DEVAM: 17. Sahurun
Vakti
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عِيسَى
حَدَّثَنَا
مُلَازِمُ
بْنُ عَمْرٍو
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ
النُّعْمَانِ
حَدَّثَنِي
قَيْسُ بْنُ
طَلْقٍ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كُلُوا
وَاشْرَبُوا
وَلَا
يَهِيدَنَّكُمْ
السَّاطِعُ
الْمُصْعِدُ
فَكُلُوا وَاشْرَبُوا
حَتَّى
يَعْتَرِضَ
لَكُمْ الْأَحْمَرُ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
هَذَا مِمَّا
تَفَرَّدَ
بِهِ أَهْلُ
الْيَمَامَةِ
Talk (b. Ali r.â.)*den;
demiştir ki; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu;
"Yeyiniz, içiniz, yukarıya doğru yükselerek parlayan (yalancı fecir) sizi
rahatsız etmesin (yemenize engel olmasın) kırmızılık doğuncaya (fecr-i sâdık)
kadar yeyiniz, içiniz."
Ebû Dâvud dedi ki:
"Bu hadîs, sâdece Yemâmelilerin rivayet ettiği hadîslerdendir."
Diğer tahric: Tirmizî,
savm
AÇIKLAMA:
Tirmizî, Adiyy b.
Hatim, Ebû Zer ve Semûre b. Cündûb'un da bu konuda hadîs rivayet ettiklerini
kaydettikten sonra şunları söyler:
"Talk b. Ali'nin
hadîsi bu senedle hasen-garibdir. Âlimler bu hadîse göre amel ederler. Buna
göre, fecr-i sâdık doğuncaya kadar oruçlu için yemek içmek haram değildir.”
Dârekutnî'de hadîsi şu
şekilde rivayet etmiştir:
"Abdullah b.
Nu'man es-Sühaymî şöyle der:
Kays b .Talk ramazanda,
gecenin nihâyetinde bana geldi. Ben sabahın olmuş olmasından korktuğum için
sofradan çekilmiştim. Kays benden biraz katık istedi, kendisine;
Amca eğer sana göre
daha vakit varsa evde olan yiyecek içeceklerden getireyim, dedim.
Yanında ne var? diye sordu
ve içeri girdi. Ona tirit, et ve nebiz (hurma suyu) getirdim. Yedi, içti
(hattâ) beni de zorladı. Ben de sabahın olmasından korka korka yedim, içtim.
Talk bana şöyle dedi:
Talk b. Ali bana
Rasûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yeyiniz, içiniz,
yukan doğru yükselen (yalancı fecir) sizi aldatmasın. Kırmızılık doğuncaya
kadar yeyiniz, içiniz."
Dârekutnî, Kays b.
Talk'ın kuvvetli olmadığını söyler.
Bu hadîste, fecr-i
sâdıkın yemeye içmeye mâni olmadığı, kırmızı şafağın doğumuna kadar yenilip,
içilebileceği izlenimi çıkmaktadır.
Âlimler, bu kırmızılık
(kırmızı şafak)tan maksadın fecr-i sâdık olduğunu söylemişlerdir. Hz.
Peygamber'in hadîs inde ki "kırmızılık doğuncaya kadar'* ifâdesini de
şöyle izah etmişlerdir: Fecr-i sâdıkın doğması tamamlanıp, aydınlığı
yayılınca, kırmızılığın ilk görüntüleri ortaya çıkar.. İşte Rasûlullah buna
işaret etmiştir.
Hattâbî bu hadîsi
şerhederken şunları söyler:
"Kırmızının
manâsı; kırmızılığın ilk görüntülerinin, yayılan beyazlık arasına girmesidir.
Çünkü ikinci fecrin doğuşu tamamlanınca, ilk kırmızılıklar görünmeye başlar.
Araplar, sabahın, alttaki alacalığına benzetirler. Buna sebep, sabahta hem
beyazlığın hem de kırmızılığın bulunmasıdır."
Yukarıdaki izaha göre,
bu hadîsin, "gecenin karanlığı gündüzün aydınlığından ayrılıncaya
kadar..." yemeye içmeye müsaade eden âyete muârızhğı söz konusu olamaz.
Yukarıdaki izah göz
önüne alınmadan, hadîsteki kırmızılıktan maksadın güneşin doğacağına yakın
ufukta görünen kırmızılık olduğu kabul edilirse, o zaman bu hadîsin yukarıda
işaret edilen âyetin nüzulünden evvel vârid olduğu ve bu âyetle neshedildiği
sonucuna varılacaktır. Çünkü hadîsin âyete aykırı olduğu düşünülemez.