بَاب
الْجُمُعَةِ
فِي
الْيَوْمِ
الْمَطِيرِ
206-207. Çok Yağmurlu
Günde Cuma
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
هَمَّامٌ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَبِي
الْمَلِيحِ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ يَوْمَ
حُنَيْنٍ
كَانَ يَوْمَ
مَطَرٍ
فَأَمَرَ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مُنَادِيَهُ
أَنَّ
الصَّلَاةَ
فِي الرِّحَالِ
Ebu'l-Melih'in,
babasından rivayet ettiğine göre; Huneyn Savaşı yağmurlu bir (cum'a) günü(nde
cereyan etmiş) idi.
Nebi (s.a.v.)
müezzinine:
"Namaz, olduğunuz
yerdedir" diye (ilân etmesini) emretti.
İzah:
Beyhakî,
es-Sünenu'l-kübrâ, III, 186.
Huneyn, Mekke ile Tâif
arasındaki bir vadinin adıdır.Zülmecâz panayırı burada kurulurdu. Müslümanlar
Mekke'yi fethettikten sonra kendilerine karşı 20.000 kişilik bir ordu
hazırlayan Hevâzîn ve Sakîf kabileleri ile Huneyn vadisinde karşılaştılar. Bu
savaş, H.8/M. 630 tarihinde vukubuldu. Düşmanın kurduğu bir pusuya düşen İslâm
ordusu ilk anda bozguna uğrar gibi oldu. Asker içindeki yeni müslüman olanların
bazılarından ve müşriklerden bu duruma sevinenler oldu. Fakat Hz. Nebi ve
etrafındaki bazı vefakâr müslümanlann gayretiyle kısa zamanda müslümanların
durumu düzeldi, kaçanlar geri döndü, mağlubiyetten sonra zafer müslümanlann
oldu. Savaş sonunda müslümanlar 4 şehid, kâfirler 70 ölü verdiler. Bu savaşta,
müslümanlar, daha önce benzerini görmedikleri derecede büyük bir ganimet elde
ettiler. Bu ganimet miktar olarak 22 bin deve, 40 bin koyun, 4 bin okka gümüş,
6 bin esirden ibaretti. Ganimetin bu kadar çok olmasına, düşmanın mallarım
kadınlarını ve çocuklarım savaş meydanına getirmesi sebeb olmuştur.
Hadiste beyân
edildiğine göre, işte bu savaşın olduğu günde Hz. Peygamber, müslümanlann
namazlarını evlerinde kılmalarım emretmiştir. Buradaki "ev"den
maksat "çadırlaradır. Çünkü "evler" manasını verdiğimiz
"rihâl" kelimesi taştan olan evler için kullanıldığı gibi deriden,
yünden, kıldan veya başka şeylerden yapılan çadırlar için de kullanılır. Bu
kelime bundan sonraki bablarda da sık sık gelecek ve duruma göre bazan
"hâne" bazan "çadır" bazan da "bulunduğunuz yer"
diye terceme edilecektir.
Hadis, "çok
yağmurlu günde cuma" başlığı altında yer almıştır. Halbuki bu hadiste
Huneyn gününün cuma günü olduğuna da;r bir kayıt yoktur. Ancak aşağıda gelecek
olan rivayetler, sozkonusu günün cuma günü olduğunu ifade etmektedir. İşte bu
yüzden bu hadis, bahis konusu babta getirilmiştir.
Hadis-i şerif şehir
dışında cumanın farz olduğunu söyleyenlere delil gibi görünmektedir. Çünkü
eğer buralarda cuma farz olmasa idi, Hz. Peygamber namazın çadırlarda olduğunu
ilân ettirmezdi. Ancak bu hadisenin cuma günü olması cuma namazı için olmasını
gerektirmez. Adı geçen namazın cuma yerine kılınan öğle veya ikindi namazı
olması da mümkündür. O halde hadis, kırda cuma namazının farz olmasına delil
sayılamaz.