بَاب
فِي كَنْسِ
الْمَسْجِدِ
16. Mescidleri
Süpürmek
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَهَّابِ
بْنُ عَبْدِ
الْحَكَمِ
الْخَزَّازُ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
الْمَجِيدِ
بْنُ عَبْدِ
الْعَزِيزِ بْنِ
أَبِي
رَوَّادٍ
عَنْ ابْنِ
جُرَيْجٍ
عَنْ
الْمُطَّلِبِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
حَنْطَبٍ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عُرِضَتْ عَلَيَّ
أُجُورُ
أُمَّتِي
حَتَّى
الْقَذَاةُ
يُخْرِجُهَا
الرَّجُلُ
مِنْ
الْمَسْجِدِ
وَعُرِضَتْ عَلَيَّ
ذُنُوبُ
أُمَّتِي
فَلَمْ أَرَ
ذَنْبًا
أَعْظَمَ
مِنْ سُورَةٍ
مِنْ
الْقُرْآنِ
أَوْ آيَةٍ
أُوتِيَهَا
رَجُلٌ ثُمَّ
نَسِيَهَا
Enes b. Malik
(r.a.)'den, demiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Bana, kişinin mescitten çıkardığı toza toprağa varıncaya kadar
ümmetimin ecirleri arz edildi. Ve yine bana ümmetimin günahları da arz edildi
ki, kulun kendisine (nimet olarak) verilen bir sure veya ayeti unutmasından
daha büyük günah görmedim."
Diğer tahric: Tirmizi,
Sevabü'l-Kur'an
AÇIKLAMA: Hadis-i Şerifte "toz - toprak" diye terceme
ettiğimiz (kazat) kelimesi, aslında toprak, saman veya kirden suya veya diğer
içeceklere düşen şey manasındadır. Burada kir, saman çöpü, veya başka şeylerden
müslümana eza veren az şey kast edilmiştir. Bu ifadelerden anladığımıza göre,
Allahu Teala müslümanların yaptığı her türlü ameli, büyük küçük demeden
değerlendirecek, hiç birisini karşılıksız koymayacaktır. Bizim
mühimsemediğimiz çok basit ameller yarın kıyamette karşımıza çıkacak ve amel
defterimizin ibresini lehimize yöneltmeye müessir olacaktır. Mescidden bir
saman çöpünü çıkarma sevap olarak kaydedildiğine göre, camileri süpürme,
temizleme ve cemaatin huzur içerisinde namaz kılmalarına yardımcı olmanın
sevabı da elbette karşılıksız kalmayacaktır.
Müslümanların
iyi amelleri bu şekilde değerlendirileceği gibi, kötü amelleri de
değerlendirilecek; bu amellerin günahları da karşılarına çıkarılacaktır. Hz.
Nebi, müslümanların günahlarının da kendisine gösterildiğini ve bunların en
büyüğünün, öğrenilen sure veya ayetin unutulması olduğunu haber vermiştir.
Çünkü, İslam dininin ana kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Kur'an-ı Kerim’i unutma,
ona değer vermeme ve İslam dinini ihmal demektir.
Diğer
bir hadiste büyük günahlar, Allah'a ortak koşma, rızık korkusuyla evladı
öldürme, komşunun karısıyla zina yapmak şeklinde sıralanmıştır. Buna göre
hadisler arasında bir tezat ortaya
çıkmaktadır. Zahirde çelişki gibi görünen bu durum birkaç şekilde
açıklanmıştır:
a.
Bir şeyin günah yönünden üstünlüğü onun ihtiva ettiği günah ile ölçülür, mutlak
olarak ifade edilmez. Mutiak olarak düşünülünce küfür'den daha büyük günah
yoktur.
b.
Mirkat'ta, buradaki günahın büyüklüğü küçük günahlara nisbetledir, denilmiştir.
c.
Bazıları, Kur'an'ı unutmaktan maksadın ona inanmamak olduğunu söylemişlerdir.
Bu durumda da hadisler arasında ihtilaf söz konusu olmaz.
Büyük
günah sayılan unutma, öğrenilenin unutulmasına sebep olacak derecede, Kur'an'a
kasten ilgisiz kalmaktadır. Çünkü, başka hadislerde, kulun, unuttuğu şeyden
dolayı muaheze edilmeyeceği beyan edilmektedir.
Bazı
alimler, Kur'an-ı Kerim'i unutmayı, yüzünden okuyamamak şeklinde
anlamışlardır, Şir'atü'l-İslam şerhinde de bu şekilde ifade edilmiştir.
Kur'an-ı Kerim'i unutmaktan maksadın, ona iman etmemek ve Kur'an'dan yüz
çevirmek olduğunu söyleyenler de vardır.
Kur'an-ı
Kerim'den ezberlenen bir bölümü unutmanın hükmü mezhepler arasında
ihtilaflıdır.
İmam
Malik'e göre, kendisi ile namaz sahih olandan fazla olarak Kur'an'dan
birşeyler ezberlemek müstehap, onu unutmak mekruhtur.
Şafii'ye
göre, Kur'an-ı Kerim'den ezberlenen bir harfi bile unutmak büyük günahtır. Bu
günahtan kurtulma tevbe ve unutulanı ezberlemekle mümkündür.
Hanbelilerin
meşhur görüşlerine göre, Kur'an-ı Kerim'i unutmak büyük günahtır.
Hanefiler,
Kur'an'ın tümünü veya bir kısımını -bir ayet bile olsa- unutmak büyük
günahtır, demişlerdir.
Hadis-i
şerifte, Kur'an-i Kerim'i unutanlar anlatılırken, "Kur'an-i Ke-rim'i
ezberleyip de unutanlar" denmemiş; kendisine Kur'an'ın sure veya ayetlerini
ezberleme imkanı verilip de unutanlara buyurulmuştur. Bu ifadedeki incelik,
aslında hıfzın, Cenabı Allah tarafından ihsan edilen büyük bir nimet, onu
unutmanın da nankörlük olduğuna işarettir.
Ümmetin
iyi veya kötü amellerinin Resulullah (s.a.v.)'e arzedilmesinden murad
"Efendimizin bilgisinin onları ihatasından kinayedir" denilmekle beraber,
hakikat olması da mümkündür. Hakikat olduğu kabul edilirse, bu arz Mi'rac'da
vaki' olmuştur.
Bazı Hükümler
1.
Allah (c.c), Ümmetin (hatta bütün insanların) küçük büyük hiç bir amelini
karşılıksız bırakmaz.
2.
İbadet mahalleri temiz tutulmalıdır.
3.
Kur'an-ı Kerim'den bir sure bile olsa ezberleyip unutmak veya onunla amel
etmemek günahtır.