DEVAM: 2. Zekâta Tabi
Mallar
حَدَّثَنَا
أَيُّوبُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
الرَّقِّيُّ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
إِدْرِيسُ
بْنُ يَزِيدَ
الْأَوْدِيُّ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ
الْجَمَلِيِّ
عَنْ أَبِي
الْبَخْتَرِيِّ
الطَّائِيِّ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
يَرْفَعُهُ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَيْسَ
فِيمَا دُونَ
خَمْسَةِ
أَوْسُقٍ
زَكَاةٌ
وَالْوَسْقُ سِتُّونَ
مَخْتُومًا
Ebû Saîd el-Hudrî'nin
merfu' olarak rivayet ettiğine göre, Nebi (s.a.v.): "Beş vesk'ten az olan
(hurma, üzüm ve hubûbat)da zekât yoktur.Bir vesk damgalanmış altmış
sa'dır" buyurmuştur.
قَالَ
أَبُو دَاوُد
أَبُو
الْبَخْتَرِيُّ
لَمْ
يَسْمَعْ
مِنْ أَبِي
سَعِيدٍ
Ebu Davud dediki:
Hadisin senedinde geçen Ebu'l-Bahteri, Ebu Saîd'den hadis duymamıştır.
İzah:
İbn Mâce, zekât;
Dârimî, zekât; Ahmed b. Hanbel, 111-59.
Bu hadis bir önceki
hadiste geçen "beş vesk'ten az olan (hurma, üzüm
ve hubûbat)da zekat yoktur", fıkrasını te'yid ettiği gibi vesk'in
miktarım da açıklamaktadır.
Daha önce belirttiğimiz
gibi "evsuk" kelimesi, "vesk" veya "visk'-'in
çoğuludur. Vesk veya visk'in anlamı deve, katır ve merkebin yükü demektir.
Burada ise, altmış sa' manâsında kullanılmıştır.
Bir vesk'in altmış sa'
olduğu hususunda ittifak vardır. Sa' ise, dört müdde eşit olan bir ölçektir.
Müddün kaç rıtıl olduğu hususunda ise, fakihler arasında ihtilâf vardır.
Ebû Hanife, Muhammed ve
Irak fakihlerine göre bir sa', sekiz rıtl-ı Bağdadî'ye eşittir.
Mâlik, Şafiî, Ahmed b.
Hanbel, Ebû Yusuf ve Hicaz fakihlerine göre ise, bir sa', 5 1/3 rıtl-ı Bağdadî'dir.
Bazı âlimler demişler
ki, bu ihtilâf su ile buğdayın özgül ağırlıkları arasındaki farktan neş'et
etmiştir. Yani bir sa'ın sekiz rıtl olduğunu söyleyen fakihler, bir sa'ın
aldığı suya, itibar etmişlerdir. 5 1/3 rıtıl olduğunu söyleyen âlimler de onun
aldığı arpa veya hurmaya itibar etmişlerdir. Bir başka ifadeyle 8 rıtıl su, 5
1/3 rıtıl buğdaya muadildir. Hal böyle olunca sa' ve müdd miktarı hakkında bir
ihtilâf kalmıyor.
Hanelilerin muteber
saydığı rıtla "rıtl-i Irâkî" veya "rıtl-ı Bağdadî" Malikî,
Şafiî ve Hanbelîler'in kabul ettiği rıtla da "Medine rıtlı" veya
"Rıtl-ı Hicâzî" denilmektedir.
Rıtıl, sa' ve vesk'in
dirhem ve gram olarak hesabı:
1. dirhem-i örfî (3,12
gr.)'ye göre:
a. Hanefilere göre bir
rıtl-ı bağdadî, 130 dirhemdir.
Bir rıtl = 130 dirhem,
bir dirhem-i örfî = 3,12 gr. Bir rıtıl = 130 X
3,12 = 405,6 gr.
Bir sa' = 8 rıtıl x 130
dirhem = 1040 dirhem.
Bir sa = 1040 dirhem x
3,12 =
3,244 kgr.
Bir vesk = 60 sa' x
1040 dirhem = 62400 dirhem
Bir vesk = 62400 x 3,12
- 194,688 kgr.
Beş vesk =5x194,688 =
973,440 kgr.
b. Şafiîlerle
Hanbelîlere göre bir rıtıl 128 4/7 dirhemdir. Buna göre:
Bir rıtıl = 128 4/7
dirhem = 128,57 dirhem,
Bir rıtıl = 128,57 x
3,12 = 401.14 gr.
Bir Sa' = 5 1/3 rıtıl x
128 4/7 - 685 5/7 dirhem o da 685,71 dirhem'e eşittir.
Bir Sa' - 685,71
dirhem- X 3,12 = 2,140 kgr.
Bir Vesk = 60 sa' x
685,71 dirhem = 41142,60 dirhem
Bir Vesk = 41142,60
x 3,12 = 128,365 kgr.
