SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 18 >>

بَاب فِي الرَّجُلِ يَذْكُرُ اللَّهَ تَعَالَى عَلَى غَيْرِ طُهْرٍ

9. Abdesti Olmayanın Allah'ı Anması

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي زَائِدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ خَالِدِ بْنِ سَلَمَةَ يَعْنِي الْفَأْفَاءَ عَنْ الْبَهِيِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَذْكُرُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ

 

Aişe (radiyallahu anha)’dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her halinde Allah'ı zikrederdi."

 

 

Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare

 

AÇIKLAMA:     "Her hali” ifadesi temizlik, abdestsizlik, gusülsüzlük oturma, ayakta durma, yatma, uyuma ve uyanıklık hallerinin hepsini kapsamaktadır. Bu itibarla mevzunumu teşkil eden bu hadis-i şerif Fahr-i Kainat Efendimizin bütün bu hallerinde zikre devam ettiğini ifade etmektedir. Ancak burada zikir'den maksadın lisanen yapılan zikir olduğu kabul edilirse, o zaman bundan cünüplük halini istisna etmek gerekir. Çünkü Hz. Ali'den gelen bir rivayete göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem cünüp iken Kur'an okumazdı.

 

Keza cima’ halinde avret mahalli açık iken ve abdest bozarken de zaruret olmaksızın konuşmaktan kaçınırdı. Zikrin ancak abdestli iken yapılıp, abdestsiz yapılamayacağı görüşü fazilet cihetindendir. Hadiste geçen zikir'den maksat, Menhel müellifine göre, kalbi zikirdir. Çünkü Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem daima tefekkür halinde idi. Uyanık iken de uyurken de hiç bir an kalbi zikirden uzak kalmazdı. Mirkat'ta beyan edildiğine göre:

 

Zikir iki kısımdır: a. Kalbi zikir, b. Lisani zikir.

 

Efdal olanı kalbi zikirdir. Nitekim Allah, Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ı çok zikrediniz*' buyurmaktadır. Bunun anlamı "Allah'ı hiç bir an hatırdan çıkarmayınız'' demektir. Allah Resulü zikrin her iki çeşidinden de en büyük payı almıştır. Ancak cünüblük halinde. eline alarak Kur'an okumazdı, helada ise, sadece kalbi zikirle yetinirdi. Helada kaldığı müddetçe zikri diğer şekillerinden uzak kaldığı için de heladan çıkar - çıkmaz istiğfar ederdi.

 

 

SONRAKİ