DEVAM: 77. Taşları
Atmak
حَدَّثَنَا
أَبُو ثَوْرٍ
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ خَالِدٍ
وَوَهْبُ
بْنُ بَيَانٍ
قَالَا حَدَّثَنَا
عُبَيْدَةُ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
زِيَادٍ عَنْ
سُلَيْمَانَ
بْنِ عَمْرِو
بْنِ الْأَحْوَصِ
عَنْ أُمِّهِ
قَالَتْ
رَأَيْتُ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
عِنْدَ
جَمْرَةِ
الْعَقَبَةِ
رَاكِبًا
وَرَأَيْتُ
بَيْنَ
أَصَابِعِهِ
حَجَرًا
فَرَمَى
وَرَمَى
النَّاسُ
Süleyman b. Amr el-Ahvas
annesinin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben Resûlullah (s.a.v.)'i binitli
ve parmakları arasında bir (çakıl) taş(ı) olduğu halde Akabe Cemresinin yanında
gördüm." (Elindeki çakıl taşını) attı. Halk da (ellerindeki çakıl
taşlarını) attı.
İzah:
Beyhaki,
es-Sünenu'l-kübrâ, V, 130.
"Resûl-i Ekrem'in
parmakları arasında tuttuğu taş"tan maksat baş parmağı ile şahadet ve orta
parmakları arasında tuttuğu parmak ucu büyüklüğünde bir çakıl taşıdır. Bu
ifâdeden Resûl-i Ekrem'in cemreleri bu üç parmağın yardımıyla ve şehâdet parmağının
ileri itmesiyle attığı anlaşılıyor. Şafiî ulemasından Beğâvî ile Râfiî
cemrelerin bu şekilde atılması gerektiğine hükmetmişlerdir. Ancak bu hadisin
senedinde zayıf bir râvi olan Zeyd b.'Ebî Ziyâd vardır. Dolayısıyla hadis delil
olma niteliğinden uzak, zayıf bir hadistir.