DEVAM: 12. Kuşluk
Namazı
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
عُرْوَةَ
بْنِ الزُّبَيْرِ
عَنْ
عَائِشَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَنَّهَا
قَالَتْ مَا
سَبَّحَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
سُبْحَةَ
الضُّحَى
قَطُّ
وَإِنِّي
لَأُسَبِّحُهَا
وَإِنْ كَانَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَيَدَعُ
الْعَمَلَ
وَهُوَ
يُحِبُّ أَنْ
يَعْمَلَ
بِهِ خَشْيَةَ
أَنْ
يَعْمَلَ
بِهِ
النَّاسُ
فَيُفْرَضَ
عَلَيْهِمْ
Nebi (s.a.v.)'in eşi
Âişe (r.anhâ)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) kuşluk namazını kılmazdı.
Onu ben (hâlâ) kılıyorum. Resûlullah (s.a.v.) halk amel eder de üzerlerine farz
olur korkusuyla yapmak istediği bir kısım (hayırlı) işi bırakırdı.
İzah:
Buhârî, teheccüd;
Müslim, müsafirîn; Ahmed b. Hanbel, VI, 85, 86, 168,170,
Bu hadis-i şerîf kuşluk
namazı kılmanın müstehab olmadığını söyleyen kimselerin delilidir.Metinde geçen
"sübha" kelimesi "nafile" anlamına gelmektedir.
Kuşluk namazı ile
ilgili olarak Hz. Âişe'den birbirinden farklı üç hadîs rivayet edilmiştir:
1. "Hz. Nebi
(s.a.v.) kuşluk namazını dört rekat kılardı, dilediği kadar da ziyade
ederdi.[Müslim, musâfirîn]
2. "Ancaf:
seferinden döndüğü zaman kılardı"[Müslim, müsâfirin]
3. Konumuzu teşkil eden
hadis.
Bunlardan birinci hadîs
Nebi (s.a.v.)'in mutlak surette kuşluk namazı kıldığını ifâde ederken, ikinci
hadis bazı sebebler ve şartların bulunması hâlinde kıldığına delâlet etmekte; üçüncüsü
ise kesinlikle kılmadığını ifâde etmektedir.
Aslında bu hadis-i
şerifler arasında bir çelişki yoktur. Çünkü birinci hadis-i şerifteki ifâde,
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)in devalı olarak kuşluk namazı kıldığına delâlet etmez. Sadece
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in kuşluk namazı kıldığım ifade eder. Hatta bu söz Hz.
Âişe'nin Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'i bu namazı kılarken bizzat gördüğünü de ifâde
etmez. Çünkü Hz. Âişe"nin Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in kuşluk namazı
kıldığını bir başkasından duymuş olması da mümkündür.
İkinci hadîs de Resûl-i
Ekrem (s.a.v.)'in seferden dönmesinin dışında kuşluk namazı kılmadığını
göstermez. Çünkü Hz. Nebi her gününü Hz. Âişe'nin yanında geçirmezdi. Diğer
günlerde de mescidde ve diğer hanımlarının yanında kuşluk namazı kılmış
olabilir. Ulemâ bu üç hadisi mütelaa ederek Buhârî ile Müslim'in ittifakla
rivayet ettikleri ve Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in devamlı olmayarak ve yalnız
başına kuşluk namazı kıldığım ifade eden ikinci ve üçüncü hadisleri birinci
hadise tercih etmişlerdir. Netice olarak ikinci ve üçüncü hadis-i şeriflerde
ortak olan ifade şudur: Resûl-i Ekrem (s.a.v.) devamlı olarak ve cemaatle
kuşluk namazı kılmazdı. Çünkü halkın bunu devamlı olarak kılıp da üzerlerine
farz olmasından korkardı.
Bazılarına göre ise
birinci hadis Hz. Nebi'in mescidde kıldığı kuşluk namazıyla, ikinci hadis de
evde kıldığı kuşluk namazlanyla ilgilidir.[Aynî, Umdetu'l-Kaarî, VII, 240.]
Gerçi İbn Ömer'den
rivayet edilen sahih bir habere göre, kendisi kuşluk namazı hakkında "o
bid'attir" demişse de, bu sözü "o namazı mescidde alenen kılmak
bid'attir" manasında kullandığı kabul edilmiştir. Bazıları da bu sözü
kuşluk namazını devamlı surette kılmak bid'attir. Çünkü peygamber (s.a.v.)
ümmetine farz olur düşüncesiyle ona devam etmemiştir. Fakat bu terk
Resûlullah'ın şahsıyla ilgilidir. Ümmetin de terk etmesini gerektirmez. Bu
bakımdan ulemânın büyük çoğunluğuna göre ise, kuşluk namazı kılmak müstehabtır.