DEVAM: 56. Namazını
Evinde Kılıp Sonra Bir Cemaate Rastlayan Kişi Onlarla Birlikte Namaz Kılmalıdır
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
حَدَّثَنَا
مَعْنُ بْنُ
عِيسَى عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
السَّائِبِ
عَنْ نُوحِ
بْنِ
صَعْصَعَةَ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ عَامِرٍ
قَالَ جِئْتُ
وَالنَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي
الصَّلَاةِ
فَجَلَسْتُ
وَلَمْ
أَدْخُلْ
مَعَهُمْ فِي
الصَّلَاةِ
قَالَ
فَانْصَرَفَ
عَلَيْنَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَرَأَى
يَزِيدَ
جَالِسًا
فَقَالَ
أَلَمْ
تُسْلِمْ يَا
يَزِيدُ
قَالَ بَلَى
يَا رَسُولَ
اللَّهِ قَدْ
أَسْلَمْتُ
قَالَ فَمَا
مَنَعَكَ
أَنْ تَدْخُلَ
مَعَ
النَّاسِ فِي
صَلَاتِهِمْ
قَالَ إِنِّي
كُنْتُ قَدْ
صَلَّيْتُ
فِي مَنْزِلِي
وَأَنَا
أَحْسَبُ
أَنْ قَدْ
صَلَّيْتُمْ
فَقَالَ
إِذَا جِئْتَ
إِلَى
الصَّلَاةِ
فَوَجَدْتَ
النَّاسَ
فَصَلِّ
مَعَهُمْ
وَإِنْ كُنْتَ
قَدْ
صَلَّيْتَ
تَكُنْ لَكَ
نَافِلَةً وَهَذِهِ
مَكْتُوبَةٌ
Yezid b. Amir'den;
demiştir ki; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazda iken geldim. Onlarla
birlikte namaza durmayıp oturdum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni
oturur görünce: "Sen müslüman değil misin (olmadın mı) ya Yezid?"
buyurdu. Ben de: Evet ya Resulellah, müslüman oldum" dedim. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Öyleyse
niçin insanlarla beraber namaza durmuyorsun?" buyurdu.
Sizin namazı kıldığınızı
zannederek ben evde kılmıştım, karşılığını verdim. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Mescid'e geldiğin zaman insanları
(namazda) bulursan namazını kılmış da olsan onlarla birlikte namaza dur.
(İnsanlarla beraber kıldığın sonraki) o namaz senin için nafile, öteki
(evvelki) de farz olur" buyurdu.
Tahric: Sadece Ebu
Davud rivayet etmiştir; Darekutni, sünen, I, 276.
AÇIKLAMA: Yezid b. Amir b.el-Esved b. Hubeyb Ebî Haciz
es-Suvaî; Huneyn gazvesine müşrik olarak iştirak etmiş, bilahere müslüman
olmuştur. (Bilgi için bk. îbnu'I-Esir, Üsdu'l-ğabe, V, 498; İbn Hacer,
el-İsabe, III, 659).
Hadis-i
şerifin son kısmını "Evinde kıldığın senin için nafile, insanlarla
birlikte kıldığın da farz olur" şeklinde anlayanlar da bulunmaktadır.
Ancak Hadisin tercemesinde verdiğimiz mana diğer hadislerle tearuz etmemesi
bakımından daha muvafıktır.
Bu
hadis bir evvelki hadisin mana yönünden aşağı yukarı aynısıdır. Evvelki
hadisten çıkartılan hükümleri bu hadisten de anlamak mümkündür.