بَاب
صِفَةِ
السُّجُودِ
153-154. Secde Nasıl
Yapılır?
حَدَّثَنَا
الرَّبِيعُ
بْنُ نَافِعٍ
أَبُو
تَوْبَةَ
حَدَّثَنَا
شَرِيكٌ عَنْ
أَبِي إِسْحَقَ
قَالَ وَصَفَ
لَنَا
الْبَرَاءُ بْنُ
عَازِبٍ
فَوَضَعَ يَدَيْهِ
وَاعْتَمَدَ
عَلَى
رُكْبَتَيْهِ
وَرَفَعَ
عَجِيزَتَهُ
وَقَالَ
هَكَذَا كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَسْجُدُ
Ebü İshak dedi ki:
el-Bera b. Azib bize (secdeyi) öğretti. Ellerini (yere) koydu, dizlerinin
üzerine çöktü, arkasını yukarı dikti ve; "işte Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) böyle secde ederdi" dedi.
Diğer tahric: Nesaî,
tatbîk; Ahmed b. Hanbel, IV, 303.
AÇIKLAMA:
Her ne kadar el-Bera b.
Azib Hazretlerinin açıkladığı ve öğrettiği şeyin ne olduğu, metinde geçmiyorsa
da Nesaî'nin rivayetinde bunun secde olduğu açıkça ifade edilmektedir. Bu
bakımdan biz Nesaî'nin metninde geçen "secdeyi" kelimesini
tercümemizde parantez içinde verdik.
Yine
"ellerini" kelimesinden maksat, ellerin iç kısmı yeni avuçlardır. Nitekim
bu kelime Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde "avuçlarım açtı"
şeklinde[Ahmed b. Hanbel, IV, 303.], Nesaî'de ise, "ellerini yere
koydu" şeklinde ifade edilmektedir.