بَاب
التَّكْبِيرِ
بَعْدَ
الصَّلَاةِ
Namazdan Sonra Tekbir
Getirmek
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
عَبْدَةَ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي مَعْبَدٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ كَانَ يُعْلَمُ
انْقِضَاءُ
صَلَاةِ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِالتَّكْبِيرِ
İbn Abbas (r.a.)'dan;
demiştir ki; Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazının bittiği,
tekbirle bilinirdi.
Diğer tahric: Buhârî,
ezan; Müslim, mesacid; Nesai, sehv; Ahmed b. Hanbel, 1,222.
AÇIKLAMA:
Hadis-i Şerifin
Buhârî'deki bir rivayeti, İbn Abbâs'ın sözü olarak, "Ben Resûluilah'ın namazının bittiğini tekbirle
bilirdim" ifâdesi yer almaktadır.
Hadis-i Şerifin zahiri,
sahâbilerin zikre (hamd ve tesbihden önce) tekbirle başladıklarını gösterir.
Ancak hadisten kast edilen bu değildir. Onlar namazdan sonra zikrediyorlardı ve
bu zikir, namazdan sonraki istiğfar, tesbih, tekbîr, hamd (vs.) tümünü içine
alıyordu.
İmam Nevevî bu hadisin
"namazın sonunda zikrederken sesi yükseltmek müstehabtır" diyenlerin
görüşlerine delil olduğunu söyler. Fakat İbn Battal ve diğer bazı âlimler bütün
mezheb sahiblerinin zikir ve tekbirde sesi yükseltmenin müstehab olmadığında
müttefik olduklarını nakletmişlerdir.
İmam Şafiî bu hadisi,
Resûluilah'ın ashaba öğretmek için çok az bir zaman zikri açık yaptığına
hamletmiştir.
İbn Abbâs'ın çocuk
olduğu için arka saflarda namaz kıldığı, bu yüzden namazın bittiğini selâmla
değil, tekbirle bilebildiğini söyleyenler de vardır.
Bazı alimler de hadisin
teşrik günleri ile alakalı olduğunu, çünkü bugünlerde farzlardan sonra yüksek
sesle tekbir getirildiğini söylerler. Cehri zikri mekruh gören Hanefîlerin
görüşüne bu tefsir daha uygundur.