بَاب
لَحْمِ
الصَّيْدِ
لِلْمُحْرِمِ
40. İhramlı Av Eti
Yiyebilir mi?
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ كَثِيرٍ
عَنْ حُمَيْدٍ
الطَّوِيلِ
عَنْ
إِسْحَقَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ أَبِيهِ
وَكَانَ
الْحَارِثُ
خَلِيفَةُ
عُثْمَانَ
عَلَى
الطَّائِفِ
فَصَنَعَ
لِعُثْمَانَ
طَعَامًا
فِيهِ مِنْ
الْحَجَلِ
وَالْيَعَاقِيبِ
وَلَحْمِ
الْوَحْشِ
قَالَ
فَبَعَثَ إِلَى
عَلِيِّ بْنِ
أَبِي
طَالِبٍ
فَجَاءَهُ الرَّسُولُ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ
يَخْبِطُ
لِأَبَاعِرَ
لَهُ
فَجَاءَهُ
وَهُوَ يَنْفُضُ
الْخَبَطَ
عَنْ يَدِهِ
فَقَالُوا
لَهُ كُلْ
فَقَالَ
أَطْعِمُوهُ
قَوْمًا
حَلَالًا
فَأَنَا
حُرُمٌ
فَقَالَ
عَلِيٌّ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ
أَنْشُدُ
اللَّهَ مَنْ
كَانَ هَا
هُنَا مِنْ
أَشْجَعَ
أَتَعْلَمُونَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَهْدَى
إِلَيْهِ
رَجُلٌ
حِمَارَ
وَحْشٍ
وَهُوَ
مُحْرِمٌ
فَأَبَى أَنْ
يَأْكُلَهُ
قَالُوا
نَعَمْ
Abdullah b. el-Hâris'in
babası el-Hâris'den rivayet edildiğine göre -ki Haris, Tâif'te Osman (r.a)'in
amili idi- Hz. Osman için içerisinde keklik ve yaban eşeği eti bulunan bir
yemek yaptı. (Hz. Osman, yemeğe davet etmek üzere) Hz. Ali'ye (bir elçi)
gönderdi. (Elçi) geldiği zaman Hz. Ali develeri için (ağaçtan yaprak)
silkmekteydi. Biraz sonra ellerinden yaprakları silkeleyerek (yemeğe) geldi.
Kendisine "sen de ye" dediler.
"Siz onu
ihramsız olan kimselere yediriniz. Çünkü biz ihramlıyız. Burada bulunan en
cesur kimselere (yani size) soruyorum; Allah aşkına siz, Rasûlullah'a ihramlı
iken bir adamın vahşi eşek hediye ettiğini fakat onu yemedeğini biliyor
musunuz" dedi. Onlar da "evet" cevabım verdiler.
İzah:
Tahâvî, Şerhu
meâni'l-âsâr, I, 386.
Hz. Ali Resûl-i
Ekrem'in ihramh iken vahşî eşek eti yemediğini bildiği için kendisine ikram
edilen vahşi eşek etini yememiştir. Çünkü kendisi de o anda ihrarıh idi.
Kendisini bu yemeğe davet eden ve içlerinde Hz. Osman'ın da bulunduğu cemaatin
de Resûl-i Ekrem'in ihramh iken vahşi eşek eti yemediğini bilmeleri gerekiyordu.
İşte Hz. Ali Resûl-i Ekrem'in ihramh iken vahşi eşek eti yemediğini onlara
hatırlatmak istedi ve hadiseyi metinde geçtiği şekilde hatırlattı. Orada
"hazır bulunanlar olayı hatırlayarak Hz. Ali'yi tasdik ettiler.
Hz. İbn Abbas'ın
rivayet ettiği bir hadis-i şerifde şu anlamdadır: es-Sa'b b. Cessâme,
Rasûlullah (S.A.V.)'e Ebvâ'da yahut Veddân'da iken bir yaban eşeği hediye etti
de bu hediyeyi kabul etmedi. es-Sa'b'ın üzüldüğünü yüzünden anlayınca,
"Almanıazlık
etmezdim, alırdım, ama ihramhyız" buyurdu.[el-Fethu'r-rabbâni, XI, 237;
Buhârî, cezâu's-sayd; Nesâî, hac]
Hafız İbn Hacer'in
beyânına göre bazıları bu hadise bakarak ihramlı-nın av eti yemesinin
kesinlikle haram olduğuna hükmetmişlerdir. Çünkü bu hadiste Resûl-i Ekrem'in av
eti yemekten kaçınması sadece ihramh oluşuna bağlanmıştır. Hz. Ali, İbn Abbas,
İbn Ömer, el-Leys, es-Sevrî (r.a.) bu görüştedirler, fakat Müslim'in rivayet
ettiği; "İhramlı olarak Talha b. Ubeydillah'ın yanında bulunuyorduk.
