EK SAYFA – 2015-3
باب:
السلام اسم من
أسماء الله
تعالى .{وإذا
حييتم بتحية
فحيوا بأحسن
منها أو
ردوها} /النساء:
86/.
3. "ES-SELAM" ALLAH TEALA'NIN İSİMLERİNDEN BİR
İSİMDİR. "BİR SELAMLA SELAMLANDIĞINIZDA SİZ DE ONDAN DAHA GÜZELİ İLE
SELAMı ALIN YAHUT AYNISIYLA KARŞıLIK VERİN. (Nisa, 86)" BUYRUĞU
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي: حدثنا
الأعمش قال:
حدثني شقيق،
عن عبد الله
قال:
كنا
إذا صلينا مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم قلنا:
السلام على
الله قبل
عباده،
السلام على جبريل،
السلام على
ميكائيل،
السلام على
فلان وفلان،
فلما انصرف
النبي صلى
الله عليه
وسلم، أقبل
علينا بوجهه،
فقال: (إن الله
هو السلام،
فإذا جلس أحدكم
في الصلاة
فليقل:
التحيات لله،
والصلوات،
والطيبات،
السلام عليك
أيها النبي
ورحمة الله
وبركاته،
السلام علينا
وعلى عباد
الله الصالحين،
فإنه إذا قال
ذلك أصاب كل
عبد صالح في
السماء
والأرض، أشهد
أن لا إله إلا
الله، وأشهد
أن محمداً
عبده ورسوله،
ثم يتخير بعد
من الكلام ما
شاء).
[-6230-] Abdullah (İbn Mes'ud)'dan dedi ki; "Biz
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldığımızda es-selamu
alallahi Ka'ble ibadih, es-selamu ala Cibrll, es-selamu ala Mikail, es-selamu
ala fulanin ve fulan: (Kullarından önce Allah'a selam, Cibri\'e selam, Mikail'e
selam, filana ve filana selam olsun) derdik Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
namazı bitirince, bize yüzünü dönerek:
Şüphesiz es-selam Allah'tır. Bu sebeple sizden herhangi bir kimse
namazda oturdu mu; et-Tahiyyatu lillahi ve's-salavatu ve't-tayyibatu es-selamu
aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuhu. es-selamu aleyna ve ala
ibadillahi's-salihin: (Bütün selamlar, dualar, hoş ve temiz dilekler yalnız
Allah'ındır. Selam sana ey Nebii Allah'ın rahmeti ve bereketleri de. Selam bize
ve Allah'ın salih kullarına olsun), desin. Çünkü bir kimse bunları söyledi mi
gökte ve yerde bulunan salih her bir kula da selam vermiş olur. (Devamla:)
Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Rasuluh:
(Şehadet ederim ki Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki
Muhammed onun kulu ve Rasulüdür), desin. Bundan sonra da hayır gördüğü
sözlerden dilediğini söyler."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"es-Selam yüce Allah'ın isimlerinden bir isimdir."
es-Selam eksikliklerden uzak, kurtulmuş olan demektir. Kullarına selamet ve
esenlik veren, gerçek dostlarına selam veren diye de açıklanmıştır. es-Selam'ın
anlamı hakkında görüş ayrılığı vardır. lyad'ın naklettiğine göre Allah'ın ismi
olarak, Allah'ın koruması ve koruyuculuğu senin üzerinde olsun demektir. Tıpkı
Allah seninle beraber, Allah seninle birlikte olsun, denilmesine benzer.
Bir başka görüşe göre: Şüphesiz Allah senin neler yaptığını
görendir, demektir. Anlamının: Allah'ın adı ameller üzerine, amellerde çeşitli
hayırların anlamlarının bulunup onları ifsad edecek arızı hallerin de söz
konusu olmaması ümit edilerek zikredilir. Bir diğer açıklamaya göre bunun
anlamı yüce Allah'ın: "Yemin ashabından sana selam olsun."(Vakıa, 91)
buyruğunda olduğu gibidir. Sanki Müslüman selam verdiği kimseye, kendisinden
yana esenlikte olacağını ve kendisinden ona korkulacak bir şeyin gelmeyeceğini
bildirmiş gibi olur.
