DEVAM: 162-163.
Namazda (Sağa - Sola) Bakınmak
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ
عُرْوَةَ
عَنْ عَائِشَةَ
قَالَتْ
صَلَّى
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي
خَمِيصَةٍ
لَهَا
أَعْلَامٌ
فَقَالَ شَغَلَتْنِي
أَعْلَامُ
هَذِهِ
اذْهَبُوا بِهَا
إِلَى أَبِي
جَهْمٍ
وَأْتُونِي
بِأَنْبِجَانِيَّتِهِ
Âişe (r.anhâ)'dan;
demiştir ki: (Bir defa) Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çizgili bir
elbise (hamisa) içinde namaz kıldı ve; "Bunun çizgileri beni meşgul etti.
Siz bunu Ebû Cehm'e götürün de bana onun enbicâniyyesini getirin" buyurdu.
Diğer tahric: Buhârî,
salât; ezan; Müslim, mesâcid; Nesâî, kıble
AÇIKLAMA:
Hamîsa, dört köşeli ve
çizgili kumaş demektir. İpekten veya
yündendir.Yalnız bu ismi verebilmek için siyah ve çizgili olmak şarttır.
İnce ve hacmi ufak olduğu için bu ismi almıştır.
Hadis-i şerifte geçen
"Bunun çizgileri benî meşgul etti" cümlesinin mânâsı, "bunun
çizgileri neredeyse, gönlümü meşgul edecekti" demektir. Nitekim Buhâri'nin
Hz. Âişe'den rivayet ettiği şu hadis bunu açıkça ifade etmektedir: "Ben
namazda iken gözüm bu elbisenin çizgilerine ilişti, bana zarar vereceğinden
korkuyorum" [Buhârî, salât; Ahmed b. Hanbel, Vl-177; Muvatta', nida] Açıklamakta olduğumuz Ebû Dâvûd hadisindeki:
"Beni meşgul etti" şeklindeki ifâde,Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in bu çizgilerle gönlünün meşgul olmasına az bir mesafe kaldığını
mübalağalı bir şekilde anlatmak için kullanılmıştır. Gerçi Resûl-i Ekrem
Efendimizin gönlü bu çizgilerle meşgul olmamıştır ama olsa bile, bu meşguliyet
onun yüksek mevki ve şerefine bir noksanlık getirmez. Çünkü o da bir insandır.
İnsan olarak o da Nebilik şerefine aykırı olmayan beşerî duygulan
taşıyabilir.[Menhel, VI, 10.]
Bu elbiseyi Resûlullah
(s.a.v.)'e hediye eden de Ebû Cehm (r.a.) idi. Hediyesi kabul edilmediğinden
dolayı kalbinin kırılacağı endişesiyle Hz. Peygamber bu hediyeyi tekrar geri
istemek suretiyle yine onun hatırını hoş etmiştir. Zaten Nebi (s.a.v.)'in
maksadı, onun hediyesini kabul etmemek değil, namaz esnasında çizgilerinin
kalbini meşgul etmesinden korunmaktı.
Enbicânî; Enbicân
denilen yerde dokunan bir kumaştır. Bazıları da "Menbic kumaşıdır. Menbic
Şam'da mâruf bir şehirdir. İsm-i mensubu 'bâ'-nm fethi ile
"menbecânî" gelir. Hemzesi de mime çevrilir" demişlerse de
birinci ihtimal daha kuvvetlidir. Bu kumaş hamîsa'dan daha kalındır. Erişi
kalın pamuk veya kalın keten, argacı da yünden dokunur. Ekseriyetle yünden
dokunur.
Ebû Cehm (radiyallahü anh)in
ismi Âmir b. Huzeyfe'dir. Bazıları isminin Ubeyd olduğunu söylerler. Mekke'nin
fethedildiği gün müslüman olmuştur. Ebû Cehm Hazretleri Kureyş kabilesine
mensup olup neseb ilmini bilir ve kabilesi arasında sevilir, sayılır bir zat
idi. Kabe'nin iki defa bina edildiğini görmüş ve Hz. Muaviye'nin hilâfeti
sonlarında vefat etmiştir. Ashâb-ı Kiramdan bir de Ebu Cuheym vardır. Onu
bununla karıştırmamak lâzımdır.