DEVAM: 183-184
(Namazdan Çıkış İçin) Selam
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدٍ
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا
الْأَعْمَشُ
عَنْ
الْمُسَيَّبِ
بْنِ رَافِعٍ
عَنْ تَمِيمٍ
الطَّائِيِّ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ
سَمُرَةَ قَالَ
دَخَلَ
عَلَيْنَا
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَالنَّاسُ
رَافِعُوا
أَيْدِيهِمْ
قَالَ
زُهَيْرٌ
أُرَاهُ
قَالَ فِي
الصَّلَاةِ
فَقَالَ مَا
لِي
أَرَاكُمْ
رَافِعِي
أَيْدِيكُمْ
كَأَنَّهَا
أَذْنَابُ
خَيْلٍ
شُمْسٍ
أُسْكُنُوا
فِي
الصَّلَاةِ
Câbir b. Semure
(r.a.)'den; demiştir ki: Cemaat (selâm verirken) ellerini kaldırmış bir
vaziyette iken Resûlullah (s.a.v.) yanımıza girdi. Züheyr, (A'meş'in)
"namazda" dediğini zannediyorum, dedi ve şöyle buyurdu: "Bana ne
oluyor ki, sizi azgın atların kuyrukları gibi ellerinizi kaldırmış bir halde
görüyorum? Namazda sakin olunuz."
Diğer tahric: Müslim,
salât; Nesâî
AÇIKLAMA:
Cemaatin namazda
ellerini kaldırdıkları safha Önceki rivâyetlerden anlaşıldığına göre selâm
safhasıdır. Yani Hz. Nebi, cemaatin selâm verirken ellerini sağa-sola
kaldırarak işaret ettiklerini görmüş bunu ayıplayarak atın kuyruk sallamasına
benzetmiş ve namazda sakin olmalarını emretmiştir.
Nevevî bu hadisle
ilgili olarak şöyle der: "Burada yasaklanan el kaldırmaktan maksat,
onların selâm esnasında iki tarafa işaret ederek selâm vermeleridir."
Bazı âlimler bu hadiste
yasak edilen el kaldırmanın herhangi bir harekete mahsus olmayıp namazın
tamamı ile alâkalı olduğunu, dolayısıyla hiç bir surette namazda el
kaldırılamayacağını söylerler. Ancak bu iddia iftitah tekbirinde, ruku'a
eğilirken veya kalkarken elleri kaldırmanın meşru olduğuna işaret eden
hadislerin delâleti ile reddedilir. Burada yasaklanan el kaldırmanın selamla
ilgili olduğu kabul edilince hadisler arasında bir ihtilâf kalmaz.
Tercemede tire arasına
aldığımız kısım Züheyr'in kesin hatırlayamadığı bir kısımdır. A'meş'in hadisi
naklederken "insanlar namazda da ellerini kaldırmış bir halde
bultraurkrken Resulııllalı yanımıza girdi" dediğini zannetmiş fakat bunu
kesin hatırlayamamış ve bu tereddüdüne işaret etmiştir.