DEVAM: 164-165.
Namazda Namazla İlgisi Olmayan Bir Harekette Bulunmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
وَمُسَدَّدٌ
وَهَذَا
لَفْظُهُ
قَالَ
حَدَّثَنَا
بِشْرٌ
يَعْنِي
ابْنَ
الْمُفَضَّلِ
حَدَّثَنَا بُرْدٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
عُرْوَةَ بْنِ
الزُّبَيْرِ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
أَحْمَدُ
يُصَلِّي وَالْبَابُ
عَلَيْهِ
مُغْلَقٌ
فَجِئْتُ فَاسْتَفْتَحْتُ
قَالَ
أَحْمَدُ
فَمَشَى فَفَتَحَ
لِي ثُمَّ رَجَعَ
إِلَى
مُصَلَّاهُ
وَذَكَرَ
أَنَّ الْبَابَ
كَانَ فِي
الْقِبْلَةِ
(Müsedded'in rivayet
ettiği lafızlar esas alınmak suretiyle:) Âişe (r.anhâ)'dan; demiştir ki:
Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (odasında) idi. -Ahmed'in rivayetinde,
"namaz kılıyordu"- Ve kapı da kapalı idi. Ben geldim (namazda
olduğunu bilmeden) kapıyı açmasını istedim. Ahmed buraya "yürüdü"
sözünü ilave etti. Bana kapıyı açtı. Sonra (geri geri giderek) namaz kıldığı
yere döndü." (Hadisin râvilerinden Urve b. ez-Zübeyr) "kapı kıble
cihetindeydi" demiştir.
Diğer tahric: Nesâî,
sehv; Tirmizî, cuma; Ahmed b. Hanbel, I, 74, VI, 31.
AÇIKLAMA:
1. Bu hadis-i şerifin
Nesâî'deki metninde; "Resûl-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'jn
nafile namaz kıldığı, kapının kıble tarafında olduğu ve Resûlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'m sağma ve soluna doğru yürüyerek kapıyı açıp tekrar yerine
döndüğü" ifâde edilmektedir.
2. îmam Ahmed'in
rivayetinde ise Hz. Âişe'nin ifâdesi şöyledir: "Ben kapının açılması için
izin istedim. Resûl-i Ekrem namaz kılıyordu. Kıbleye doğru ya sağ ya da sol
tarafından yürüdü."
3. Dârekutnî'nin
rivayetinde iselbu hadis meâlen şöyledir: "Ben kapının açılmasını istedim.
Resûhıllah namaz kılıyordu. O da sağ tarafından veya sol tarafından yürüyerek
kapıya geldi."
Bu ifâdelerden
anlaşılıyor ki, Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kıble cihetinde
bulunan kapıyı tam karşısına alarak namaza durmamıştır. Kapıyı ya biraz sağına
veya biraz soluna alarak kapıyı kilitleyerek nafile namaz kılmaya durmuştur.
Ayrıca bu üçüncü rivayetin lâfızları arasında takdim - te'hir olduğu gibi bazısında
diğerlerine göre biraz daha kısa olarak rivayet edilmiştir. Bezlu'l-mechud
sahibi bütün bu rivayetleri şu şekilde birleştirmiştir: "Ben kapının
açılmasını istedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de içerde
nafile namaz kılıyordu. Kapı ise ya kıble cihetinde bulunuyordu yahut da
sağında veya solunda bulunuyordu. Yürüdü kapıyı açtı."[Bezlu'l-mechud, V,
200.] Yani bu yürüyüş esnasında yönünü kıbleden çevirmedi.
Bu hadis-i şerif nafile
namaz kılarken herhangi bir ihtiyaçtan dolayı az veya çok yürümenin caiz
olduğunu delâlet etmektedir.
Hanefî ulemâsından İbn
Melek'e göre bu hadis-i şerif namazda amel-i kesîr ile meşgul olmanın namazı
bozmayacağına delâlet etmektedir, denilmişse de, yine Hanefî ulemâsından
Aliyyu'l-Kaarî bu görüşün Hanefî mezhebinde mu'teber ve mutemed olmadığına
dikkât çekmiştir.[Mübarek, fûrî, Tuhfetu'l-ahvezî, III, 218.]
Gerçekte Hanefî
mezhebinde özürsüz yere birbiri ardınca hiç durmadan en az üç adım atmak
namazı bozar. Yine bunun gibi bir şahsın çarpması üzerine namaz kılman yerden
bilâ ihtiyar üç adım yürümek de namazı bozar.[Bilmen, Ö.Nasuhi, Büyük İslâm
İlmihali, s. 233.]
Nitekim İbn Reslân da
hadis-i şerifte ifâde edilen Resûl-i Ekrem'in yürümesinin arka arkaya
olmadığına aralıklı olarak yürüdüğüne hükmetmektedir.
Bu hadis-i şerifte çözülmesi
gereken bir mesele daha vardır. Bilindiği gibi Hz. Âişe'nin odası mescidin batı
kısmındadır. Buna göre bu odanın kapısının kıble tarafında olmaması gerekir.
Bezlu'l-mechûd sahibi, bu meseleyi iyice araştırdıktan sonra şu neticeye
varmıştır: Hadis-i şerifte Resul-i Ekrem namaz kılarken kıblesi cihetinde
bulunduğundan bahsedilen kapı Hz. Hafsa'nın hücresine açılan bir
kapıdır.[Bezlu'l-mechûd, V, 201.] Binaenaleyh Hz. Nebi'in namaz esnasındaki bu
yürüyüşünde kıbleden bir sapma olmamıştır.