DEVAM: 178-179.
Teşehhüdden Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Salavat Okumak
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
نُعَيْمِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
الْمُجْمِرِ
أَنَّ
مُحَمَّدَ
بْنَ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
زَيْدٍ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
زَيْدٍ هُوَ
الَّذِي
أُرِيَ
النِّدَاءَ
بِالصَّلَاةِ
أَخْبَرَهُ
عَنْ أَبِي مَسْعُودٍ
الْأَنْصَارِيِّ
أَنَّهُ
قَالَ أَتَانَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي مَجْلِسِ
سَعْدِ بْنِ
عُبَادَةَ
فَقَالَ لَهُ
بَشِيرُ بْنُ
سَعْدٍ
أَمَرَنَا اللَّهُ
أَنْ
نُصَلِّيَ
عَلَيْكَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
فَكَيْفَ
نُصَلِّي
عَلَيْكَ فَسَكَتَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
حَتَّى
تَمَنَّيْنَا
أَنَّهُ لَمْ
يَسْأَلْهُ
ثُمَّ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قُولُوا فَذَكَرَ
مَعْنَى
حَدِيثِ
كَعْبِ بْنِ
عُجْرَةَ
زَادَ فِي
آخِرِهِ فِي
الْعَالَمِينَ
إِنَّكَ
حَمِيدٌ
مَجِيدٌ
Ebu Mes'ud
el-Ensârî'den; demiştir ki: Biz Sa'd b. Ubâde'nin meclisinde iken Hz. Nebi
yanımıza geldi. Beşîr b. Sa'd, kendisine: Ya Resulallah! Allah bize, sana
salavât getirmemizi emretti, sana nasıl salât edelim? dedi.
Resulallah (s.a.v.) hiç
karşılık vermeden sustu. O kadar ki biz Beşîr'in bu soruyu hiç sormamış
olmasını istedik. (Bir müddet) sonra Resûlullah: "Şöyle deyiniz..."
buyurdu...
Râvi Ka'nebî (bundan
sonra) Kâ'b b. Ucra hadisinin (ki 976. 'dır) mânâsını nakledip sonuna [fil
alemine İnneke Hamidun Mecid]
"âlemlerde, sen
hamdedilensin, şereflisin" kelimelerini ilâve etti.
Diğer tahric: Müslim,
salât; Tirmizî, tefsiru sûre; Nesâî, sehv; Dârimî, salât; Muvattâ, sefer; Ahmed
b. Hanbel, V, 274.
AÇIKLAMA:
Beşîr'in sorusunu,
ashabın sorulmamış olmasını istemesi, Hz.Nebi'in hemen cevap vermemesinden
dolayıdır. Ashab, Resûlullah'ın susmasını, soruyu beğenmediğine hamletmişler ve
böyle bir sorunun sorulmuş olmasına üzülenlerdir. Oysa Resûlullah vahy
beklediği için susmuştur. Bu, daha sonra anlaşılmıştır.
Ebû Mes'ud, sorunun
yerini ve soruluş tarzını anlattıktan sonra bu babın ilk hadisi olan Ka'b b.
Ücra hadisinin mânâsını rivayet etmiştir.
Ancak sonuna “ =
âlemlerde" kelimesini ilâve etmiştir. Gerçi Ebû Dâvûd den sonra
kelimelerini de ziyâde ettiğini söylemiş gibi görünüyorsa da bu kısım Ka'b b.
Ucra'mn rivayet ettiği hadisin sonunda da mevcuttur. Öyleyse burada ilâve sadece'dir.
Hz. Nebi'in Sa'd b.
Ubâde'nin evine gitmesi onun tevâzuuna güzel bir örnek olduğu gibi reis
durumunda olanların tebaayı, özellikle halkın ileri gelenlerini ziyaret
etmelerinin meşru' olduğuna delildir.