بَاب
فِي
الرَّجُلِ
يَمُوتُ
بِسِلَاحِهِ
38. Kendi Silah(nın
Kendine Dönmesi) İle Ölen Kimse
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
يُونُسُ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ
قَالَ أَخْبَرَنِي
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
كَعْبِ بْنِ
مَالِكٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
أَحْمَدُ كَذَا
قَالَ هُوَ
يَعْنِي
ابْنَ وَهْبٍ
وَعَنْبَسَةُ
يَعْنِي
ابْنَ
خَالِدٍ
جَمِيعًا عَنْ
يُونُسَ
قَالَ
أَحْمَدُ
وَالصَّوَابُ
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ أَنَّ
سَلَمَةَ
بْنَ
الْأَكْوَعِ
قَالَ لَمَّا
كَانَ يَوْمُ
خَيْبَرَ
قَاتَلَ
أَخِي
قِتَالًا
شَدِيدًا
فَارْتَدَّ
عَلَيْهِ
سَيْفُهُ
فَقَتَلَهُ
فَقَالَ
أَصْحَابُ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي ذَلِكَ
وَشَكُّوا
فِيهِ رَجُلٌ
مَاتَ بِسِلَاحِهِ
فَقَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَاتَ
جَاهِدًا
مُجَاهِدًا
قَالَ ابْنُ
شِهَابٍ
ثُمَّ
سَأَلْتُ
ابْنًا لِسَلَمَةَ
بْنِ
الْأَكْوَعِ
فَحَدَّثَنِي
عَنْ أَبِيهِ
بِمِثْلِ
ذَلِكَ
غَيْرَ
أَنَّهُ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
كَذَبُوا
مَاتَ
جَاهِدًا
مُجَاهِدًا
فَلَهُ
أَجْرُهُ
مَرَّتَيْنِ
Seleme b. (Sabit)
el-Ekvâ dedi ki: Hayber günü olunca kardeşim şiddetli bir şekilde savaş'a
girdi. Derken kendi kılıcı geri dönüp kendisini öldürdü. Rasûlullah (s.a.v.)'in
ashabı onun hakkında konuşmaya başladılar. Onun hakkında -kendi silahıyla ölen
bir adam- (diye) şüpheye düştüler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): "O,
Allah'a itaat yolunda çalışan bir mücâhid olarak can verdi." buyurdu.
İbn Şihâb dedi ki: Sonra
ben (bu hadiseyi) Seleme b. el-Ekva'ın oğluna sordum. (Hadiseyi) bana
babasından (aynen) bu şekilde nakletti. Ancak Rasûlullah (s.a.v.)'ın; "Yanılmışlar. O Allah'a itaat yolunda
çalışan bir mücâhid olarak can verdi. Onun sevabı iki mislidir."
buyurduğunu da ilave etti.
İzah:
Buhârî, meğazî; edeb,
diyât; Müslim, cihâd; Ahmed b. Hanbel, V, 266.
Her ne kadar bu hadis-i
şerifte Hayber günü düşmanla savaşırken silahın geri tepmesiyle şehîd olan
zâtın, Seleme b. Sabit b. el-Ekvâ'ın kardeşi olduğu ifâde ediliyorsa da, bazı
hadislerde bu zatın Hz. Seleme'nin amcası olduğu ifâde edilmektedir. Hafız İbn
Hacer'in İsâbe'deki açıklamasına göre, bunun izahı şu şekilde yapılabilir;
"Aslında silâhı geri teperek şehid olan Amir b. el-Ekvâ adındaki bu zat
Seleme b. Sabit b. el-Ekva'ın hem anne tarafından kardeşidir hem da amcasıdır.
Câhiliyye devrinde bu gibi evlilikler meşru sayılırdı. Hem amcası, hem de süt
kardeşi olması da mümkündür." Müslim'de açıklandığına göre Hz. Amir b.
el-Ekva Hayber savaşında harbin kızıştığı bir anda, bir yahudiyi bacağından
yaralamış kılıcını, ona indirmek üzereyken kılıcının keskin tarafı ters
dönerek Amir'in dizine isabet etmiş ve aldığı bu yara yüzünden hayatını
kaybetmiş."[bk. Müslim, cihâd] Halk Hz. Amir'in kendi kılıcıyla kendini
öldürerek intihar ettiğini zannederek, onun hakkında şüpheye düşmüşler ve ona
rahmet dilemekten çekinmişlerdir.
Hayber dönüşü durum
Rasûl-i Zîşân Efendimize anlatılınca, bunu söyleyenlerin yanıldıklarını ve
Amir'in taat uğrunda çalışan bir mücâhid olduğunu, bu yüzden de ona diğer
mücâhidjere verilen ecrin iki misli ecir verileceğini ifâde buyurmuştur.
Ulema'ya göre, buradaki iki ecirden biri Allah'a taat uğrunda bütün gücü ile
çalışmış olması karşılığında, diğeri de Allah yolundaki mücâhidliği ve gaziliği
karşılığında verilmiştir. Yani onlar buradaki "câhid" kelimesini
ciddi çalışan manasına almışlar "mücahid"i de gazi diye tefsir
etmişlerdir.