Kendisine bir kuş hediye ettiler. Talha uyuyordu. Bazımız bundan yedik, bazımız
da yemekten çekindik. Talha uyanınca yiyenlerin hareketini doğru buldu ve
"Biz onu Resûlullah (S.A.V.) ile beraber yedik" dedi,"[Müslim,
hac] anlamındaki hadis-i şerif ile Ebû Kata-de'nin rivayet ettiği, "Ya
Resûlallah! Ben bir av vurdum, ondan artan bir parçayammdadır." dedim.
Bunun üzerine Nebi (S.A.V.) yanındaki cemaate ihramh oldukları halde
"yeyin" buyurdular,"[Müslim, hac] anlamındaki hadis-i şerif ve
Umeyr b. Seleme'nin, el-Behzî Nebi (S.A.V.)'e bir vahşi eşek hediye etti de Hz.
Nebi Hz. Ebu Bekr'e arkadaşları arasında paylaştırmasını emretti," [Zürkânî, Şerhu'l-Muvaîta', III,'88,
Fethu'r-rabbânî, XI, 246; Nesâî, hac; Beyhâkî es~Sünenü'l-kübrâ, V, 188.] anlamındaki hadis, ihramhmn av eti yemesinin
caiz olduğunu ifade etmektedirler. Küfe ulemâsıyla Seleften bir cemaat de
hadis-i şeriflere bakarak ihramhmn av eti yemesinin caiz olduğuna hükmetmiştir.
Ulemânın büyük
çoğunluğuna göre ise, bu hadislerin arasını şu şekilde telif etmek mümkündür.
1. İhramlının av eti
yemesinin helâl olduğunu ifade eden hadisler, ihramsız bir kimse kendisi için
avlayıp da daha sonra ihramlı kimselere ikram ettiği avın etleriyle ilgilidir.
İhramlının av eti yemesinin yasak olduğunu ifade eden hadisler ise, ihramsız
bir kimsenin ihramlı bir kimseye ikram etmek üzere avladığı avlardır.
2. Bu konuda İmâm Mâlik
daha başka telif şekilleri göstermiştir. Şöyle ki:
a. îhramh, daha ihrama
girmeden önce avlanan avın etinden yiyebilir. Çünkü ihramlının av eti
yemesinin helâl olduğunu ifâde eden hadisler ihramhnm ihrama girmesinden önce
avlanan avların etidir.
b. İhramlının av eti
yemesinin haram olduğunu ifade eden hadis-i şerifler ise ihramlının ihrama
girmesinden sonra avlanan avlarla ilgilidir.
3. Osman (r.a.)'ın
yaptığı bir başka te'lif şekli de şöyledir:
a. İhramlının av eti
yemesinin caiz olmadığım ifade eden hadisler bizzat ihramlının kendisine ikram
etmek üzere avlanan avlarla ilgilidir.
b. İhramlının av eti
yemesinin helal olduğunu ifâde eden hadisler ise, ihramda olmayan kimselere
ikram etmek üzere avlanan avlarla veya kendisine ikram edilmek üzere avlandığı
halde başka bir ihramlıya ikram edilen avlarla ilgilidir.
Bu konuda
"Bezlu'I-mechûd" yazarı şunları söylüyor: "Ben derim ki; biz
Hanefîlere göre Resülullah'ın kendisine hediye edilen vahşi eşeği kabul
etmeyişinin sebebi o eşeğin canlı olarak hediye edilmiş olmasıyla ilgilidir.
Çünkü Buhârî'nin rivayet ettiği hadis[Buhârî, cezau's-sayd] bunu ifade
etmektedir. Eğer bu eşeğin avlanmış olarak hediye edildiği kabul edilirse, o
zaman da bu hayvanı avcıya Resûl-i Ekrem'in gösterdiği ve bu sebepten ihramlı
iken bu hayvanın etini yemekten kaçındığı düşünülebilir. Yoksa ihramlının av
eti yemesinde bir sakınca yoktur. Nitekim es-Sa'b'dan rivayet edilen ve
Beyhâkî'nin "sahih senedle rivayet edilmiştir" dediği
"-Resülullah'ın kendisine ikram edilen bir vahşi eçek etinden
yediğini" ifade eden hadiste bu ihtimali te'yid etmektedir."