SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 1126 >>

بَاب الرَّجُلِ يَأْتَمُّ بِالْإِمَامِ وَبَيْنَهُمَا جِدَارٌ

235-237. Bir Kimse Aralarında Duvar Olduğu Halde İmama Uyabilir

 

حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حُجْرَتِهِ وَالنَّاسُ يَأْتَمُّونَ بِهِ مِنْ وَرَاءِ الْحُجْرَةِ

 

Aişe (r.anhâ)'dan; demiştir ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) odasında namaz kılar, insanlar da odanın arkasından ona uyarlardı.

 

 

İzah:

Ahmed b. Hanbel, IV, 30.

 

Hadiste adı geçen "oda (hücre)"den maksadın ne olduğunda farklı görüşler ortaya atılmıştır.

 

Hafız İbn Hacer bu "hücremden maksadın kendi evinin odası olduğu­nu söyledikten sonra, görüşünü şu sözleriyle delillendirir:

 

"Hadisin Buhârî'deki rivayetinde "odanın duvarı" denilmesi buna de­lildir.Hammâd b. Zeyd'in Yahya'dan yaptığı; "hanımlarının birinin oda­sında namaz kılardı" şeklindeki rivayet daha açıktır. Bu hücreden maksadın Hz. Nebi'in mescid içinde etrafını hasırla çevirerek meydana getirdiği küçük oda olması da mümkündür. Nitekim bundan sonra (Buhârî'de) gele­cek olan rivayet bu ihtimale kuvvet kazandırmaktadır. Daha sonraki Zeyd

 

b. Sâbİt'in rivayeti, Ebû Dâvûd ile Muhammed b. Nasr'ın diğer iki vecihden Ebû Seleme kanalıyla Âişe'den yaptıkları ve onun odasının kapısına bir ha­sır diktiğini bildiren rivayetleri de buna delildir."

 

Buhârî'nin bu konuyu "imamla cemaat arasında bir duvar veya sütre olması" ismi altında ortaya koyusu da, bu hücrenin mescid içerisinde hasır­lardan yapılan bir oda olması görüşünü takviye eder. Ayrıca Resulullah'm hanımlarının odalarının duvarı içeride Resulullah görünecek kadar engin ola­maz. Halbuki Buhârî'nin Hz. Aişe'den yaptığı bir rivayette "Odasında gece namazı kılardı ve odanın duvarı engindi" denilmektedir. Görüldüğü gibi iki görüş de delile dayanmaktadır.

 

Muktedi İle İmam Arasında Engel Bulunması:

 

Hadis-i şerif muktedi ile imam arasında duvar, örtü gibi bir mâni bu­lunduğu halde iktidanın caiz olduğuna delildir. Ancak konu mezhepler ara­sında ihtilaflıdır:

 

Süflilere göre: İmam ve cemaat mescidin içinde olur ve cemaat imamın intikallerini bilirse aralarında duvar da olsa iktida caizdir. Mescid haricin­de oldukları takdirde cemaatle imamın arası üç yüz ziradan daha uzak ol­mamalıdır. Aynı şekilde saflar arasındaki mesafe de bundan fazla olamaz. Bu durumda imamla cemaat arasında bir mâni olmamalıdır.

 

Hanbelilere göre: İmam ve cemaat mescidde iseler, cemaat imamın in­tikallerini görerek veya duyarak farkedebilirse iktidâ sahih, aksi halde sahih değildir.

 

Cami dışında iseler veya imam İçerde muktedi dışarıda ise, muktedi imamı veya arkasındakileri görebilirse, imama uyması sahihtir. Aralarındaki me­safenin miktarı önemli değildir.

 

Ha neftlere göre: İmama uymaya mâni iki hal vardır, bunlar imamla ce­maatin ayrı ayrı yerlerde olması ve imamın hareketlerinin cemaat tarafın­dan fark edilememesidir.

 

Bedâyi'de beyân edildiğine göre, cami içinde oldukları takdirde imam­la muktedînin arasındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, iktida caizdir. Çünkü cami ne kadar büyük olursa olsun, tek mekândır. Hatta imam cami­nin içinde olsa, birisi de caminin damına çıkıp içerdeki imama uysa, ondan Öne geçmemesi şartıyla namazı sahihtir.

 

İmamla cemaat arasında duvar olursa Mebsût'taki ifâdeye göre, iktidâ caizdir. Ancak Hasan İmam-ı A'zam'dan bunun caiz olmadığını nakl eder. Bu ihtilâf duvarın yüksekliğindeki farklılığa hamledilir. Buna göre duvar en-ginse iktida caiz olur, yüksekse caiz olmaz.

 

Üzerinde durduğumuz hadiste bahsedilen odanın duvarlarının alçak ol­duğunu bildiren rivayet gözönüne alınınca, Hanefîlerin görüşünün hadise ay­kırı olmadığı ortaya çıkar.