SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 823 >>

DEVAM: 131-132. Namazında [Fatiha'yı] Okumayı Terk Eden Kimsenin Durumu

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَقَ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ الرَّبِيعِ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ قَالَ كُنَّا خَلْفَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي صَلَاةِ الْفَجْرِ فَقَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَثَقُلَتْ عَلَيْهِ الْقِرَاءَةُ فَلَمَّا فَرَغَ قَالَ لَعَلَّكُمْ تَقْرَءُونَ خَلْفَ إِمَامِكُمْ قُلْنَا نَعَمْ هَذًّا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ لَا تَفْعَلُوا إِلَّا بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ فَإِنَّهُ لَا صَلَاةَ لِمَنْ لَمْ يَقْرَأْ بِهَا

 

Ubade bin es-Samit'den; demiştir ki: Biz sabah namazında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkasında bulunuyorduk. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (Kur'an) okudu. (Fakat Kur'an okumak) kendisine, ağır gelmeye başladı. (Namazı) bitirince; "Her halde imamınızın arkasında siz de okuyorsunuz" buyurdu. Biz de: Evet, ey Allah'ın Resulu, hızlı bir şekilde (biz de okuyoruz), dedik.

 

“(Böyle) yapmayın, sadece Fatiha'yı okuyun. O'nu okumayan kimsenin namazı yoktur." buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, ezan; Müslim, salat; Tirmizî, mevakit, tefsir sure; Nesaî, iftitah; İbn Mace, ikame, Darimî salat; Muvatta, nida; Ahmed b. Hanbel, II, 285, 290, 460, 487; V, 314, 316,

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şeriften anlaşılıyor ki, sahabe-i kiram hazretleri Resul-i Ekrem'in emri olmaksızın kendi ictihadlarıyla namazda bir defa Resul-i Ekrem'in arkasında Kur'an okumuşlardır. Ancak okurken bazılarının çıkardığı fısıltılardan bunun farkına varan Fahr-i Kai­nat Efendimiz; "Öyle zannediyorum ki, imamınızın arkasında siz de Kur'­an okuyorsunuz. Bunu bir daha yapmayın, sadece Fatihayı okuyun” buyurarak onları bu işten men' etmiştir.

 

Hattabî, "burada Resul-i Ekrem'in men'ettiği şey, sahabe-i kira­mın sesli okumalarıdır. Fatihadan sonra bir sure okumayı men'etmiş olması ihtimali de vardır" demişse de, Mîrek, Hattabî'nin üzerinde durduğu birin­ci ihtimali zayıf bulmuş, ikinci ihtimalin isabetli olduğunu söylemiş ve sebe­bini de şöyle izah etmiştir: Eğer Resul-i Ekrem bu sözüyle sesli okumayı nehyetmiş olsaydı, o zaman bunda Fatiha'yı istisna etmesinin bir anlamı kal­mazdı." Aliyyü'l-Kaari de aynı şekilde buradaki nehyin zamm-ı sure oku­makla ilgili olduğunu söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: "Şayet bu nehy, sesli okumakla ilgili olsaydı, Resul-i Ekrem "öyle zannediyorum ki" tabiri­ni kullanmazdı. Çünkü sesli okumuş olsalardı, o zaman Resul-i Ekrem oku­duklarını kesinlikle duyacağı için "zan" ifade edenbu tabiri değil de duyduğunu kesinlikle ifade eden bir tabir kullanırdı."

