SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 956 >>

DEVAM: 174-175. Oturarak Namaz Kılmak

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا كَهْمَسُ بْنُ الْحَسَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَقِيقٍ قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ أَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقْرَأُ السُّورَةَ فِي رَكْعَةٍ قَالَتْ الْمُفَصَّلَ قَالَ قُلْتُ فَكَانَ يُصَلِّي قَاعِدًا قَالَتْ حِينَ حَطَمَهُ النَّاسُ

 

Abdullah b. Şakîk'dan; demiştir ki: Aişe (r.anha)'ya; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir rek'atte birden fazla sure okur muydu? di­ye sordum. (Evet) Mufassallardan (okurdu), dedi.

 

Oturarak namaz kılar mıydı? dedim. İnsanlar onu kocatınca (evet), dedi.

 

 

Diğer tahric: Müslim, müsafirîn

 

AÇIKLAMA:    

 

"Birden fazla sure" diye terceme ettiğimiz kelimesi, bazı nüshalarda tekil olarak şeklindedir.Buna göre Abdullah'ın sorduğu sorunun manası: "Rasufullah bir rek'atte bir sureyi okur muydu?" olacaktır. Beyhakî'nin; Abdullah b.Şakîk'den naklettiği "Hz. Aişe'ye, Rasulullah sureleri okur muydu diye sordum..." mealindeki riva­yet tercemeye esas alman nüshadaki şekli takviye etmektedir.

 

Hz. Aişe, Abdullah'ın sorusuna "mufassalları" cevabını vermiştir. Mu­fassal; Hucurat veya Kaf surelerinden, Kur'an-ı Kerim'in sonuna kadar olan surelerdir. Bunların uzun, orta ve kısaları; "Akşam namazında kıraatin miktarı" bahsinde izah edilmiştir.

 

Tercemeye esas aldığımız nüshadaki rivayete göre Hz. Aişe, Abdullah'­ın "Hz. Nebi bir rek'atte birden fazla sure okur muydu?" sorusuna "evet mufassallardan okurdu" karşılığını vermiştir.

 

Hz. Aişe Abdullah b. Şakîk'in "Resulullah oturduğu yerden namaz kı­lar mıydı?" şeklindeki ikinci sorusuna da, "insanlar onu ihtiyarlattığında evet?" karşılığını vermiştir. Bazı nüshalarda, bu cümledeki " = insanlar" kelimesi, " - şiddet ve yorgunluk" şeklinde zabt edilmiştir.

 

kelimesi Nihaye'nin ifadesine göre, büyüdü, kırıldı manasına­dır. Bir kimse, ailesi içinde büyüdüğü zaman  denilir. Kelime­nin hadis-i şerif içerisindeki manası; tercemeye geçildiği biçimde, "İnsanlar onu ihtiyarlatınca..." şeklindedir. Bundan maksat, "işleri sebebiyle kıyam ona ağır gelince" demektir.