SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEVHİD

<< 2412 >>

باب: السؤال بأسماء الله تعالى والاستعاذة بها.

13. ALLAH TEALA'NIN İSİMLERİYLE İSTEMEK VE BUNLARLA ALLAH'A SIĞINMAK

 

حدثنا عبد العزيز بن عبد الله: حدثني مالك، عن سعيد بن أبي سعيد المقبري، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إذا جاء أحدكم فراشه فلينفضه بصَنِفَةِ ثوبه ثلاث مرات، وليقل باسمك رب وضعت جنبي وبك أرفعه، إن أمسكتَ نفسي فاغفر لها، وإن أرسلتها فاحفظها بما تحفظ به عبادك الصالحين).

تابعه يحيى وبشر بن المفضَّل، عن عبيد الله، عن سعيد، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

وزاد زهير و أبو ضمرة وإسماعيل بن زكرياء، عن عبيد الله، عن سعيد، عن أبيه، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

ورواه ابن عجلان، عن سعيد، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

تابعه محمد بن عبد الرحمن والدراوردي وأسامة بن حفص.

 

[-7393-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Herhangi biriniz yatağına geldiği zaman elbisesinin kenarıyla üç kere yatağını silkelesin. Sonra şöyle dua etsin:

 

'Bismike Rabbi vadatu cenbi ve bike erfauhu. İn emsekte nefsi fağfir leha ve in erselteha fehfezha bima tahfezu bihi ibadekessalihine = Rabbim ancak senin isminle yan tarafımı yatağıma koydum. Senin sayende de kaldırırım. Rabbim eğer nefsimi tutacak olursan ona mağfiret eyle! Eğer tekrar hayata salıverecek olursan hayatımı salih kullarını muhafaza etmekte olduğun korumanla koru!'

 

 

حدثنا مسلم: حدثنا شعبة، عن عبد الملك، عن ربعي، عن حذيفة قال:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أوى إلى فراشه قال: (اللهم باسمك أحيا وأموت). وإذا أصبح قال: (الحمد لله الذي أحيانا بعد ما أماتنا وإليه النشور).

 

[-7394-] Huzeyfe şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yatağına girdiği zaman

 

"Allahumme bismike ehya ve emutu = Allah'ım senin isminle dirilir ve ölürüm" der, sabaha erdiği zaman "elhamdulillahillezf ehyena ba'de ma ematena ve ileyhinnuşur = Bizleri öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Dönüş ancak O'nadır." derdi.

 

 

حدثنا سعد بن حفص: حدثنا شيبان، عن منصور، عن ربعي بن حراش، عن خرشة بن الحرِّ، عن أبي ذر قال:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أخذ مضجعه من الليل قال: (باسمك نموت ونحيا). فإذا استيقظ قال: (الحمد لله الذي أحيانا بعد ما أماتنا وإليه النشور).

 

[-7395-] Ebu Zer' r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin yatağına girdiği zaman şöyle dua ederdi:

 

"Bismike nemutu ve nahya = Senin isminle ölür ve yaşarız", uykusundan uyandığı zaman da  "elhamdu lillahillezf ahyena ba'de ma ematena ve ileyhinnuşur = Bizleri öldürdükten sonra dirilten Allah'a hamdolsun ve dönüş ancak O'nadır."

 

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا جرير، عن منصور، عن سالم، عن كريب، عن ابن عباس رضي الله عنهما قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لو أن أحدكم إذا أراد أن يأتي أهله فقال: باسم الله: اللهم جنبنا الشيطان، وجنب الشيطان ما رزقتنا، فإنه إن يقدر بينهما ولد في ذلك، لم يضره شيطان أبداً).

 

[-7396-] İbn Abbas'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Herhangi biriniz eşiyle ilişkiye girmek istediği zaman 'Bismillahi Allahumme cennibneş şeytane ve cennibişşeytane ma rezaktena = Bismillah!

 

Allah'ım beni şeytandan uzaklaştır, şeytanı da bize ihsan ettiğin (çocuktan) uzak kıl' derse, onların bu ilişkisinden bir çocuk takdir olunursa o çocuğa ebediyen şeytan zarar veremez."

 

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة: حدثنا فضيل، عن منصور، عن إبراهيم، عن همَّام، عن عديِّ بن حاتم قال:

 سألت النبي صلى الله عليه وسلم قلت: أرسل كلابي المعلَّمة، قال: (إذا أرسلت كلابك المعلَّمة، وذكرت اسم الله، فأمسكن فكل، وإذا رميت بالمعراض فخزق فكل).

