بَاب
كَيْفَ
تُنْحَرُ
الْبُدْنُ
20. Kurbanlık Develer
Nasıl Kesilir?
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
خَالِدٍ
الْأَحْمَرُ
عَنْ ابْنِ
جُرَيْجٍ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
وَأَخْبَرَنِي
عَبْدُ الرَّحْمَنِ
بْنُ سَابِطٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَأَصْحَابَهُ
كَانُوا
يَنْحَرُونَ
الْبَدَنَةَ
مَعْقُولَةَ
الْيُسْرَى
قَائِمَةً
عَلَى مَا
بَقِيَ مِنْ
قَوَائِمِهَا
Abdurrahman b. Sâbi'den
rivayet edildiğine göre; Nebi (s.a.v.) ve ashabı kurbanlık develeri sol (ön
ayakları) bağlı ve geri kalan ayakları üzerinde dikili olarak boğazlardı.
İzah:
Beyhâkî,
es-Sünenü'1-kübrâ, V, 237.
Nebi (s.a.v.) ve ashabı
deveyi sol ön ayağı bağlı iken keserlerdi. Çünkü Allah Teâla ve tekaddes hazretleri
Kur-'ân-ı Kerim'inde "Biz kurbanlık develeri de sizin için Allah'ın
şeâirinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. O halde onlar ayakta duru(p
boğazlanı)rlarken üzerlerine Allah'ın ismini anın. Yanları üstü düşüp öldükleri
vakitte ondan hem kendiniz yiyin, hem ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyip dilenen
fakir(ler)e yedirîn.Onları, şükredersiniz diye, böylece müsahhar
kıldık."[Hac 36] buyuruyor. Bu ayet-i kerimede geçen "savaffe"
kelimesine İbn Abbas'ın "kıyam = ayakta" manasını verdiği Buhârî
tarafından rivayet edilmiştir.[Buhârî, hac]
Buhârî'nin İbn1
Abbâs'dan ta'Iikan rivayet ettiği bu hadisi, Hâkim Müstedrek'inde mevsûlen yine
İbn Abbâs'dan şu lâfızlarla rivayet ediyor: "Üç ayak üzerinde kâim ve
bağlı olarak kesiniz" İbn Mes'ûd (r.a.) ise tercümesini sunduğumuz ayet-i
kerimedeki kelimesini şeklinde okumuştur ki (safine) kelimesinin çoğuludur.
Bilindiği gibi "safine” kesilirken muzdarib olmaması için bir ayağı bağlanarak
kaldırılan hayvan demektir.
Hayvanı bu şekilde kesmekten
maksat, kesilen kurbanın, "yanları üstüne düştükleri vakit de ondan hem
kendiniz yeyin, hem ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyip dilenen fakirlere
yedirin"[Hac 36] mealindeki ayet-i kerimede belirtilen şekilde yere
düşmesini sağlamak ve hayvanın keserken zar,ar%er-mesini önlemektir.
Konumuzu teşkil eden
hadis deveyi sol ön ayağı bağlı olarak ayakta boğazlamanın sünnet olduğunu
ifade etmektedir. Her ne kadar Kadı lyâz, Tavus'tan, devenin yatırılarak
boğazlanmasının efdal olduğunu nakletmiş-se de Nevevî bunun sünnete muhalif
olduğunu söylemiştir. Nitekim bir numara sonra gelecek olan, "onu bağlı
olarak ayağa kaldır. Nebiinizin sünnetine tâbi ol" anlamındaki hadis-i
şerif de Nevevî'yi doğrulamaktadır.
Her ne kadar Şevkânî
Neylu'l-Evtâr isimli eserinde; "Hanefîlere göre deveyi ayakta kurban
etmekle yatırarak kurban etmek arasında bir fark yoktur" diyerek
Hanefîlerin bu konuda yanıldıklarını söylemek istemişse de gerçekte
Hanefî'lerin bu konudaki görüşleri Şevkânî'nin dediği gibi değildir. Çünkü
Hanefîlere göre deveyi ayakta kurban etmek müstehabdır. Nitekim Hidâye'de
"deve ayakta boğazlanır. Davarla sığır cinsi ise, yatırılarak
kesilir." denilmektedir. Kâsânî'nin Bedayiu's-sanâyi isimli eserinde de
Hidâye'deki bu görüşlere aynen yer verilmektedir. Ancak Şevkânî'yi yanıltan Ebû
Hanife'nin bir deveyi kestikten sonra "devenin kesilirken etrafındakilere
zarar vereceğinden korktuğunu" ifade etmesidir. Gerçekte Hz. İmâma göre
efdal olan deveyi ayakta kesmektir. Lâkin devenin zararlı olmasından
korkulduğu zaman yatırılarak kesilmesini tercih etmiştir. Çünkü her ne kadar
Hz. Nebi develeri ayakta kesmişse de bu konuda bizim durumumuz onunkinden çok
farklıdır. Zira 1765 numaralı hadis-i şerifte de açıklandığı üzere kurbanlık
develer, kesilirken Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'e zorluk çıkarmadıkları gibi onun
eliyle kesilmek için daha önce onun bıçağının altına yatmakta birbirleriyle
yarış ederlerdi.