DEVAM: 11. Sidikten
Temizlenme.
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ الْوَاحِدِ
بْنُ زِيَادٍ
حَدَّثَنَا
الْأَعْمَشُ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ وَهْبٍ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
حَسَنَةَ
قَالَ انْطَلَقْتُ
أَنَا
وَعَمْرُو
بْنُ
الْعَاصِ
إِلَى النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَخَرَجَ
وَمَعَهُ
دَرَقَةٌ
ثُمَّ اسْتَتَرَ
بِهَا ثُمَّ
بَالَ
فَقُلْنَا
انْظُرُوا
إِلَيْهِ
يَبُولُ
كَمَا
تَبُولُ
الْمَرْأَةُ
فَسَمِعَ
ذَلِكَ
فَقَالَ
أَلَمْ تَعْلَمُوا
مَا لَقِيَ
صَاحِبُ
بَنِي
إِسْرَائِيلَ
كَانُوا إِذَا
أَصَابَهُمْ
الْبَوْلُ
قَطَعُوا مَا أَصَابَهُ
الْبَوْلُ
مِنْهُمْ
فَنَهَاهُمْ
فَعُذِّبَ
فِي قَبْرِهِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
مَنْصُورٌ
عَنْ أَبِي
وَائِلٍ عَنْ
أَبِي مُوسَى
فِي هَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ جِلْدِ
أَحَدِهِمْ و
قَالَ
عَاصِمٌ عَنْ
أَبِي
وَائِلٍ عَنْ
أَبِي مُوسَى
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ جَسَدِ
أَحَدِهِمْ
Abdurrahman b. Hasene
(r.a.) şöyle demiştir: (Bir gün) Amr b. As ile birlikte Nebiyyi Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizi ziyarete varmıştık. Nebiimiz, yanında
sığır derisinden bir kalkanla çıktı. Sonra onun (arkasına) gizlenerek küçük
abdestini bozdu. Biz "dikkatle bakınız Nebiimiz kadınlar gibi oturarak (ve
gizlenerek) abdestini yapıyor (bozuyor)” dedik.Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bunu işitti ve şöyle buyurdu:
"İsrailoğullarından
birinin başına gelenleri bilmiyor musunuz? Onlar bulaştığı zaman idrarın isabet
ettiği kısmı keserlerdi. İşte, Benu Israil'den bir kimse bundan (idrarın
değdiği yeri kesmekten) onları nehyetti. Neticede kabir azabına
uğratıldı."
Ebu Davud dedi ki:
"Mansur Ebu Vail'den, o da Ebu Musa el-Eş'ari'den bu hadisi rivayet
ederken Ebu Musa (r.aj'ın (hadisteki) "elbiselerine idrar bulaşınca'' sözü
yerine '"derilerine idrar bulaştığında" dediğini söylemiştir."
Asım ise Ebu Vail'den, o
Ebu Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ederken
Resulullah'ın sözü geçen tabirler yerine “onlardan birisinin cesedine (idrar
bulaştığında)" dediğini rivayet etmiştir.
Diğer tahric: Nesai,
tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Abdurrahman b. Hasene
ve Amr b. As hazretleri cahiliye adetleri içinde yetiştiklerinden, Fahr-i
Kainat Efendimizin idrardan sakınmak için yere oturarak ve gizlenerek küçük
abdest bozmasını ilk defa görünce, birden bire yadırgamışlar ve hayrete düşerek
kendi aralarında konuşmaya, "Bak hele Nebiyy-i Ekrem oturarak kadınlar
gibi bevl ediyor" demeye başlamışlar. Aslında onların bu sözlerinde alay
ve hakaret kastı yoktur ve zaten sahabiden böyle bir hareket de beklenemez.
Nebiyyi
Ekrem'in bu fiilini yadırgamaları cahiliye hayatında ayakta işemenin erkeklik
ve kahramanlık alameti sayılmasındandır.
Bu
iki sahabi yeni müslüman olduklarından cahiliyye döneminden yeni
kurtuluyorlardı. Fahr-i Kainat Efendimiz de gayet yumuşak bir tavırla işin
ciddiyetini tarihi misallerle anlattı. Hadiste geçen "Benu İsrail'den bir
kişi*' den kasıt, herhangi bir kişidir denilirse, hadisi anlamakda bii güçlük
yoktur. Ancak Ayni'nin dediği gibi bu, Musa (a.s.)'dır, denilirse, o zaman
hadis-i şerife şöyle mana vermek gerekir: "Musa (a.s.) bevlden sakınmaları
konusunda onları uyardı; bu uyarıyı, dikkate almayanlar kabirde azaba
uğratıldı."
Şu
da var ki bu iki sahabinin "Nebi'e bakın kadınlar gibi abdest
bozuyor" sözü "kadınlar gibi gizlenerek, edep yerlerini açmadan,
sakınarak abdest bozuyor'* manasana da hamledilebilir. O takdirde bu,
Rasulullah*ın edebine, hayasına hayranlık ifadesini taşır.