 

İşte bütün bu ifadelerden anlaşıldığına göre, Resul-i Ekrem sabah na­mazı kıldırırken zamm-i sure okuduğu esnada arkasında bulunan cemaatten bazılarının fısıltılarını duyunca zihni karıştığından onları zamm-i sure oku­maktan nehyetmiş, sadece Fatiha okumalarına izin vermiştir. Çünkü Fatiha her zaman kolayca okunabilecek bir sure olduğundan arkasmdakilerin de Fatiha okumaları herhangi bir karışıklığa sebep olmaz düşüncesinde idi. Bu sebeple imamın arkasında bulunan cemaatin de Fatiha okumasına izin veril­di. Cemaatin Fatiha okuması da karışıklığa sebeb olduğundan daha sonra imamın arkasında cemaatin Fatiha okuması izni de kaldırılmıştır.[Bezlul-mechud, V, 45]

 

Ancak ulemanın büyükçoğunluğunagöre" Fatiha okumayan kimsenin namazı yoktur" cümlesinin anlamı, "bu namaz batıldır" demektir. Fakat bu cümle Darekutnî ile İbn Hibban'ın rivayetinde; "İçinde Fatiha okunma­yan namaz kafi değildir"[el-Muttekî, Kenzu'l-Ummal, VII, 442, (Hadis no: 19689).] şeklindedir. Hanefi uleması, "Fatihayı okuma­yanın namazı batıl değil, yalnız vacib terkedildiği için sevabı noksandır" demişlerdir. Ayrıca Hanefi ulemasının, "Kur'an okunduğu zaman onu din­leyin ve susun"[A'raf 204] mealindeki ayet-i kerimeyi kendi görüşlerinin doğruluğu için delil getirdiklerini 818 noIu hadisin izahında söylemiştik. Bir de Hanefî uleması Darekutnî'nin rivayet ettiği; "kim imamın arkasında kılıyorsa ima­mın okuması onun için de kıraattir"[İbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel, III, 339] mealindeki hadis-i şerifi de kendile­ri için delil olarak ileri sürmüşlerdir. Fakat bu hadise zayıf diye itiraz edenler de olmuştur. Halbuki bu hadisi ashab-ı kiramdan Cabir b. Abdullah, Ab­dullah b. Ömer, Ebu Said el-Hudrî Ebu Hureyre, Abdullah b. Abbas ve Enes b. Malik (r.a.) Hazretleri rivayet etmişlerdir. Gerçi bu rivayetlerin her biri ayrı ayrı tenkit edilmiştir. Fakat aynı hadisin bir çok tarikleri daha vardır. Bunlardan biri sahihdir ve bizzat imam Ebu Hanife (r.a.)'den rivayet edil­miştir.

 

Bununla beraber bu mevzuda Ebu Hanife (r.a.) Hazretlerine mezheb taassubuyla dil uzatanlar olmuşsa da Aynî merhum bunlara gereken cevabı vermiş ve daha itidalli olmaları gerektiğini söylemiştir.

 

Ayrıca imamın arkasında cemaatin bir şey okumayacağı sahabenin bü­yüklerinden 80 zat tarafından rivayet olunmuştur. Aliyyü'l-Mürteza ve Abadile-i Selase denilen Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes'ud (r.anhum) Hazretleri bunlar arasındadır. Bu sebeble Hidaye sa­hibi "imamın arkasında bir şey okunmayacağına dair sahabe icma etmişlerdir" demiştir.[Meylani Ahmed, el-Hidaye Tercemesi, I, 122.] Abdullah b. Zeyd b. Eslem'in babasından rivayet ettiği bir ha­diste; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından on tanesi imamın arkasında Kur'an okumaktan şiddetle nehyederlerdi. Bunlar Ebu Bekr es-Sıddîk, Ömer el-Faruk, Osman b. Affan, Ali b. Ebî Talib, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebî Vakkas, Abdullah b. Mes'ud, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas (r.a.) Hazretleri idi" denilmektedir. Hatta Sa'd b. Abbas ile Hz. Ömerin; "imamın arkasında okuyanın ağzına taş doldururum" dedikleri İbn Mes-ud Hazretlerinin de "ağzına toprak dolsun" dediği rivayet olunur.[Ayni, Umdetu'l-Kaari, VI, 13]

 

Biz bu mevzuda mezhep imamlarının görüşlerini 818-820 numaralı hadis-i şeriflerin izahında yazdığımız için burada tekrar etmiyoruz.