SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALATU’S-SEFER BAHSİ

<< 1218 >>

DEVAM: 5. Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَابْنُ مَوْهَبٍ الْمَعْنَى قَالَا حَدَّثَنَا الْمُفَضَّلُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا ارْتَحَلَ قَبْلَ أَنْ تَزِيغَ الشَّمْسُ أَخَّرَ الظُّهْرَ إِلَى وَقْتِ الْعَصْرِ ثُمَّ نَزَلَ فَجَمَعَ بَيْنَهُمَا فَإِنْ زَاغَتْ الشَّمْسُ قَبْلَ أَنْ يَرْتَحِلَ صَلَّى الظُّهْرَ ثُمَّ رَكِبَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ  قَالَ أَبُو دَاوُد كَانَ مُفَضَّلٌ قَاضِيَ مِصْرَ وَكَانَ مُجَابَ الدَّعْوَةِ وَهُوَ ابْنُ فَضَالَةَ

 

Enes b. Mâlik'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) güneşin zevalinden önce yola çıktığı vakit öğle namazını ikindi vaktine kadar te'hir eder, sonra hayvanından inerek ikisini birden kılardı. Eğer yola çıkmadan önce güneş (batıya) kaymışsa öğleyi kılıp da yola çıkardı.

 

Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin râvisi olan) Mufaddal, duası mak­bul Mısır kadısı İbn Fadâle'dir.

 

 

Diğer tahric: Buhârî, taksîrü's-salât; Müslim, müsâfirîn; Nesâî, mevâkît

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadis, seferde iki namazı birleştirerek kılmanın caiz olduğunu söyleyen ulemânın delilidir.

 

Gerçekten hadisin zahirine bakılırsa Resûlullah (s.a.v.)'in zevâldan önce yola çıktığı zaman öğleyi İkindi vakti girinceye kadar beklettiği, ikindi vakti girdikten sonra ikisini bir­den kıldığı anlaşılır.

 

Nitekim Müslim'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de yolculuk esnasında öğleyi te'hir ederek ikindi vakti girdikten sonra ikindi namazıyla birlikte kıl­manın caiz olduğunu açıkça ifâde etmektedir.

 

"Peygamber (s.a.v.) seferde iki namazı birden kılmak istediği zaman öğ­leyi ikindinin ilk vakti girinceye kadar te'hir eder, sonra ikisini birden kı­lardı."[Müslim, müsâfirîn]

 

iki namazı bir vakitte cem' etmeyi uygun görmeyen Hanefî ulemâsı bu hadisi şöyle anlıyorlar: Resül-i Ekrem (s.a.v.) öğle namazını ikindi vakti yaklaşıncaya kadar te'hir etmiştir. Öğleyi kıhncaya kadar ikindi vakti girmişti. Böylece öğleyi son vaktinde, ikindiyi de ilk vaktinde kılmıştır. Zahirde ise, iki namaz bir vakitte birleştirilmiş gibi gözüküyor. Delilleri ise, Buhari ile Müslim'in Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet ettikleri:

 

"Resûlullah (s.a.v.)'in (Müzdelife'de) Cem'den başka hiçbir yerde, hiçbir na­mazı vaktinin haricinde kıldırdığını görmedim. Resül-i Ekrem (Müzdelife'­de) akşam ile yatsıyı birlikte kıldı"[Ahmed Naim, Tecrid Tercemesi II, 400; III, 535; Nesaî, mevakit; Müslim, hac; Buhari, hac] mealindeki hadisle Müslim'deki şu hadistir: "uyku sebebiyle namaz kaçırmakta bir vebal yoktur. Vebal ancak uyanıklıktadır. O da bir kimsenin bir namazı, başka bir namazın vakti gi­rinceye kadar te'hir etmesidir."[Müslim, mesâcid; Ebû Dâvûd, salat; Tirmizi, mevâkit; Nesaî, mevakit]

 

Hanefî ulemâsı bu hadis-i şeriflere bakarak "Namazı vakti haricinde kılmak için uyuya kalmaktan başka özür yoktur" diyorlar. Nitekim Müs­lim'de geçen, "Resûlullah (s.a.v.) hiçbir korku ve sefer yokken öğle ile ikindi­yi birlikte kıldı"[Müslim, musâfirîn] mealindeki hadis-i şerifte Hanefî ulemasını te'yid etmektedir. Çünkü namazı cem' etmek için hiçbir sebep olmadığı halde na­mazı birleştirerek kılmak caiz olamayacağına göre Resûl-i Ekrem'in hiçbir sebeb yokken iki namazı cem' ederek birlikte kılacağı söylenemez. Öyleyse bu hadis-i şerifteki söz konusu olan cem'den maksat şeklî cem'dir. Yani öğ­leyi son vaktinde ve ikindiyi de ilk vaktinde peşi peşine gelecek şekilde, yat­sıyla akşamı da aynı şekilde kılmaktır.

 

Tirmizî'nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif de Hanefî ulemâsının görüşü­nü te'yid etmektedir: "Her kim özürsüz olduğu halde iki namazı birleştire­rek kılarsa büyük günahların kapılarından birine adım atmış olur."[Tirmizî mevâkît]