Beş Vesk = 5 X 128,365
= 641,825 kgr.
c. Malikîler'e göre bir
rıtıl, 128 dirhemdir. Buna göre: Bir
rıtıl = 128 dirhem.
Bir rıtıî = 128 X
3,12 = 399,36 gr.
Bir Sa' = 5 1/3 rıtıl x 128
dirhem -
682,66 dirhem.
Bir Sa' = 682,66
dirhem X
3,12 = 2,130 kgr.
Bir Vesk - 60 sâ' x
682,66 dirhem = 40959,60 dirhem.
Bir Vesk =
40959,60 X 3,12 = 127,794 kgr.
Beş Vesk = 5 X 127,794
= 638,970 kgr.
2. Dirhem-i şer'î (2,8 gr.)'ye göre:
a. Henefîlere göre:
Merhum Ömer Nasuhî
Bilmen'in hesabına göre, bir dirhem-i şer'î -2,8 gr.
Bir rıtıl = 130 dirhem.
Bir rıtıl = 130 X 2,8
= 364 gr.
Bir Sa' = 8 rıtıl x 130
dirhem = 1040 dirhem
Bir Sa' = 1040 dirhem X
2,8 =2,912 kgr.
Bir vesk = 60 sa' X
1040 dirhem = 62400 dirhem
Bir vesk = 62400 X 2,8 = 174,720 kgr.
Beş vesk = 5 X 174,720
= 873,600 kgr.
b. Şafiîlerle
Hanbelîlere göre:
Bir rıtıl = 128 4/7
dirhem = 128,57 dirhem
Bir rıtıl = 128,57 X 2,8
= 359,99 gr.
Bir Sa' - 5
1/3 rıtıl x 128 4/7
= 685 5/7 = 685,71'dirhem.
Bir Sa' - 685,71 dirhem X
2,8 = 1,920 kgr.
Bir Vesk = 60 sa'
X 685,71 dirhem -
41142,60 dirhem
Bir Vesk -
41142,60 X 2,8 =
115,199 kgr.
Beş Vesk = 5
X 115,199 = 575,595 kgr.
c. Mâlikîlere göre:
Bir rıtıl = 128 dirhem
Bir rıtıl = 128 X
2,8 = 358,4
Bir Sa' = 5 1/3 rıtıl
X 128 dirhem = 682,66 dirhem
Bir Sa' - 682,66
dirhem x
2,8 = 1,911 kgr.
Bir Vesk = 60 sa' X
682,66 dirhem = 40959,60 dirhem
Bir Vesk = 40959,60 X 2,8
= 114,687 kgr.
Beş Vesk = 5 X
114,687 = 573,435 kgr.
3. Dirhemi miskale
mukayese yoluyla grama çevirme:
a. Hanelilere göre:
Bir rıtıl = 130 dirhem.
Bir dirhem = 2,975 gr.
Bir rıtıl = 130 X 2,975 = 386,75 gr.
Bir sa' = 8 rıtıl
x 130 dirhem = 1040 dirhem
Bir sa' - 1040
dirhem X
2,975 = 3,094 kgr.
Bir Vesk - 60 sa'
x 1040 dirhem = 62400 dirhem
Bir Vesk =
62400 X 2,975 = 185,640 kgr.
Beş Vesk = 5 x 185,640
= 928,200 kgr.
b. Şafiîlerle
Hanbelîlere göre:
Bir rıtıl = 128 4/7
= 128,57 dirhem
Bir rıtıl = 128,57
X 2,975 = 382,495 gr.
Bir Sa' - 5
1/3 rıtıl X 128 4/7
= 685 5/7 -
685,71 dirhem
Bir Sa' = 685,71 dirhem x
2,975 = 2,034 kgr.
Bir Vesk = 60 sa'
x 685,71 dirhem =
41142,60 dirhem
Bir Vesk = 41142,60
X 2,975 = 122,399
Beş Vesk = 5 X
122,399 - 611,995 kgr.
c. Mâlikilere göre:
Bir rıtıl = 128
(Jirhem
Bir rıtıl =
128 X 2,975
= 380,80
Bir sa' =
5 1/3 rıtıl X 128 dirhem
- 682,66 dirhem
Bir sa' =
682,66 dirhem X 2,974
= 2,031 kgr.
Bir Vesk = 60 sa' x
682,66 dirhem = 40959,60 dirhem
Bir Vesk =
40959,60 X 2,975
- 121,855 kgr.
Beş Vesk =
5 X 121,855
= 609,275 kgr.
Dirhemi grama çevirmede
en sıhhatli yol daha önce de belirtildiği gibi bir dirhemin 2,975 gr.'
olmasıdır. Buna göre -mezhepler arası hesap farklılıkları da dikkate
alınarak- mahsûlde zekâtın nisabı:
a. Hanefîlere göre
yaklaşık olarak 928,5 kgr,
b. Şafiîlerle
Hanbelîlere göre yaklaşık olarak 612 kgr,
c. Mâlikîlere göre
yaklaşık olarak 610 kgr.dır.
