بَاب
رَكْعَتَيْ
الْمَغْرِبِ
أَيْنَ تُصَلَّيَانِ
15. Akşam Namazının
İki Rekatlık Sünneti Nerede Kılınır?
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
الْأَسْوَدِ
حَدَّثَنِي
أَبُو مُطَرِّفٍ
مُحَمَّدُ
بْنُ أَبِي
الْوَزِيرِ حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ مُوسَى
الْفِطْرِيُّ
عَنْ سَعْدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
بْنِ كَعْبِ
بْنِ
عُجْرَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَتَى
مَسْجِدَ
بَنِي عَبْدِ
الْأَشْهَلِ
فَصَلَّى
فِيهِ
الْمَغْرِبَ
فَلَمَّا
قَضَوْا
صَلَاتَهُمْ
رَآهُمْ
يُسَبِّحُونَ
بَعْدَهَا
فَقَالَ
هَذِهِ
صَلَاةُ
الْبُيُوتِ
Ka'b b. Ucre'den şöyle
dediği rivayet edilmiştir: Nebi (s.a.v.) (birgün) Abdul eşhel oğularının
mescidine gelip akşam namazını orada kıldı. Namazlarını bitirince akşam
namazından sonra nafile kılmakta olduklarını gördü. Bunun üzerine: "Bu,
evlerde kılman bir namazdır” buyurdu.
İzah:
Tirmizî, cuma; Nesaî,
kıyâmu'I-leyl; ibn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, V, 420, 421.
"Bu, evlerde
kılınan bir namazdır" beyânı, “bu namazı evlerde kılınız" mânâsında
bir tavsiyedir. Nitekim bu söz,
Nesâî ile Tirmizî'nin
rivayetlerinde: "Bu namazı evlerde kılın'.' Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde
de; "Bu iki rekatı evlerinizde kılın" şeklindedir. Buhârî'nin cuma
bölümündeki rivayetinde; "akşam namazından sonra iki re-katlik sünneti
evinde kılardı" şeklinde, teheccüd bölümünde de; "akşam ve yatsı
namazlarının sünnetleri)ni evinde kılardı" şeklindedir. Buharî'nin bu
rivayetine bakarak İmam Mâlik ile İmam Sevrî gece kılınan nafileleri evde
kılmanın, mescidde kılmaktan daha faziletli olduğuna, gündüz nâfilelerininse
tam aksine mescitte kılınmasının daha faziletli olduğuna hükmetmişlerdir.
Buhârî şârihi îbn Hacer ise, bu konuda şunları söylemektedir: "Gündüz nâfilelerini
mescidde kılmanın daha faziletli olduğu" görüşü üzerinde durmak gerekir.
Aslında Buhârî'nin ibaresinden böyle bir hükme varmak doğru değildir.[Fethu'l-Bârî,
III, 293.]
Seleften Abbâs b. Sehl
b. Sa'd da bu konuda şunları söylemiştir: "Ben Hz. Osman zamanına
yetiştim, akşam namazında selâmı verir vermez, mescidde hiç bir kimse kalmaz
hepsi evlerine koşarlar ve iki raketlik sünneti evlerinde kılarlardı."
Nitekim Meymûn b. Mihran da aynı şeyleri söylemiştir.[Aynî, Umdetü'l-Kaarî,
VII, 234.]
Esasen Hz. Nebi'in
mescidde nafile kılmak âdeti değildi.[A. Naîm, Tecrid Tercemesi, II, 377.]
İbn Ebî Leylâ konumuzu
teşkil eden Ebû Dâvûd hadisine sarılarak mescidde nafile namaz kılmanın caiz
olmayacağını söylemiş ve Ahmed b. Hanbel de bu görüşü benimsemiştir. Ulemânın
büyük çoğunluğu ise, hadisteki bu emrin farziyyet değil, mendûbluk ifâde
ettiğini belirtmişlerdir. Nitekim bir numara sonra gelecek olan hadis-i şerif
de cumhurun bu görüşünü te'yit etmektedir. Gerçekte nafile namazları evlerde
kılmak hem ihlâsa daha uygun, hem de riyadan daha salimdir. Ancak itikafta
olan kimse bu hükmün dışındadır. Nafileleri de mescidde kılabilir.
Bu hadisin Nesâî'deki
ve Ebû Dâvûd'daki senedinde İshak b. Ka'b vardır. Bu râvinin kimliği
meçhuldür. Aynı şekilde İbn Mâce'nin senedinde de zayıflık vardır. Tirmizî ise,
bu hadisin sıhhatiyle ilgili olarak şunları söylemiştir: "Bu hadis
garibtir. Onu yalnız bu senedle bilmekteyiz. Sahih olan İbn Ömer (r.a.)'den
rivayet edilen hadistir ki İbn Ömer
diyor:
"Nebi (s.a.v.) akşamdan
sonraki iki rekatı evinde kılardı." "Hüzeyfe (r.a.)'den de şöyle
rivayet edilmiştir: "Resûlullah (s.a.v.) akşam namazını kıldı ve
müteakiben mescidde yatsı namazını kılıncaya kadar namaz kıldı." Bu
hadiste Nebi (s.a.v.)'in akşamın farzından sonraki iki rekati mescidde
kıldığına dair delâlet vardır."[Mübarek furi, Tuhfetü'l-ahvezî, IV, 222.]