SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALATU’L-İSTİSKA BAHSİ

<< 1189 >>

DEVAM: 5. Küsûf Namazında Kıraat

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ خُسِفَتْ الشَّمْسُ فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَالنَّاسُ مَعَهُ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلًا بِنَحْوٍ مِنْ سُورَةِ الْبَقَرَةِ ثُمَّ رَكَعَ وَسَاقَ الْحَدِيثَ

 

İbn Abbâs (r.a.)'dan; demiştir ki: Güneş tutuldu. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) insanlarla birlikte namaz kıldı. (Bu namazda) kalkıp uzun (müddet) ayakta durdu. (Bu duruş) Bakara Suresi(ni okuyacak) kadardı. Sonra rükû yaptı.

 

Râvî (bundan sonra) hadisin kalanını aktardı.

 

 

İzah:

Buhârî, kusûf; Müslim, kusûf; Nesâî, kusûf; Muvatta', kusûf

 

Bazı nüshalarda sahabi râvî olarak İbn Abbâs'ın yerinde Ebû Hureyre yer almaktadır. Ancak bu hatadır. Hadisin di­ğer kitaplardaki tüm rivayetlerinde zikredilen sahâbî İbn Abbâs'tır.

 

Bu rivayet de kusûf namazının kıyamının dolayısıyla kıraatinin uzun fakat gizli olduğuna işaret ediyor. Çünkü İbn Abbâs kıyamın Bakara Sûresini oku­yacak kadar uzun olduğunu söylemiş bu sûrenin okunduğunu işaret etme­miştir.

 

Görüldüğü gibi buraya hadisin tamamı alınmamış sadece devamı oldu­ğuna işaret edilmiştir. Hadisin devamı, Muvattâ'daki rivayete göre şöyledir:

 

"...Sonra uzun bir rükû' yaptı. Sonra kalkıp uzun zaman ayakta dur­du ama bu birinci kıyamdan daha kısa idi. Daha sonra yine rükû'a varıp uzun müddet rükû'da kaldı, bu rukû'da evvelkinden kısa idi. Sonra secde edip tekrar ayağa kalktı ve uzun sure kıyamda durdu. Bu kıyam öncekinden daha kısa idi. Sonra uzun bir nıkû' yaptı ama bu da öncekinden aşağı idi. Rüku'da yine kıyama geçip uzun müddet durdu. Bu kıyam deminkinden daha kısa idi. Bundan sonra yine uzun bir rükû' yaptı. Bu rükû' da ötekinden kı­sa idi. Bilâhere secde etti ve namazdan ayrıldı. Zaten bu esnada güneş açıl­mıştı. Bundan sonra Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay Allah'ın alâmetlerinden iki alâmettirler. Birisinin ölümü veya hayatı için tu­tulmazlar. O halde bunu gördüğünüz zaman, Allah'ı zikrediniz ." Cemaat: "Ya Resulallah! Senin şu makamında bir şeye uzandığını sonra vazgeçtiğini gördük. (Bu ne idi)?" diye sordu. Fahr-i Kâinat şu karşılığı verdi:

 

"Ben Cenneti gördüm (-veya bana Cennet gösterildi-) Oradan bir üzüm salkımını almak istedim. Eğer onu alsaydım siz yerdiniz. Dünyada kalmaz­dı. Bana Cehennem de gösterildi. Ondan daha korkunç bir manzara görme­dim. Cehennem ehlinin çoğunun kadınlar olduğunu da gördüm."

 

Niçin ya Resulallah? dediler. "Küfürleri sebebiyle."

 

Biri;

 

Allah'a mı küfrediyorlar? dedi.

 

"Kocaya karşı geliyorlar, iyiliğe nankörlük ediyorlar. Eğer onlardan birine ömür boyu iyilik etsen, sonra senden birşey (kötülük) görse, zaten senden hiçbir hayır görmedim, der" buyurdu.

 

Muvattâ'daki bu rivayet bu hadisin daha önceki rivayet edilen bazı hadislerdeki aynı olaya işaret ettiğini gösterir.[89]