

 

Bu hayvanlar, temiz olmayan şeylerden etleri kokmayacak miktar da yemiş oldukları takdirde hepisleri lazım gelmez. Etleri kerâhetsiz olarak yenilebilir.[Bilmen 0. N., Büyük islam İlmihali s. 417.]