 

[-7397-] Adiy b.Hatim şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "Öğretilmiş köpeklerimi avın üzerine salıyorum" dedim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e öğretilmiş olan köpeklerini Allah'ın ismini zikredip de av üzerine saldığında onlar (av) yakalamışlarsa ondan yiyebilirsin. Mi'rad denilen demirli okunu ava attığında avı yaralamışsa onu da ye!" buyurdu.

 

 

حدثنا يوسف بن موسى: حدثنا أبو خالد الأحمر قال: سمعت هشام بن عروة يحدث عن أبيه، عن عائشة قالت:

 قالوا: يا رسول الله، إن هنا أقواماً حديثاً عهدهم بشرك، يأتوننا بلحمان، لا ندري: يذكرون اسم الله عليها أم لا؟ قال: (اذكروا أنتم اسم الله وكلوا).

تابعه محمد بن عبد الرحمن، والدراوردي، وأسامة بن حفص.

 

[-7398-] Aişe r.anha şöyle demiştir: Sahabiler "Ya Resulallah! Şu mıntıkada kısa süre önce müşrik olan birtakım kavimler var. Onlar bizlere etler getiriyorlar. Bu hayvanları keserlerken üzerlerine Allah'ın ismini zikrediyorlar mı yoksa etmiyorlar mı bilmiyoruz" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara "Sizler kendiniz (o etler üzerine) Allah'ın ismini zikredip, onlan yiyin!" buyurdu .

 

 

حدثنا حفص بن عمر: حدثنا هشام، عن قتادة، عن أنس قال   : ضحَّى النبي صلى الله عليه وسلم بكبشين، يسمِّي ويكبِّر.

 

[-7399-] Enes' in nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurban bayramında Allah'ın ismini anıp, tekbir getirerek iki koç kurban kesmiştir.

 

 

حدثنا حفص بن عمر: حدثنا شعبة، عن الأسود بن قيس، عن جندب:

 أنه شهد النبي صلى الله عليه وسلم يوم النحر صلى ثم خطب، فقال: (من ذبح قبل أن يصلي فليذبح مكانها أخرى، ومن لم يذبح فليذبح باسم الله).

 

[-7400-] Cündeb, bir kurban bayramı gününde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında hazır bulunduğunu, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önce bayram namazı kıldırdığını, bundan sonra hutbe okuyup, şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

 

"Her kim namaz kılmadan önce kurban kestiyse onun yerine bir daha kessin. Her kim de kesmemişse Allah'ın ismiyle kessin!"

 

 

حدثنا أبو نعيم: حدثنا ورقاء، عن عبد الله بن دينار، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (لا تحلفوا بآبائكم، ومن كان حالفاً فليحلف بالله).

 

[-7401-] İbn Ömer'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Babalarınızın isimleriyle yemin etmeyiniz. Her kim yemin etmek zorunda kalırsa Allah'ın adına yemin etsin" buyurmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yüce Allah'ın isimleriyle istemek ve bunlarla Allah'a sığınmak" İbn Battal şöyle demiştir: İmam Buharl'nin bu başlıktan gayesi, ismin müsemmanın aynısı olduğunu ifade etmektir. Bundan dolayı Yüce Allah'ın zatına sığınmak nasıl sahihse, adına sığınmak da aynı şekilde sahih olmuştur.

 

İmam Buhari Allah'ın ismiyle teberrük edip, onu vesile ederek bir şey isteme ve ona sığınma konusunda dokuz hadis zikretmiştir. Birinci sıradaki Ebu Hureyre hadisi yatağa gireceği sırada okunacak dua ile ilgilidir. Bu hadisin etraflı bir açıklaması Daavat bölümünde geçmişti. Hadiste "Bismike Rabbi vadatu cenbi ve bike erfauhu=Rabbim ancak senin isminle yan tarafımı yatağıma koydum, senin sayende de kaldırırım" ifadesi yer almaktadır. İbn Battal şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanını yatağa koymayı Allah'ın adına izafe ederken, yataktan doğrulup kalkmayı zatına izafe etmiştir. Bu da isimden maksadın zat olduğunu ve yataktan. doğrulurken ve yatarken lafza değil, onun zatından yardım dileneceğini göstermektedir.

 

"Elbisesinin kenarıyla üç kere yatağını silkelesin." Bu ifadede yer alan "essanife" kelimesi için en-Nihaye'de elbisenin uç kısmındaki kenarıdır denilmektedir. Biz de şunu hatırlatalım: Daavat Bölümünde bu ifade "dahilete izarih1" şeklinde geçmişti ve manası da orada yer almıştı. Burası için en uygun olanı, her iki rivayeti birbiriyle uzlaştırmış olmak için en uygun olanı, bundan maksat, elbisenin içten kenarıdır demektir.

 

باب: ما يذكر في الذات والنعوت وأسامي الله.

