بَاب
فِي
كَرَاهِيَةِ
أَنْ
يَخْطُبَ
الرَّجُلُ
عَلَى
خِطْبَةِ
أَخِيهِ
16-17. (Din)
Kardeşinin Dünürlük Yaptığı Kıza Dünürlükte Bulunmanın Keraheti
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ عَمْرِو
بْنِ السَّرْحِ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
الْمُسَيَّبِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا يَخْطُبُ
الرَّجُلُ
عَلَى
خِطْبَةِ
أَخِيهِ
Ebu Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki: "Resûlallah (s.a.v.):
“Kimse (din) kardeşinin dünürlüğü üstüne dünürlükte bulunmasın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
nikah, Buyu', şurut; Müslim, buyu', nikah; Tirmizî, nikah; Nesai, buyu; İbn
Mace, nikah (1867); Darimi, nikah, Muvatta, nikah; Ahmed b. Hanbel, II, 122,
123, 126, 130, 142, 153, 238, 274, 311. 318, 394, 411, 427, 457, 462, 463, 487,
489, 558; IV, 147; V, 11.
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i şerif bir
müslümanın dünürlük yaptığı kıza o dünürlüğün sonucu alınmadan başka bir
müslümanında dünürlük yapmasının haram olduğunu ifade etmektedir.
İmam Mâlik bu hadisi
şöyle açıklıyor: "Bir adam bir kadına evlenme teklif eder kadında ona
meyleder, belirli bir mehir üzerinde anlaşırlar, karşılıklı rıza gösterirler,
kadın bazı şartlar öne sürer. İşte o zaman bu kadına başka bir adamın evlenme
teklif etmesi caiz olmaz. Resûl-i Ekrem (s.a.) "kendisine evlenme teklif
edildiği halde rıza göstermeyen ve kendisiyle bir anlaşma sağlanamayan kadına
evlenme teklifinde bulunmayın" demek istemiştir.[Muvatta, nikâh]
Hanbeli ulemâsından İbn
Kudâme'ye göre ise, kendisine dünürlük yapılan kadının durumu üç şekilde
olabilir:
1. Kadının, kendisine
dünürlük yapan kimseye veya velisine bu konuda olumlu cevap vermiş yahut
kendisini dünürlük yapan kimseyle evlendirmek üzere velisine tam yetki vermiş
olabilir. Bu durumda başka bir erkeğin aynı kadına dünürlük yapması haramdır.
Çünkü böyle bir hareket ilk dünürlük yapan kimsenin işinin bozulmasına ve
müslümanlar arasında düşmanlığın doğmasına yol açar bu konuda ilim adamları
arasında herhangi bir ihtilâf yoktur. Ancak bazı ilim adamları bu hadisteki
yasağın mekruhluk mânâsına geldiğine hükmederken bazıları da haramlık manâsına
geldiğini söylemişlerdir.
2. Kendisine dünürlük
yapılan kadın bu teklifi reddeder veya istekli görünmezse o zaman başka bir
erkeğin o kadına dünürlükte bulunması caizdir. Çünkü Müslim'in rivayet ettiği
şu hadis bunu açıkça ifâde etmektedir. Fatıma bint Kays; "(Nikaha) helâl
olduğum vakit Resûlullah(s.a.)'e Muaviye b. Ebi Süfyan ile Ebu Cehm'in beni
istediklerim söyledim. Resûlullah (s.a.)
"Ebu Celim
sopasını boynundan bırakmaz. Muaviye'ye gelince o da yoksuldur, hiç malı
yoktur. Sen Üsâme b. Zeyd ile evlen" buyurdu. Ben buna razı olmadım, sonra
tekrar, "Sen 'Üsâme ile evlen" buyurdular."[Müslim, talak]
Görülüyor ki burada
Fatıma bint Kays kendisine dünürlük yapan kimselere olumlu cevap vermediği ve
onlara meyi de etmediği içinResûl-i Ekrem Hz. Üsâme b. Zeyd namına Hz.
Fatıma'ya dünürlükte bulunmuştur.
3. Kadının kendisine
yapılan evlenme teklifine rıza gösterdiğini ve buna karar verdiğini açıkça ifade
etmeyip ima yoluyla ifâde etmesi halidir. Bu durumda hüküm bakımından aynen
birinci durum gibidir. İmam Ahmed din sözünün zahirinden anlaşılan da budur.
Ancak Kadı Iyaz, İmam Ahmed'in, bu durumda olan bir kadına dünürlük
yapılabileceği görüşünde olduğunu ve imam Şafiî'nin yeni mezhebinin de bu
merkezde bulunduğunu ifade ediyor ve "delilleri ise, biraz önce geçen
Fatıma bint Kays hadisidir. Çünkü bu hadiste Hz. Fatıma'nın kendisine ilk defa
dünürlükte bulunan kimselerden birine temayül ettiği anlaşılmaktadır. Böyleyken
Resûl-î Ekrem O'na Hz. - Üsâme -adına dünürlükte bulunmuştur" diyor.
Gerçekte ise Hz. Fatıma
kendisine dünürlük eden kimselere meyi etmemiş ve onlarla evlenmek hususunda
onun gönlünden bir( arzu geçmemiştir. Çünkü:
1. Fatıma bint Kays
Resûl-i Ekrem'e bu konuda istişare etmek için gelmiştir. Bu ise Fatıma'nın bu
hususta hiçbir karara varamadığını, Resûl-i Ekrem'in tavsiyesine göre hareket
etmek istediğini gösterir.
2. Resulü Ekrem'in ona,
"benden önce bir iş yapma"[Müslim, talak] "Beni geçip de kendi
kendine bir iş yapma!" [Müslim, talak] demiş olması da onun bu konuda
kararlı olmadığını gösterir.
Hanefî ulemasının bu
konudaki görüşü, ed-Dürrü'1-Muhtar isimli eserde şöyle özetleniyor: "Bir
erkek bir kadınla evlenmek ister, başka istekli erkek bulunmaz, kadın da
istekli erkeğe rıza gösterirse, onun o kadını istemesinde bir sakınca
yoktur" kadınların iddetlerine ait bölümün "el-Hidad" faslmdaki
bu ifâdenin haşiyesinde İbn Âbidin şöyle der; "Müellifin -başka istekli
erkek bulunmaz, kadında istekli erkeğe rıza gösterirse- kaydını el-Bahr
müellifi Şâfiîlerden nakletmiş ve şöyle demiştir: "Ben bu kaydı mezhebimizin
âlimlerine ait olarak bir yerde görmedim. Bu kaydın delili hadisidir. Bu hadis
sahihtir. Şâfîîler bu hadisi ilk istekli erkeğin, başka bir erkeğin dünürlük
yapmasına izin vermemesi şartına bağlamışlardır. Bizce de nakl olunan hüküm
budur. Nitekim ez-Zâhire'de bir erkeğin bir kadınla evlenmek için istekli
çıkmasından sonra başka bir erkeğin aynı kadına istekli çıkmasını Peygamber
(s.a.) nehy etmiştir. Nehy'den maksat, kadının ilk istekliye tamâyül etmesidir,
et-Tatarhaniyye' isimli eserin "kerahet" bölümünde böyle
denmiştir."