DEVAM: 29.
Haşimoğullarına Sadaka Vermek
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
أَخْبَرَنَا
أَبِي عَنْ
خَالِدِ بْنِ
قَيْسٍ عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَنَسٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَجَدَ تَمْرَةً
فَقَالَ
لَوْلَا
أَنِّي
أَخَافُ أَنْ
تَكُونَ
صَدَقَةً
لَأَكَلْتُهَا
قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
هِشَامٌ عَنْ
قَتَادَةَ
هَكَذَا
Enes (r.a.)'den rivayet
edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) (yerde) bir hurma buldu da: "Zekât
olmasından korkmasaydım, onu yerdim" buyurdu.
Ebû Dâvûd dedi ki: Hişâm
bunu Katâde'den böyle rivayet etti.
İzah:
Buhari, buyu', lukata;
Müslim, zekât; Ahmed b. Hanbel II, 317; III, 132, 193, 292.
Bu hadis, bir hurma
tanesi, bir ekmek parçası veya bir üzüm tanesi gibi genellikle başkasına
verilmesinde cimrilik gösterilmeyen değersiz şeyleri yerden alıp kime ait
olduklarını sormadan yemenin mubah olduğuna delâlet etmektedir. Zira Peygamber
(s.a.v.) o hurmayı sadaka hurması olma ihtimalinden dolayı yememiştir. Şayet
sadaka olma ihtimali olmasaydı onu yiyecekti.
Ayrıca bu hadis farz
olsun nafile olsun, sadakanın azının bile Peygamber (s.a.v.)'e haram
kılındığına delildir.