بَاب
الِاسْتِتَارِ
فِي
الْخَلَاءِ
19. Abdest Bozarken
Gizlenmek
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ مُوسَى
الرَّازِيُّ
أَخْبَرَنَا
عِيسَى بْنُ
يُونُسَ عَنْ
ثَوْرٍ عَنْ
الْحُصَيْنِ
الْحُبْرَانِيِّ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
اكْتَحَلَ
فَلْيُوتِرْ
مَنْ فَعَلَ
فَقْدَ
أَحْسَنَ
وَمَنْ لَا
فَلَا حَرَجَ
وَمَنْ
اسْتَجْمَرَ
فَلْيُوتِرْ
مَنْ فَعَلَ
فَقَدْ
أَحْسَنَ
وَمَنْ لَا
فَلَا حَرَجَ
وَمَنْ
أَكَلَ فَمَا
تَخَلَّلَ
فَلْيَلْفِظْ
وَمَا لَاكَ
بِلِسَانِهِ
فَلْيَبْتَلِعْ
مَنْ فَعَلَ
فَقَدْ
أَحْسَنَ
وَمَنْ لَا
فَلَا حَرَجَ
وَمَنْ أَتَى
الْغَائِطَ
فَلْيَسْتَتِرْ
فَإِنْ لَمْ
يَجِدْ
إِلَّا أَنْ يَجْمَعَ
كَثِيبًا
مِنْ رَمْلٍ
فَلْيَسْتَدْبِرْهُ
فَإِنَّ
الشَّيْطَانَ
يَلْعَبُ
بِمَقَاعِدِ
بَنِي آدَمَ
مَنْ فَعَلَ
فَقَدْ
أَحْسَنَ
وَمَنْ لَا
فَلَا حَرَجَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد رَوَاهُ
أَبُو
عَاصِمٍ عَنْ
ثَوْرٍ قَالَ
حُصَيْنٌ
الْحِمْيَرِيُّ
وَرَوَاهُ
عَبْدُ الْمَلِكِ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
عَنْ ثَوْرٍ
فَقَالَ
أَبُو سَعِيدٍ
الْخَيْرُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد أَبُو
سَعِيدٍ
الْخَيْرُ
هُوَ مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Ebu Hureyre (r.a.)'in
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur:
"Gözlerine sürme çeken kimse tek sayıda çeksin. Böyle yapan iyi yapmış
olur. Yapmayana da günah yoktur. Taşla taharetlenen de tek sayıya riayet etsin.
Böyle yapan iyi yapmakla beraber yapmayana günah yoktur. Yemek yiyen dişlerinin
dibinden ayıkladığı kırıntıları dışarı atsın. Ağzındakini de dili ile toplarsa
yutsun. Böyle yaparsa iyidir. Yapmazsa zorluk yoktur. Abdest bozmak isteyen
gizlensin. Gizlenecek yer bulamayan kimse kum biriktirerek onu arkasına alsın.
Çünkü şeytan insan oğullarının oturaklarıyla oynar. Kim böyle yaparsa iyi yapar,
yapmazsa, zorluk yoktur."
Ebu Davud der ki; Bu
hadisi bu şekilde Ebu Asim Sevr'den rivayet etmiş ve ancak seneddeki el-Husayn
el-Hubrani yerine Husayn EI-Himyeri demiştir.
Yine Ebu Davud dedi ki: Bu hadis-i şerifi bir de Abdulmelik b. El-Sabbah,
Sevr'den rivayet etmiştir. O da Ebu Said yerinde, Ebu Said el-Hayr demiştir.
Ebu Davud dedi ki; Ebu Said el-Hayr ashab-i Kiramdandır.
Diğer tahric: İbn
Mace, tahare; Darimî, vudu; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Sürme çeken kişinin
tek sayıya riayet etmesi iki şekilde olur.Birincisi her göze üst üste üç kere sürme çekmekle olur
ki, bu Nebiyy-i Zişan'ın sünnetidir. Şemail’de beyan edildiğine göre
Efendimizin bir sürmeliği vardı. Her gece üç defa sağ gözüne üç defa da sol gözüne
çekerdi.
İkincisi:
Her iki göze çekilenlerin toplamının tek sayı olmasıdır.Üçlemek Nebiyy-i
Ekrem'in uygulamasıdır. Yoksa bir defa çekmekle tek sayıya riayet edilmiş
olurdu. Ayni merhum, "burada kast edilen (1, 3, 5) gibi mutlak tek
sayıdır” diyor.Hadisteki emir nedb için olduğu gibi irşad için de olabilir.Yani
"yapılırsa sevabı var" demektir. Zira Resul-i Ekrem (s.a.v.),
"Allah vitrdir (tektir), vitri (tek'i) sever" buyurmuştur. [1416.
hadis]
Eğer
buradaki emir irşad içinse, faydası dünyevidir, nedb içinse faydası uhrevidir.
Çünkü irşad iie nedbin farkı budur. Nedb, sevabı ahirette olan işleri; irşad;
menfaati dünyaya ait olan tavsiyelerdir. Binaenaleyh Sünnet-i Seniyyeye uymak
gayesiyle bu hadisle amel etmek mendup, tıbbi faydalar sağlamak gayesiyle amel
etmek de irşaddır. Sürmenin tıbbi faydaları vardır. Gözün hararetini alır,
gözde kurumayı önler, göz nurunu arttırır, zararlı maddeleri imha eder. Nitekim
bir hadis-i şerifte buyurulmuştur ki, "Size sürme taşı lazımdır. Çünkü o
gözün nurunu arttırır ve kirpikleri geliştirir." Hadis-i Şerifteki
emirlerin hiç birisi farziyyet ifade etmiyor. Bunu hemen emrin arkasında gelen
"Eğer yapamazsanız günah yoktur" beyanından anlıyoruz.
Hadiste
sözü geçen İsticmar: Taş ile taharetlenmek demektir. Bunda da tek sayıya riayet
mendubtur. Terkinde günah yoktur. Eğer bir taşla taharet hasıl olmuşsa,
üçlemeye lüzum yoktur. Fakat kişinin durumuna göre bazı hallerde beş veya yedi
de kullanılabilir. Bu Ebu Hanife ve talebelerinin görüşüdür.
Mak'ad,
hadis metninde bulunan kelimesiyle kast edilen, insanın oturağı veya kazayi
hacet edilen yerdir. İnsan açık bir yere oturursa insanların dikkatini çeker,
avret mahallini görürler veya rüzgar eser de idrar damlaları onun bedenini ve
elbisesini batırır. Bütün bunlar şeytanın oyunudur. Çünkü şeytan insan için
ancak kötülük düşünür. Kazayı hacet
yerleri zikrden uzak olduğu için şeytanların oynaştığı yerlerdir.