DEVAM: 79. Umre
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَحَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَارِثِ
عَنْ عَامِرٍ
الْأَحْوَلِ
عَنْ بَكْرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
ابْنِ عَبَّاسٍ
قَالَ
أَرَادَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْحَجَّ
فَقَالَتْ
امْرَأَةٌ
لِزَوْجِهَا
أَحِجَّنِي
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلَى
جَمَلِكَ
فَقَالَ مَا
عِنْدِي مَا
أُحِجُّكِ
عَلَيْهِ
قَالَتْ أَحِجَّنِي
عَلَى
جَمَلِكَ
فُلَانٍ
قَالَ ذَاكَ
حَبِيسٌ فِي
سَبِيلِ
اللَّهِ
عَزَّ
وَجَلَّ
فَأَتَى رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ
إِنَّ
امْرَأَتِي
تَقْرَأُ عَلَيْكَ
السَّلَامَ
وَرَحْمَةَ
اللَّهِ وَإِنَّهَا
سَأَلَتْنِي
الْحَجَّ
مَعَكَ قَالَتْ
أَحِجَّنِي
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقُلْتُ مَا
عِنْدِي مَا أُحِجُّكِ
عَلَيْهِ
فَقَالَتْ
أَحِجَّنِي
عَلَى
جَمَلِكَ
فُلَانٍ
فَقُلْتُ
ذَاكَ حَبِيسٌ
فِي سَبِيلِ
اللَّهِ
فَقَالَ
أَمَا إِنَّكَ
لَوْ
أَحْجَجْتَهَا
عَلَيْهِ كَانَ
فِي سَبِيلِ
اللَّهِ
قَالَ
وَإِنَّهَا أَمَرَتْنِي
أَنْ
أَسْأَلَكَ
مَا يَعْدِلُ
حَجَّةً
مَعَكَ فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَقْرِئْهَا
السَّلَامَ
وَرَحْمَةَ
اللَّهِ
وَبَرَكَاتِهِ
وَأَخْبِرْهَا
أَنَّهَا
تَعْدِلُ
حَجَّةً مَعِي
يَعْنِي
عُمْرَةً فِي
رَمَضَانَ
İbn Abbâs (r.a.)'dan; demiştir
ki: Resülullah (s.a.v.) hac yapmak istemişti. (Bunu duyan) bir kadın da
kocasına; Beni devenin (üzerine bindirerek) Resûlulah (s.a.v.) ile birlikte
hacca götür, dedi. (Kocası da); Bende seni üzerinde hacca götürebileceğim bir
deve yoktur, cevabını verdi. Kadın: Falan devene bindirsen olmaz mı? dedi.
(Kocası): O (deve) aziz ve celil olan Allah yoluna vakfedilmiştir,. dedi ve
Resüluilah (s.a.v.)'e gelip: (Ya Resuluilah), karım Allah'ın selam ve
rahmetinin senin üzerine olmasını diliyor ve seninle hacetmek istiyor. Bana:
"Beni Resuluilah sallallahu aleyhi ve sellemle hacca götür" dedi. Ben
de (kendisine); "Bende seni üzerinde hacca götürebileceğim (bir hayvan)
yok" dedim. O da "Beni falan devenin üzerinde hacca götür" dedi.
Bunun üzerine; (O deve), Allah yoluna vakfedilmiştir" dedim.
(Rasûlullah s.a.v.)
şöyle buyurdu: "Şu bir gerçek ki eğer sen onu o deven üzerinde hacca
götürseydin bu da Allah yolunda (bir iş) olurdu." diye cevab verdi ve
benden hangi amelin seninle hacca gitmeye denk olabileceğini sana sormamı
istedi. Resuluilah (s.a.v.)'de: "Allah'ın selâmı, rahmet ve berekâtı onun
üzerine olsun. Ona, "Ramazanda yapılan umrenin (benimle birlikte yapılan)
hacca denk olduğunu haber ver" buyurdu.
İzah:
îbn Mâce, menâsik;
Tirmizî, hac
Hadis-i şerifte söz
konusu edilen hâdise Veda Haccı yılında
olmuştur. Her ne
kadar Resûl-i Ekrem'le
hacca
gitmeyi arzu eden
kadının kimliği burada açıklanmıyorsa da Buhârî'nin rivayetinde bu kadının
"Ümmü Sinan" olduğu ifâde ediliyor.[Buhârî, cezâussayd]
Konumuzu teşkil eden bu
hadis-i şerifte anlatılan olay, bir önceki hadiste geçen olaydan tamamen ayrı
bir olaydır. Çünkü bir önceki hadiste geçen olay Ümmü Sinan'la değil, Ümmü
Ma'kıl'la ilgilidir. Bununla beraber her iki kadının da aynı kadın olabileceğini
söyleyenler de vardır. Çünkü Ümmü Ma'kü'ın Ümmü Sinan künyesiyle de anıldığını
iddia edenler vardır.
Bu iki hâdisenin bir
benzeri de Ümmü Talîk isimli kadının başından geçmiştir. Talk b. Habîb'in
rivayetine göre Ebu Talîk kendisine şunları anlatmıştır: Karısı Ümmü Talîk ona;
İki deveden birini bana
ver de onunla hacca gideyim, demiş. Ebû Talîk de;
Benim devem Allah
yoluna vakfedilmiştir deyince, karısı ona;
"Benim o deve
üzerinde hacca gitmem de Allah yolunda bir ameldir, diye karşılık vermiş. Daha
sonra bu durumu Resûl-i Ekrem'e arz ettikleri zaman;
Seninle birlikte hacc
etmeye denk olan bir amel var mıdır? diye sormuşlarda Resûl-i Ekrem;
"Ramazanda umre
yapmak bu hacca denktir" buyurmuştur.[İbn Hacer, el-Fethü'l-Bârî, III,
391.]
Her ne kadar İbn
Abdilberr kesinlikle Ümmü Ma'kıl ile Ümmü Sinan'ın aynı kadın olduğunu iddia
ediyorsa da Tekmiletu'I-Menhel yazarının beyânına göre bu doğru değildir. Ebu
Ma'kıl Resûl-i Ekrem'in devrinde vefat etmiştir. Ebû Talîk ise, tabiînin
küçüklerinden olan Talk dünyaya gelinceye kadar yaşamış hattâ Talk ondan hadis
rivayet etmiştir.
Bütün bunlar söz konusu
iki kadının aynı kadın olmayıp ayrı ayrı iki kadın olduklarını
gösterir.[Tekmiletu'I-Menhel, II, 161; ayrıca bak. Fethu'l-Bârî, III, 391.]
Bu hadiste söz konusu
edilen kadınla bir önceki hadis-i şerifte geçen kadının aynı kadın olduğu kabul
edilecek olursa o zaman, "Bir önceki hadiste Resûl-i Ekrem'in
"Ramazanda yapılan bir umre hacca bedeldir" sözünü Ümmü Ma'kıPe
hitaben söylediği ifâde edildiği halde, burada bu sözü Ümmü Ma'kıl'm kendisine
değil de kocasına söylediği ifâde ediliyor. Bu ise bir çelişkidir" diye
bir itirazda bulunan olabilir. Bir önceki hadis-i şerîfin izahında da ifâde
ettiğimiz gibi böyle bir itiraz yersizdir. Çünkü ayn ayrı zamanlarda Resûl-i
Ekrem bu sözü hem Ümmü Ma'kü'e hem de kocası Ebû Ma'kıl'e söylemiştir.
Söz konusu kadınların
ayrı ayrı iki kadın oldukları kabul edildiği zaman ise, zaten böyle bir
itiraza imkân yoktur.