SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 912 >>

بَاب النَّظَرِ فِي الصَّلَاةِ

162-163. Namazda (Sağa - Sola) Bakınmak

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ وَهَذَا حَدِيثُهُ وَهُوَ أَتَمُّ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ الْمُسَيَّبِ بْنِ رَافِعٍ عَنْ تَمِيمِ بْنِ طَرَفَةَ الطَّائِيِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ عُثْمَانُ قَالَ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْمَسْجِدَ فَرَأَى فِيهِ نَاسًا يُصَلُّونَ رَافِعِي أَيْدِيهِمْ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ اتَّفَقَا فَقَالَ لَيَنْتَهِيَنَّ رِجَالٌ يَشْخَصُونَ أَبْصَارَهُمْ إِلَى السَّمَاءِ قَالَ مُسَدَّدٌ فِي الصَّلَاةِ أَوْلَا تَرْجِعُ إِلَيْهِمْ أَبْصَارُهُمْ

 

Osman (b. Ebî Şeybe'nin) Câbir b. Semura'dan rivayetine göre, Cabir demiştir ki: Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescid'e girdi. Ellerini (ve gözlerini) havaya kaldırmış bazı kimseler gördü.

 

(Bu cümle, hadisin Müsedded tarafından yapılan rivayetinde yoktur.)  Ancak (Ebû Dâvûd'un hocaları Müsedded ve Osman) hadisin bundan sonraki kısmında birleştiler (ve şu sözleri naklettiler).

 

Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Bu kimseler gözlerini havaya dikmeye kesinlikle son vermelidirler."

 

Müsedded (bu cümleyi) "namazda" diye nakletti (Muaviye ve Osman ittifakla şu şekilde tamamladılar:) "Yahut onların gözleri (bir daha) kendilerine dönmeyecektir."

 

 

Diğer tahric: Buhârî, ezan; Müslim, salât; Nesâî, sehv; îbn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, III, 109, 112, 116, 140, 258.

 

AÇIKLAMA:    

 

Bu hadis-i şerif, aslında biraz daha uzunca olan bir hadisin kısaltılmış halidir. Nitekim Müslim'in rivayet ettiği şu hadis bunu tamamlayıcı mahiyyettedir: "Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi ve; "aceb neden sizleri hırçın atların kuyrukları gibi ellerini kaldırmış görüyorum. Na­mazda sakin olun" buyurdular. Sonra (başka bir defa) yine yanımıza geldi ve bizi halkalar halinde görerek; "Sizi niçin dağınık cemaatler halinde görü­yorum?" buyurdu. Başka bir sefer yine yanımıza çıkageldi ve "Siz melekle­rin Rableri katında saf saf durdukları gibi saf bağlayıp dursaydınız ya!" buyurdular. Biz; ya Resûlallah, Melekler Rableri katında nasıl dururlar? de­dik. "İlk safları tamamlarlar ve safta sıkışık dururlar" buyurdu.[Müslim, salât]

 

Bu hadisi şerif bazı hükümleri ihtiva etmektedir:

 

1. Namazda esas olan sükûnettir; elleri havaya kaldırmak veya ellerle selâm verip işaret etmek meşru değildir. Nitekim Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyuruluyor: "Biz Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte namaz kıldığı­mız vakit, es-selamü aleyküm ve rahmetullah, es-selamü aleyküm ve rahmetullah derdik (Cabir eliyle iki tarafa da işaret etmiş) Resûlullah (s.a.v.); "Siz neden hırçın atların kuyrukları gibi ellerinizle işaret ediyorsunuz? Her biri­nize elini uyluğunun üzerine koyması .kâfidir. Sonra sağ ve sol tarafında bu­lunan kardeşlerine selâm verir" buyurdular.[Müslim, salât]

 

2. Namazda gözleri havaya dikmek dört mezheb ulemasmca da mek­ruhtur. Nitekim Müslim'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de buna delâlet et­mektedir. Resûlullah (s.a.v.): "Namazda gözlerini semâya diken bir takım kimseler, ya bundan vazgeçerler yahutta gözleri (bir daha) kendilerine dönemez" buyurdular.[Müslim, salat] Müslim'in rivayet ettiği şu hadis-i şerifte ise duâ ederken semâya bakmaktan nehyedilmektedir. Hüküm ve hâdise her iki ri­vayette de bir olduğu için mutlak olan birinci rivayet, mukayyed bulunan ikinci rivayete hamledilmiştir. Mamafih buna hacet de yoktur. Çünkü mânâ yine aynıdır. Duanın kıblesi semâ olduğu halde duâ esnasında semâya bak­mak memnu olunca namaz esnasında bakmak evleviyetle memnu' olur. Esasen bu rivayetlerden ne murad edildiği ulemâ arasında ihtilaflıdır. Bazılarına göre va'id yani tehdit kasdedilmiştir. Bu takdirde gözleri semâya dikmek haram­dır. Zahirilerden İbn Hazm daha ileri giderek namazın bozulacağını söyle­miştir. Diğer bazıları:  "Hadisin manası, namaz kılanların üzerine inen meleklerin indirdikleri nurdan gözleri kör olacağından korkulur demektir" müteleasında bulunmuşlardır. Ayrıca gözler kıbleden çevrildiği ve namaz kılan bir kimsenin hâlinden uzaklaşıldığı için yasaklanmış olduğu da düşünülebilir.