Netice olarak
diyebiliriz ki; üzüm, hurma ve hububatın nisabında zikr edilen rakamların en
ihtiyatlısı 610 kg. olanıdır. Bundan az miktarda mahsulü olan zekât vermekle
mükellef değildir. Daha fazla olursa zekâtım vermelidir. Bu durum, bu hadisle
amel edenlere göredir. Daha doğrusu bu konuda da ihtilâf edilmiştir.
İmam Malik, İmam Şafiî,
İmam Ahmed b. Hanbel, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed yerden çıkan mahsulün
beş vesk olması halinde zekâtının verilmesinin farz olduğu görüşündedirler.
Yerden çıkan mahsûlün zekatına öşür denilmektedir.
İbn Abbâs, Nehaî ve Ebû
Hanife'ye göre yerden çıkan mahsul az veya çok olsun, sun'î şekilde veya
yağmurla sulansın zekâtı verilir. Bundan dere boylarında biten kamış, odun ve
ot müstasnâdır.
Nevevî diyor ki:
"Bu hadiste (yani bundan önceki hadiste) iki şeye değinilmiştir. Birisi
sayılanlarda zekâtın vâcib olması, diğeri bunlardan daha az miktarlarda zekâtın
vâcib olmamasıdır. Bu iki konuda müslümanlar arasında hilaf yoktur. Yalnız Ebu
Hanife ile seleften bazıları hububatın azına da çoğuna da zekât lâzım geldiğini
söylemişlerdir ki, bu görüş bâtıldır ve sahih hadislere ters
düşmektedir."
Buhârî sarihi Aynî,
Nevevî'riin bu sözüne Umdeiü'l-Kaari adlı eserinde şöyle karşılık vermiştir:
"Bu çirkin bir
sözdür. İlim, fazilet, zühd sahibi ve tâbmnun büyüklerine olan yakınlık
yönünden önde gelen bir imam hakkında böyle bir söz söylemek doğru değildir.
Bilhassa kendisi gibi halk arasında geniş ilmi, büyük zühd ve insafı ile
tanınmış bir zattan böyle yerlerde güzel sözler beklenir, âlimlere yakışan
budur. Kötü sözler ancak bâtılda direnen mutaassıblardan beklenir. Nevevî bu
görüşün batıl oluşu ile sahih hadislere muhalefetini, yalnız Ebû Hanife'ye
değil, seleften bazılarına da nisbet etmiştir. Seleften murad, Ömer b.Abdulaziz,
Mücâhid ve Nehaî'dir."
Abdurrezzâk
"MusanneP'inde senedini vererek Ömer b. Abdulaziz'den naklen şu haberi
tahrîc etmiştir:
"Ömer: yerden
çıkan mahsûlün azına da çoğuna da öşür vardır" demiştir.
İmam Züfer de bu
görüştedir.
Bunların delili
"Sizin için yerden çıkardığımız rızıklardan da infak ediniz" ve
“Hasat günü yerden çıkan mahsûlün hakkını verin" âyetleriyle; Müslim,
Nesaî ve Ahmed b. Hanbel'in Câbir'den merfû olarak rivayet ettikleri
"Nehirlerle1 yağmur sularının suladıkları mahsullerde Öşür, hayvanla
sulanan mahsullerde de yarını öşür vardır" hadis-i şerfidir. (Ayrıca bk.
Hadis no: 1596-1597)
Bunlar cumhurun delili
olarak ileri sürdüğü "beş veskten az olan mahsulde zekât yoktur"
hadisini ise, ticâret zekâtına hamletmişlerdir. Veya-hutta "Âmm ile hâs
tearuz edip de hangisinin sonra olduğu bilinmezse ihtiyaten âmm hassa takdim
edilir" kaidesine göre ictihâd etmişlerdir. Ancak Cumhura göre onların bu
hadisi ticaret zekâtına hamletmeleri hadisin zahirini delilsiz olarak başka
mânâya çekmektir. Âmmın hassa takdimim ise, kabul etmemektedirler. Çünkü onlara
göre hass, amma takdim edilir.
Hadiste geçen
"damgalanmış altmış sa' "dan murad, artırılıp eksiltilmesin diye
üzerine mühür vurulan ölçektir. Bunu Vaktiyle hükümdarlar öyle yaparlarmış.
Altmış sa'ınyani bir veskin kaç kg. olduğunu daha önce zikretmiştik.
Ebû Dâvûd,
"Ebu'l-Bahterî, Ebû Said'den hadisi işitmemiştir" demekle, bu
hadisin, munkati olduğuna işaret etmiştir.
Nitekim İbn Mâce bu
hadisi Câbir'den, Dârekutnî de Hz.Âişe'den zayıf senetlerle rivayet
etmişlerdir. Ayrıca Ebû Hatim'in, "Ebul-Bahterî, Ebû Saîd'ın zamanına
ulaşamamıştır" sözü de Ebû Davud'un bu beyanını te'yid etmektedir.