SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 2151 >>

DEVAM: 42-43. Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَأَى امْرَأَةً فَدَخَلَ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ فَقَضَى حَاجَتَهُ مِنْهَا ثُمَّ خَرَجَ إِلَى أَصْحَابِهِ فَقَالَ لَهُمْ إِنَّ الْمَرْأَةَ تُقْبِلُ فِي صُورَةِ شَيْطَانٍ فَمَنْ وَجَدَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا فَلْيَأْتِ أَهْلَهُ فَإِنَّهُ يُضْمِرُ مَا فِي نَفْسِهِ

 

Câbir (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) (ansızın) bir kadın görmüş, bunun üzerine Zeyneb bint Cahş'ın yanına girip onunla ihtiyacını gidermiş, sonra ashabının yanına çıkıp onlara; "Kadın, şeytan kılığında (bir erkeğin) karşısına çıkabilir kim böyle bir şeyle karşılaşırsa, hemen ailesine gelsin (ve onunla cinsi münâsebette bulunsun) çünkü bu (şekilde hareket, kadınlara yönelik) içindeki (his)leri zayıflatır." buyurmuş.

 

 

İzah:

Müslim, nikâh; Tirmizî, redâ'; Ahmed b. Hanbel, III, 330.

 

Zeynep bint Çahş (r.anhâ)'ın annesi Resûl-i Ekrem'in  halası Ümeyme'dir. Önce Zeyd b. Harise ile evlenmiş­ti. Daha sonra Hz. Zeyd-onu boşayınca hicretin beşinci senesinde 35 ya­şında iken Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'le evlendi. Rasûlullahın hanımı olduğu "Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikahladık ki (bundan böyle) evlatlıkları hammlarıyla ilişkilerini kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlere bir güçlük olmasın..."[Ahzâb 37] âyeti kerimesiyle sabittir. Hikmeti ise, sözü geçen âyet-i kerimede açıklandığı gibi, "ev­latlıkları hanımlanyla ilişkilerini kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlerin zorluk çekmelerini kaldırmak "tır.

 

Hz. Zeyneb, Rasûl-i Ekrem'in diğer zevcelerinin nikâhını velileri kıy­dıkları halde, kendi nikâhını Allah'ın kıydığım ve Rasûl-i Ekrem'in amca­sının kızı olduğunu söyleyerek iftihar ederdi. Esâs ismi Berre iken Hz. Peygamber ona Zeyneb ismini ver'di. Son derece hayırsever, çok sadaka vermekle ve çok oruç tutmakla ma'ruf idi.

 

Hz. Peygamber hanımlarına hitaben: "Sizin bana en çabuk kavuşa­cak olanınız kolu en uzun olanınızdır."[Müslim, Fedâilü's-Sahâbe 101.] buyurarak kinaye yoluyla onun cömertliğine ve çok sadaka verdiğine işaret etmişti.

 

Hadis-i şerifin manasına muvafık olarak, âhirete, Rasûl-i Ekrem'in diğer zevcelerinin hepsinden evvel irtihâl etti, vefat yılı hicretin yirminci yılına tesadüf eder. Vefat ettiği zaman elli yahut elli üç yaşında idi.

 

Mevzûmuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisi müslim'in Sahîh'inde "Zev­cesi Zeyneb'in yanına geldi, Zeyneb kendisine âit bir deriyi tabaklamakla meşguldü."[Müslim, nikâh] manâsına gelen lafızlarla rivayet olunmuştur.

 

Dârimî'nin rivayetine göre ise, Hz. Peygamberin ihtiyacını gidermek için Hazret-i Sevde'nin yanma geldiği ifâde edilmektedir.[bk. Dârimî, II,  146.] Bu da aynı hâdisenin ayrı ayrı zamanlarda iki defa tekerrür ettiğini gösterir. Metinde bazı kadınların şeytana benzetilmesi, söz konusu kadınların erkeğin gön­lüne vesveseler vererek onu şerre ve fesada yöneltip yoldan çıkarması iti­bariyledir. Bu vasıflardan uzak olan kadınlar ise, Allah ve Rasûlü tarafın­dan övülmüşlerdir.

 

Hadîs-i şerifte, fettan kadınlarla karşılaşıp da fitneye düşme tehlikesi­ne maruz kalan kimselerin hemen o anda oradan uzaklaşarak evine gitme­si ve nefsinin arzusunu helal yollarla tatmin etmesi emredilmektedir.