DEVAM: 165-166.
Namazda Selam Almanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
حَدَّثَنَا
عَاصِمٌ عَنْ
أَبِي
وَائِلٍ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ كُنَّا
نُسَلِّمُ
فِي
الصَّلَاةِ وَنَأْمُرُ
بِحَاجَتِنَا
فَقَدِمْتُ
عَلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ
يُصَلِّي
فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ
فَلَمْ
يَرُدَّ
عَلَيَّ
السَّلَامَ
فَأَخَذَنِي
مَا قَدُمَ
وَمَا حَدُثَ
فَلَمَّا
قَضَى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الصَّلَاةَ
قَالَ إِنَّ
اللَّهَ يُحْدِثُ
مِنْ
أَمْرِهِ مَا
يَشَاءُ
وَإِنَّ اللَّهَ
جَلَّ
وَعَزَّ قَدْ
أَحْدَثَ
مِنْ أَمْرِهِ
أَنْ لَا
تَكَلَّمُوا
فِي الصَّلَاةِ
فَرَدَّ
عَلَيَّ
السَّلَامَ
Abdullah (b.
Mes'ûd)'dan; demiştir ki: "Biz (İslâm'ın ilk yıllarında) namazda (bulunan
kimseye) selâm verir ve ihtiyacımızı (ondan) sorardık. (Habeşistan'dan
döndükten sonra) Resûlullah'ın yanına geldim. Namaz kılıyordu. Selâm verdim
selâmı(mı) almadı. Beni selâmın alınıp verilmesiyle ilgili) olduk - olmadık
düşünceler sardı. Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince,
"Allah emir (ve hükümlerinden istediğini yeniler. Allahü Teâlâ kesinlikle
namazda konuşmamanıza (dair yeni) hüküm gönderdi/* buyurdu ve selâmımı aldı.
Diğer tahric: Buhârî,
tevhîd; Nesâî, sehv, kusûf; Ahmed b. Hanbel, I, 377, 409, 415, 463.
AÇIKLAMA:
"İhtiyacımızı
ondan sorardık" cümlesindeki ihtiyaç sormaktan maksat, namaza dair olan
ihtiyaçları sormaktır. Nitekim 506 numaralı hadis-i şerifin şerhinde de izah
edildiği gibi namaz kılan kimseye namazla ilgili bir şeyler sorma meselesi
İslâm'ın ilk yıllarına aittir. O zamanlar cemaate birinci rekatta yetişemeyen
bir kimse mescide girer girmez Resûl-i Ekrem'le birlikte namaz kılmakta olan
cemaate kaç rekat kıldıklarım sorar, cevabını aldıktan sonra yetişemediği
rekatları kılarak cemaate katılırdı. Hadis-i şerifte geçen bu cümle ile kast
edilen de budur. Aliyyu'l-Kaarî'nin beyânına göre Hanefî ulemâsından İbn Melek,
"bu hadis namaz esnasında selâm veren kimsenin selâmım namaz bittikten
sonra almanın müstehab olduğuna delildir" demiştir.[bk. Bezlu'l-mechûd,
V, 205 - 206.]
Bu hadisle ilgili
görüşler ve hükümler bundan önceki hadisin açıklamasında geçmiştir.