بَاب
فِي وَقْتِ
صَلَاةِ
الْعَصْرِ
5. İkindi Namazının
Vakti
Bu bab Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ikindi namazını kıldığı vakti beyan eden
hadisleri ihtiva etmektedir.
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَنَسِ بْنِ
مَالِكٍ
أَنَّهُ
أَخْبَرَهُ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ
يُصَلِّي
الْعَصْرَ
وَالشَّمْسُ
بَيْضَاءُ
مُرْتَفِعَةٌ
حَيَّةٌ
وَيَذْهَبُ
الذَّاهِبُ
إِلَى
الْعَوَالِي
وَالشَّمْسُ
مُرْتَفِعَةٌ
Enes bin Malik (r.a.)
haber vermiştir ki; Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını
güneş beyaz (parlak), yüksek ve dipdiri iken kılardı. Ve (Namazdan sonra)
Avaliye giden kimse güneş daha yüksek(te) iken oraya varırdı.
Diğer tahric: Buharî,
mevakit; i'tisam; Müslim, mesacid; Nesai, mevakit; İbn Mace, salat; Tirmizî,
salat; Ahmed b. Hanbel, III , 131, 184, 209, 214, 217.
AÇIKLAMA: Avali, aliye
kelimesinin çoğulu olup yüksek yaylalar manasına gelir. Burada murad,
Medine'nin Necid tarafına düşen köylerinin adıdır. Bu köylerin Medine'ye olan
uzaklığı hakkında değişik rivayetler vardır. Ebu Davud'un Zuhri'den yaptığı
rivayete göre iki-üç veya dört mil, Darakutni'nin rivayetinde altı mildir. Bu
mesafenin üç dört mil olduğuna dair başka rivayetler de vardır.
Kadı
İyaz bu köylerin Medine'ye en uzak olanının sekiz mil olduğunu, İbnü'l-Esir de
en yakınının dört, en uzağının sekiz mil olduğunu söyler.
Bu
farklı rivayetlerden anlaşılıyor ki, bu köylerin Medine'ye en yakın olanı iki,
en uzak olanı da sekiz mil mesafededir. Üç dört ve altı mil olduğuna dair rivayetler değişik köylerin Medine'ye olan
uzaklığına göredir.
Hadisteki
güneşin dipdiri olmasından maksat 406 numaralı rivayette ifade edildiğine göre,
ısısının devamıdır. Beyazlık ve yüksek oluşu da güneşin henüz tam olarak
batmaya yüz tutmadığını gösterir.
Hadisin
Nesai ve Müslim'deki bir rivayetinde Avali tabiri yerine Kuba kelimesi
kullanılmıştır.
Hadisin
zahiri ikindi namazını kılmakta acele etmenin müstehap olduğuna delalet
etmektedir. Ayrıca bu ikindi namazının vaktinin, bir şeyin gölgesi kendisi
kadar olduğunu söyleyenlerin görüşünü te'yid etmektedir. Çünkü gölge iki misli
olduktan sonra bir kimsenin namazı kılıp yukarıda ifade edilen mesafelere güneş
dipdiri iken varabilmesi hemen hemen mümkün değildir. Cumhurun ve bu meyanda
İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'in bu görüşte oldukları CebraiI
aleyhisselam'ın imameti ile ilgili hadiste ifade edilmişti. Hatırlanacağı üzere
İmam Azam'a göre ikindi namazının vakti, her şeyin gölgesi iki misli olduğu
zaman girer. İmam-ı azam, görüşüne Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
öğleyi serinliğe bırakmayı tavsiye eden hadislerini delil almıştır. Çünkü
eşyanın gölgesi iki misline varmadan önce, ortalığın serinlemesi mümkün
değildir. Bu mütaleaya bundan evvelki babda rivayet edilen ve öğleyi
tepeciklerin gölgesini gördüklerinde kıldıklarını ifade eden Ebu Zer hadisi ile
itiraz edilmektedir. Fakat bu itiraza şu cevap verilebilir: Küçük tepelerin
gölgesi görününceye kadar, dikili şeylerin gölgesi boylarının iki misli
olabilir.
İmam
azam'ın ikindi konusunda ilk görüşünden cumhurun görüşüne döndüğünü söyleyen
fakihler de vardır.