DEVAM: 42-43.
Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
هِشَامٌ عَنْ
أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رَأَى
امْرَأَةً
فَدَخَلَ عَلَى
زَيْنَبَ
بِنْتِ
جَحْشٍ
فَقَضَى حَاجَتَهُ
مِنْهَا
ثُمَّ خَرَجَ
إِلَى
أَصْحَابِهِ
فَقَالَ
لَهُمْ إِنَّ
الْمَرْأَةَ
تُقْبِلُ فِي
صُورَةِ
شَيْطَانٍ
فَمَنْ وَجَدَ
مِنْ ذَلِكَ
شَيْئًا
فَلْيَأْتِ
أَهْلَهُ
فَإِنَّهُ
يُضْمِرُ مَا
فِي نَفْسِهِ
Câbir (r.a.)'den rivayet
olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) (ansızın) bir kadın görmüş, bunun üzerine Zeyneb
bint Cahş'ın yanına girip onunla ihtiyacını gidermiş, sonra ashabının yanına
çıkıp onlara; "Kadın, şeytan kılığında (bir erkeğin) karşısına çıkabilir
kim böyle bir şeyle karşılaşırsa, hemen ailesine gelsin (ve onunla cinsi
münâsebette bulunsun) çünkü bu (şekilde hareket, kadınlara yönelik) içindeki
(his)leri zayıflatır." buyurmuş.
İzah:
Müslim, nikâh; Tirmizî,
redâ'; Ahmed b. Hanbel, III, 330.
Zeynep bint Çahş (r.anhâ)'ın
annesi Resûl-i Ekrem'in halası
Ümeyme'dir. Önce Zeyd b. Harise ile evlenmişti. Daha sonra Hz. Zeyd-onu
boşayınca hicretin beşinci senesinde 35 yaşında iken Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'le
evlendi. Rasûlullahın hanımı olduğu "Zeyd, o kadından ilişiğini kesince
biz onu sana nikahladık ki (bundan böyle) evlatlıkları hammlarıyla ilişkilerini
kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlere bir güçlük
olmasın..."[Ahzâb 37] âyeti kerimesiyle sabittir. Hikmeti ise, sözü geçen
âyet-i kerimede açıklandığı gibi, "evlatlıkları hanımlanyla ilişkilerini
kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlerin zorluk çekmelerini
kaldırmak "tır.
Hz. Zeyneb, Rasûl-i
Ekrem'in diğer zevcelerinin nikâhını velileri kıydıkları halde, kendi nikâhını
Allah'ın kıydığım ve Rasûl-i Ekrem'in amcasının kızı olduğunu söyleyerek
iftihar ederdi. Esâs ismi Berre iken Hz. Peygamber ona Zeyneb ismini ver'di.
Son derece hayırsever, çok sadaka vermekle ve çok oruç tutmakla ma'ruf idi.
Hz. Peygamber
hanımlarına hitaben: "Sizin bana en çabuk kavuşacak olanınız kolu en uzun
olanınızdır."[Müslim, Fedâilü's-Sahâbe 101.] buyurarak kinaye yoluyla onun
cömertliğine ve çok sadaka verdiğine işaret etmişti.
Hadis-i şerifin
manasına muvafık olarak, âhirete, Rasûl-i Ekrem'in diğer zevcelerinin hepsinden
evvel irtihâl etti, vefat yılı hicretin yirminci yılına tesadüf eder. Vefat
ettiği zaman elli yahut elli üç yaşında idi.
Mevzûmuzu teşkil eden
Ebû Dâvûd hadisi müslim'in Sahîh'inde "Zevcesi Zeyneb'in yanına geldi,
Zeyneb kendisine âit bir deriyi tabaklamakla meşguldü."[Müslim, nikâh]
manâsına gelen lafızlarla rivayet olunmuştur.
Dârimî'nin rivayetine
göre ise, Hz. Peygamberin ihtiyacını gidermek için Hazret-i Sevde'nin yanma
geldiği ifâde edilmektedir.[bk. Dârimî, II,
146.] Bu da aynı hâdisenin ayrı ayrı zamanlarda iki defa tekerrür
ettiğini gösterir. Metinde bazı kadınların şeytana benzetilmesi, söz konusu
kadınların erkeğin gönlüne vesveseler vererek onu şerre ve fesada yöneltip
yoldan çıkarması itibariyledir. Bu vasıflardan uzak olan kadınlar ise, Allah
ve Rasûlü tarafından övülmüşlerdir.
Hadîs-i şerifte, fettan
kadınlarla karşılaşıp da fitneye düşme tehlikesine maruz kalan kimselerin
hemen o anda oradan uzaklaşarak evine gitmesi ve nefsinin arzusunu helal yollarla
tatmin etmesi emredilmektedir.