 

İbn Ebî Şeybe'nin Hişâm'dan tahrîc ettiği bir hadise göre ashab-ı ki­ram vaktiyle namazda sağa-sola bakınırlarmiş. "Namazda huşu” sahibi olan mü'minler muhakkak felaha erdi"[Mu'minun 1 ve 2] âyet-i kerimesi inince artık önlerine bakmağa başlamışlar, gözleri secde yerinden öteye geçmez olmuş.

 

Bazılarına göre ibret için gözleri semâya kaldırmakta bir sakınca yok­tur. Fakat İbn Battal namazda semâya bakmanın mekruh olduğunda ule­mânın ittifak ettiklerini söylemiştir. Namaz haricindeki dualarda ise, ekser-i ulemâya göre semâya bakmak caizdir. Çünkü duanın kıblesi semâ olduğu­nu bildiren hadisler vardır. Taberî semâya bakmayı kerih görmüştür. Kaadi Şureyh dua ederken gözlerini semâya diken bir zata:

 

"Ellerini yum, gözlerini de indir. Çünkü sen ona eremez ve onu göre­mezsin!" demiştir.[A.Davudoğlu Sahîh-i Müslim Tercümesi ve Şerhi, III, 187 – 188.]

 

3. Namazda dağınık cemaatlar halinde bulunmak yasaklanmıştır.Yu­karıda tercümesini sunduğumuz ve bu hadisi tamamlayan Müslim hadisinde geçen, "Sizi niçin dağınık cemaatlar halinde görüyorum?" cümlesi buna delâlet etmektedir. Nebi (s.a.v.)'in ayrı ayn cemaatler halinde görmesi kuv­vetli bir ihtimale göre namaz haricinde olmuştur. Onları bu halde görünce dinin emrettiği İslâm birliğinin tahakkuk edemeyeceğinden endişe duymuş ve kendilerini dağınık bulunmaktan men'etmiştir. Bazıları da bunun namazda olduğuna ihtimal vermişlerdir. Çünkü namazda dağınık bir halde bulunmak, safların parçalanmasına sebep olur. Fakat bu ihtimal zayıftır. Râvinin, "Resûlullah (s.a.v.) bizi halkalar halinde gördü” demesi, namazda olmadıklarına delâlet eder. Zira halka yuvarlak olduğu için halka halinde duranların bazı­ları sırtlarını kıbleye çevirmiş vaziyette otururlar.

 

4. Safları melekler gibi düz ve sık tutmak gerekir.Nitekim konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisini tamamlayıcı mahiyetteki Müslim hadisinde geçen "siz meleklerin rableri katında saf saf durdukları gibi saf bağlayıp dur-saydınız ya!" cümlesi buna delâlet etmektedir.[Bezlu'l-mechûd, V, 187.]

 

Görülüyor ki bu hadis-i şerif musannif Ebû Davud'a iki kanaldan gel­miştir:

 

1. Müsedded - Ebû Muâviye kanalı,

 

2. Osman b. Ebî Şeybe - Cerîr kanalı. İkinci kanalla gelen hadisin met­ni birinciye nisbetle daha uzundur.

 

Daha sonra bu iki kanal şu kanalda birleşirler; el-A'meş, el-Müseyyeb b. Râfî, Temim b. Tarafe et-Tâî, Câbir b. Semure, Resul-ü Ekrem, Osman b. Ebî Şeybe'nin rivayetinde diğerinden farklı olarak şu cümle bulunmakta­dır: "Resûlullah (s.a.v.) mescide girdi, ellerini (ve gözlerini) havaya kaldırmış bazı kimseler gördü."

 

Hadisin bundan sonraki cümlelerinde her iki senedle gelen ifadeler bir­leşmektedir. Ancak şu farkla ki, Müsedded'in rivayetinde fazla olarak bir de "namazda" kelimesi bulunmaktadır. Yani Müsedded'in cümlesi "bu kim­seler namazda gözlerini havaya dikmeye kesinlikle ya son vereceklerdir..." şeklindedir. Tercümesini sunduğumuz Müslim hadisleri ise, bu hadisin ek­sik kalan kısımlarım tamamlamaktadır.