DEVAM: 26. (Nebi
s.a.v.) Gece Namazı(nı Nasıl Kılardı?)
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ
عَلْقَمَةَ
بْنِ
وَقَّاصٍ
عَنْ عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ
يُوتِرُ
بِتِسْعِ
رَكَعَاتٍ
ثُمَّ
أَوْتَرَ
بِسَبْعِ
رَكَعَاتٍ
وَرَكَعَ رَكْعَتَيْنِ
وَهُوَ
جَالِسٌ
بَعْدَ الْوِتْرِ
يَقْرَأُ فِيهِمَا
فَإِذَا
أَرَادَ أَنْ
يَرْكَعَ قَامَ
فَرَكَعَ
ثُمَّ سَجَدَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد رَوَى
الْحَدِيثَيْنِ
خَالِدُ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ
الْوَاسِطِيُّ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
مِثْلَهُ
قَالَ فِيهِ
قَالَ
عَلْقَمَةُ
بْنُ
وَقَّاصٍ يَا
أُمَّتَاهُ
كَيْفَ كَانَ يُصَلِّي
الرَّكْعَتَيْنِ
فَذَكَرَ
مَعْنَاهُ
Âişe (r.anhâ)'dan
rivayet olunduğuna göre; Resûlullah (s.a.v.) dokuz rekatle vitr yaparmış.
(İhtiyarladıktan) sonra yedi rekatla vitr yapmaya başlamış. Vitr'den sonra
oturarak iki rekat daha kılarmış. Bu iki rekatte (oturarak) okur, rükû'a varmak
istediği zaman ayağa kalkıp rükû'a, sonra da secdeye varırmış.
Ebû Dâvûd dedi ki: Ebû
Seleme Abdullah b. Abdurrahman'ın rivayet ettiği 1350 numaralı ve Alkame b.
Vakkas’ın rivayet ettiği 1351 numaralı aynı manaya gelen bu iki hadisi aynı
şekilde Halid b. Abdilleh el-Vasıtîde rivayet etmiştir. (Halid) bu hadisinde,
"Alkame b. Vakkâs, ey anneciğim, (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
vitr’den sonra oturarak) iki rekat’ı nasıl kılardı?" dedi ibaresini ilâve
etti ve (sözlerine devamla bu hadisin) manasını rivayet etti.
İzah:
Daha önce gecen hadis-i
şeriflerin şerhlerinde de açıkladığımız gibi, Hz. Nebi önceleri vitrle birlikte
dokuz rekat gece namazı kılarken, sonraları ihtiyarlayınca bu namazı yedi
rekate kadar indirmiştir, vitrden sonra da oturarak iki rekat daha namaz
kılmaya başlamıştır. Vitrden sonra kıldığı bu iki rekatte otururken okuduğu
halde, rükû yapmak gerekince ayağa kalkıp önce rüku'a, sonra da secdeye
varırmış. Bununla beraber Resûl-i Ekrem'in tatbikatında otururken okuyup ayağa
kalkmadan yine oturduğu, yerden rükû' ve secde yaptığı da olmuştur. Bu hadisle
ilgili geniş açıklama, 1251 numaralı hadisle 1342 numaralı hadislerin şerhinde
geçtiğinden burada tekrarına lüzum görülmemiştir.
Alkâme b. Vakkâs'ın Hz.
Âişe'den rivayet ettiği bu hadisi Ebû Seleme b. Abdurrahman da rivayet
etmiştir. Bilindjği gibi Ebû Seleme'nin bu rivayeti, 1350 numaralı hadistir ve
konumuzu teşkil eden Alkame hadisiyle aynı mânâya gelmektedir.
İşte aynı manaya gelen
bu iki hadisi mânâ olarak Hâlid b. Abdullah, Alkame b. Vakkas da rivayet
etmiştir. Musannif Ebû Dâvûd hadisin sonuna ilâve ettiği talik ile bunu ifâde
etmek ve bu hadisin muhtelif yollardan rivayet edildiğini göstererek sıhhat
derecesini ifâde etmek istemiştir. Bundan sonra gelecek olan hadiste de Hâlid
b. Abdullah hadisinin senedini ve lâfzını tüm olarak nakl etmiştir.