DEVAM: 4. Abdest
Bozarken Kıbleye Yönelmenin Mekruh Oluşu
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
بْنُ
مُسَرْهَدٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَزِيدَ
اللَّيْثِيِّ
عَنْ أَبِي
أَيُّوبَ
رِوَايَةً
قَالَ إِذَا
أَتَيْتُمْ
الْغَائِطَ فَلَا
تَسْتَقْبِلُوا
الْقِبْلَةَ
بِغَائِطٍ
وَلَا بَوْلٍ
وَلَكِنْ
شَرِّقُوا
أَوْ
غَرِّبُوا
فَقَدِمْنَا
الشَّامَ
فَوَجَدْنَا
مَرَاحِيضَ
قَدْ
بُنِيَتْ
قِبَلَ الْقِبْلَةِ
فَكُنَّا
نَنْحَرِفُ
عَنْهَا وَنَسْتَغْفِرُ
اللَّهَ
Ebu Eyyub (r.a.)’ın
rivayet ettiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur: "Helaya vardığınızda, büyük abdest bozarken de küçük abdest
bozarken de kıbleye yönelmeyiniz. Lakin doğuya veya batıya yöneliniz."
Ebu Eyyub dedi ki: Daha
sonra Şam'a geldik, orada kıbleye karşı yapılmış helalarla karşılaştık. Artık
oralarda kıbleden yönümüzü çeviriyor ve Allah'dan af diliyorduk."
Diğer tahric: Buharî,
vudu; salat; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare ibn Mace, tahare; Nesaî, tahare; Ahmed
b. Hanbel)
AÇIKLAMA: Bu hadis her zaman
kıbleye saygı göstermenin lüzumuna, gerek büyük, gerekse küçük abdest bozarken kıbleyi arkaya
ve karşıya almamak ve mümkün mertebe adaba riayet etmek lazım geldiğine delalet
eder. Ulemanın beyanına göre "doğuya veya batıya dönünüz" emri, Mekke
ve Medine istikametinde olan beldeler içindir.
Ebu
Hanife hadisin zahirini esas alarak her nerede olursa olsun gerek küçük,
gerekse büyük abdest bozarken kıbleye dönmenin nehyedildiğini söylemiştir.
Mücahid,
İbrahim en-Nehai ve Süfyan es-Sevri de 7 numaralı Selman hadisinin şerhinde
açıkladığımız, "kıbleyi arkanıza veya karşınıza almayın*' yasağının
zahirini esas alan ikinci görüşü benimsemektedirler.
Suyuti,
Kadı Ebu Bekr İbn el-Arabi'nin "tercih edilen görüş budur" dediğini
nakleder, İbnü'l-Arabi mevzumuzu teşkil eden bu hadisler hakkında şöyle
demektedir:
“Biz
bu hususta mevcut rivayetlere baktığımız zaman şu neticeye varıyoruz: Ebu Eyyub
(r.a.) hadisi umum ifade eden kavli bir hadistir. İbn Ömer hadisi gibi fiili
hadislerin bu hadise ters düşmesi neticeye tesir etmez. Çünkü fiili hadisler
bir olayın hikayesidir. O olay bir özür sebebiyle o şekilde cereyan etmiş
olabilir. Kavli hadislerde ise, böyle bir ihtimal yoktur.”
İbn
Dakiki'l-id ise, Şerhu'l-Umde isimli eserinde şöyle diyor: Ebu Eyyub el-Ensari
hadisinin kırlara ait olabileceği te'viline gidilirse, hadisin umum ifade etme
özelliğine ters düşülmüş olur. Çünkü hadiste “Şam'da kıbleye karşı bina edilmiş
helalarla karşılaştık da yönümüzü helaların yönlerinden sağa sola çevirdik”
denilmektedir.
"Allah'dan
af diliyorduk" cümlesindeki istiğfar sebebinin ne olabileceği üzerinde şu
görüşler ileri sürülmüştür:
ibnü'l-Arabi'ye
göre sahabenin istiğfarı şu üç sebebten birine bağlı olabilir:
a.
Yanlışlıkla kıbleye yönelmesi.
b.
Helaların kıbleye karşı yapılmış olması hatasının kendi eski hatalarını
hatırlatması,
c..
Bu hatayı yapanlar için istiğfar etmek arzusu.