14. ZAT, SIFATLAR VE ALLAH'IN İSİMLERİ

 

وقال خُبَيب: وذلك في ذات الإله، فذكر الذات باسمه تعالى.

Hubeyb "ve zalike fi zati'l-ilahi ... " demiş ve zatı, Allah'ın ismiyle zikretmiştir.

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزُهري: أخبرني عمرو بن أبي سفيان بن أسيد بن جارية الثقفي، حليف لبني زهرة، وكان من أصحاب أبي هريرة: أن أبا هريرة قال:

 بعث رسول الله صلى الله عليه وسلم عشرة، منهم خُبَيب الأنصاري، فأخبرني عبيد الله بن عياض: أن ابنة الحارث أخبرته: أنهم حين اجتمعوا استعار منها موسى يستحدُّ بها، فلما خرجوا من الحرم ليقتلوه قال خُبَيب الأنصاري:

ولست أبالي حين أقْتَلُ مسلماً - على أي شِقٍّ كان لله مصرعي

وذلك في ذات الإله وإن يشأ - يبارك على أوصال شِلْوٍ ممزَّع

فقتله بن الحارث، فأخبر النبي صلى الله عليه وسلم أصحابه خبرهم يوم أصيبوا.

 

[-7402-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (kendisinden dini öğretecek kimseler gönderilmesinin istenilmesi üzerine) aralarında Hubeyb el-Ensarl'nin de bulunduğu on kişi gönderdi. Ubeydullah b. Iyaz'ın nakline göre el-Haris'in kızı olayın devamını şöyle anlatmıştır:

 

O kabileler Hubeyb'i öldürmek üzere ittifak ettiklerinde Hubeyb (kıllarını temizlemek için) bu kızdan bir ustura emanet alıp, kullanmışt!. Onlar Hubeyb'i öldürmek üzere Harem'den çıktıklarında Hubeyb şu beyitleri söylemiştir:

 

Ve lestu ubali hine uktelu muslima Ala eyyi şikkin kane lillahi masra'i

Ve zalike fi zati'l-ilahi ve in yeşe' Yubarik ala evsali şilvin mumezzai

 

Aldırmam Müslüman olarak öldürülürsem eğer, Hangi yana olmuş Allah için düşüşüm! Önemi ne? Zatı yolundadır çünkü bu. Allah isterse eğer,

 

Bereket bahşeder parçalanmış cesedin her eklemine!

 

Akabinde İbnü'l-Haris (Ten' im mevkiinde) öldürmüştür. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların musibete uğradıkları gün sahabilerine onların haberlerini bildirmiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Zat, Sıfatlar ve Allah'ın İsimleri." Yani Allah hakkında tıpkı isimlerinde olduğu gibi "zat" ve "sıfat"larının kullanılmasının caizliği veya hakkında nas olmadığı için bunların söylenemeyeceği.

 

"Ve zalike fi zati'l-ilahi=Bu ilahın zatı hakkındadır." Bu ifadenin geniş bir açıklaması Meğazı ve Cihad Bölümünün "Bir kimse kendisinin esir alınmasını talep edebilir mi?" başlığı altında geçmişti. (Buhari, Cihad)

 

"Zatı Yüce Allah'ın ismiyle zikretmiştir." Yani zat kelimesini Allah'ın ismiyle birlikte zikretmiştir veya Allah'ın hakikatini zat sözcüğüyle zikretmiştir. KirmanI'nin ifadesi bu doğrultudadır.

 

Biz de şunu ekleyelim: İmam Buharl'nin ifadesinin zahirinden anlaşılan, gayesinin "zat" kelimesini Allah'ın ismine eklemek olduğudur. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu duymuş ve herhangi bir tepki göstermemiştir. Dolayısıyla böyle söylemek caiz olur. Kirmanı "zatu'l-ilah" ifadesinde yukarıdaki başlığı destekleyen bir nokta yoktur denilmiştir. Zira Hubeyb, "zat" kelimesiyle Buharl'nin kastettiği hakiki zatı kastetmemiştir. Onun söylemek istediği, "Allah'a itaat uğrunda" veya "Allah yolunda" demektir. Buna şöyle cevap verilmiştir: Buharl'nin maksadı, genel itibariyle Allah'a "zat" demenin caiz olduğunu vurgulamaktır.

 

Bu açıklamalardan ortaya çıkan sonuç şudur: Allah'a "zat" denmek, kelamcıların ortaya attıklan manada caiz değildir. Fakat bundan maksadın "nefis" olduğu bilindiğinde bu yaklaşım da reddedilmez. Zira nefis kelimesi Kur'an-ı Kerim'de vardır. Bu nükteden dolayı İmam Buhari bu başlığın ardından nefis kelimesinin geçtiği başlığı zikretmiştir.