İbn Dakiki'l-'Id de Şerhu'l-İlmam adlı eserinde şunları
söylemektedir: Selam, çeşitli anlamları ifade etmek için kullanılır. Esenlik,
selam vermek, yüce Allah'ın isimlerinden bir isim olması gibi. Selam, bazen
sadece selam vermek anlamında, bazen katıksız esenlik dileği anlamında, bazen
de her iki anlama da gelebilecek şekilde kullanılabilir. Yüce Allah: "Size
selam verene dünya hayatının menfaatini arayarak sen mu'mindeğilsin,
demeyin."(Nisa, 94) buyruğunda olduğu gibi. Bu buyrukta hem selam vermek,
hem de esenlik dilemek anlamına gelme ihtimali vardır. Yüce Allah'ın: "
... ve istedikleri her şey vardır. Çok merhametli bir Rab den de selam denir.
"(Yasin, 57-58)
"Bir selamla selamlandığınızda siz de ondan daha güzeli ile
selamı alın yahut aynısıyla karşılık verin."(Nisa, 86) buyruğu." Bu
ayetin bu başlıkta zikredilmesinin sebebi, birinci başlıkta işaret olunan
hadislerin delalet ettiği üzere genelolan selam verme emrinin
"es-selam" özel lafzı ile verileceğine işaret etmektir ilim adamları
bu hususta ittifak etmişlerdir Ancak ibnu't-Tın'in, ibn Huveyzimendad'dan, onun
Malik'ten naklettiği müstesnadır. Buna göre ayet-i kerime'de "tahiyye
(selam verme)"den maksat hediyedir
Yine ilim adamlarının ittifak ettiklerine göre selam lafzı ile
selam veren kimsenin selamı ancak, yine es-selamu lafzı ile alınır Selamın
alınışı için, sana da hayırlı sabahlar, mutlu sabahlar ve buna benzer cevaplar
vermek yeterli olmaz. Selam verirken "es-selamu" lafzından başkasını
kullanan kimseye cevap vererek selamını almak gerekip gerekmediği hususunda
görüş ayrılığı vardır
Selamı almanın vacip olmasını gerektirecek asgari miktar, selamı
verenin selam verdiği kimseye sesini işittirmesidir işte o vakit selamının alınmasını
hak eder. işaretle selamı almak yeterli değildir. Hatta bunun yapılmamasına
dair emir de varid olmuştur. Bu da Nesai'nin ceyyid bir sened ile Cabir'den
diye naklettiği şu merfu hadiste sözkonusudur: "Yahuoilerin selamlaşmaları
gibi selam vermeyiniz. Çünkü onların selamlaşmaları başlarla, ellerle ve işaret
iledir."
Nevevı der ki: Esma bint Yezid'in rivayet ettiği şu hadis bu
görüşü reddetmez:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescidden geçerken bir
grup kadın da oturuyor idi. Selam vermek üzere eli ile işaret buyurdu." Bu
hadis, Nebi efendimizin lafız (sözlü selamı) ve işareti bir arada yaptığı
şeklinde yorumlanır. Nitekim Ebu Davud da aynı şekilde Esma bint Yezid'den:
"Bize selam verdi" lafzı ile de rivayet etmiştir. --- Nevevı'nin açıklamaları burada sona
erınektedir. ---
işaret ile selam vermenin yasaklanışı ise, fiilen ve şer'an
lafız ile selam verme gücü yeten kimseler hakkında özeldir. Aksi takdirde namaz
kılan, uzakta bulunan ve dilsiz kimsenin halinde olduğu gibi, selamı lafız ile
cevap vermek suretiyle alma imkanına sahip olamayan kimseler için işaretle
selamı almak meşrudur. Aynı şekilde sağır kimseye selam vermek de böyledir.
Eğer Arapça olmayan bir lafızia selam verilecek olursa, cevabı
hak eder mj?
Bu hususta ilim adamlarının üç görüşü vardır. Üçüncüsü Arapça
güzelce selam verebileninkini almak vaciptir, şeklindedir.
Mektupla yazılan ve elçi ile gönderilen selama da cevap vermek
gerekir. Küçük çocuk, ergenlik yaşındaki birisine selam verecek olursa selamını
alması icap eder. Aralarında küçük çocuğun bulunduğu bir topluluğa selam
verecek olup çocuk da selamı alacak. olursa, bir görüşe göre aldığı selam,
hepsi adına yeterlidir.