SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-LİBAS

<< 1953 >>

EK SAYFA – 1953-2

باب: نقش الخاتم.

50.MÜHÜR YÜZÜĞÜN NAKŞI

 

حدثنا عبد الأعلى: حدثنا يزيد بن زريع: حدثنا سعيد، عن قتادة، عن أنس بن مالك رضي الله عنه:

 أن نبي الله صلى الله عليه وسلم أراد أن يكتب إلى رهط، أو أناس من الأعاجم، فقيل له: إنهم لا يقبلون كتاباً إلا عليه خاتم، فاتخذ النبي صلى الله عليه وسلم خاتماً من فضة، نقشه: محمد رسول الله، فكأني بوبيص، أو: ببصيص الخاتم في إصبع النبي صلى الله عليه وسلم، أو في كفه.

 

[-5872-] Enes b. Malik r.a.'dan rivayete göre, "Allah'ın Nebii Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Arap olmayanlardan bir topluluğa -yahut: bazı insanlaramektup yazmak istedi. Ona:

 

Onlar, üzerinde mühür bulunmayan bir mektubu kabul etmezler denilince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, üzerindeki nakış "Muhammedun Rasulullah'tam ibaret olan gümüşten bir mühür yüzük edindi. Sanki ben o yüzüğün Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in parmağında -yahut elinde- ki parlaklığını görüyor gibiyim."

 

 

حدثني محمد بن سلام: أخبرنا عبد الله بن نمير، عن عبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال:

 اتخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم خاتماً من ورق، وكان في يده، ثم كان بعد في يد أبي بكر، ثم كان بعد في يد عمر، ثم كان في يد عثمان، حتى وقع بعد في بئر أريس، نقشه: محمد رسول الله.

 

[-5873-] İbn Ömer r.a.'dan, dedi ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gümüşten bir mühür yüzük edindi. Bu yüzük elinde idi. Daha sonra bu Ebu Bekir'in elinde yerini aldı, ondan sonra da Ömer'in elinde yerini aldı. Bundan sonra da Osman'ın elinde yerini aldı. Nihayet daha sonra Eds kuyusu na düştü. Yüzüğün nakşı: "Muhammedun Rasulullah" idi."

 

باب: الخاتم في الخنصر.

51. YÜZÜĞÜN SERÇE PARMAĞA TAKILMASI

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا عبد العزيز بن صهيب، عن أنس رضي الله عنه قال:

 صنع النبي صلى الله عليه وسلم خاتماً، قال: (إنا اتخذنا خاتماً، ونقشنا فيه نقشاً، فلا ينقش عليه أحد). قال: فإني لأرى بريقه في خنصره.

 

[-5874-] Enes r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yüzük yaptırdı ve şöyle buyurdu:

 

Biz bir mühür yüzük edindik ve ona bir nakış nakşet(tir)dik. Hiç kimse (yüzüğüne) o şekilde nakış yapmasın, buyurdu.

 

Enes dedi ki: Ben o yüzüğün serçe parmağındaki parlaklığını hala görüyorum"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Mühür yüzüğün serçe parmağına", yani diğer parmaklara değil de ona "takılması." Bununla Müslim'in, Ebu Davud'un ve Tirmizi'nin, Ebu Burde b. Ebu Musa yoluyla Ali'den şöyle dediğine dair nakletlikleri rivayete işaret ediyor gibidir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana yüzüğümü şu parmakta ve şu paı:'makta takmamı yasakladı." Bununla orta ve şehadet parmaklarını kastediyordu.

 

"Kimse o şekilde nakış yapmasin." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, başkasına kendisinin nakşettiği şekilde yüzüğüne nakış yaptırmasını yasaklayışı, o mühür yüzükte adının ve niteliğinin bulunması sebebi iledir. Ayrıca o bunu onunla mühür bassın ve böylece ona ait ve onu başkasından ayırt eden bir alamet olsun diye yaptırmıştır. Başkasının onun nakşettirdiğinin bir benzerini nakşettirmesi caiz olsaydı, o takdirde bu maksat gerçekleştirilemezdi.

 

باب: اتخاذ الخاتم ليختم به الشئ، أو ليكتب به إلى أهل الكتاب وغيرهم.

52. MÜHÜR YÜZÜĞÜN, KENDİSİYLE BİR ŞEY MÜHÜRLENSİN VAHUT KİTAP EHLİNE VE BAŞKALARINA MEKTUP YAZILIRKEN ONUNLA MÜHÜRLENİLSİN DİYE EDİNİLMESİ

 

حدثنا آدم بن أبي إياس: حدثنا شعبة، عن قتادة، عن أنس بن مالك رضي الله عنه قال:

 لما أراد النبي صلى الله عليه وسلم أن يكتب إلى الروم قيل له: إنهم لن يقرؤوا كتابك إذا لم يكن مختوماً، فاتخذ خاتماً من فضة، ونقشه: محمد رسول الله، فكأنما أنظر إلى بياضه في يده.

 

[-5875-] Enes b. Malik r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bizanslılara mektup yazmak isteyince ona:

 

Eğer yazdığın mektup mühürlü olmazsa onlar senin mektubunu okumayacaklardır, denilmesi üzerine gümüşten bir mühür yüzük edindi. Onun nakşı:

 

 "Muhammedu'r-Rasulullah" idi. Onun elinde o mührün beyazlığını hala görüyor gibiyim."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Ahmed, Ebu Davud ve Nesai'nin, Ebu Reyhane'nin: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir idari makam sahibi kimse dışında mühür yüzük giymeyi nehyetti" dediğine dair rivayet ettikleri hadisi Tahavi de naklpttikten sonra şunları söylemektedir: Bazı kimseler idari bir makam sahibi kimse dışında mühür yüzük giymenin mekruh olduğu kanaatindedir. Diğer bazıları ise onlara muhalefet ederek bunu mubah kabul ederler. Bunların delillerinden birisi de daha önce geçen Enes'in rivayet ettiği "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mühür yüzüğünü atın ca sair insanlar da yüzüklerini attılar" hadisidir. Bu hadis şuna delildir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde idari makam sahibi olmayan kimseler de yüzük kullanıyorlardı. Eğer: O neshedilmiştir denilecek olursa, biz de: Yüzüktakmak hususunda neshedilen bölüm, altın yüzük takmaktan ibarettir, deriz.

 

Derim ki: Ya da üzerinde daha önce açıklandığı üzere Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mühür yüzüğündeki nakış gibi nakış bulunan yüzük takmaktır.

 

Bundan sonra Tahavı idari makam sahibi olmayıp, yüzük giyen ashab ve tabiınden bir topluluğun isimlerini zikretmektedir.(Tahavi'den alıntı burada bitti. )

 

Ancak Ebu Reyhane yolu ile nakledilen hadise dair herhangi bir cevap vermemektedir. Görüldüğü kadarıyla idari makam sahibi olmayan kimselerin mühür yüzük giyinmeleri evla olanın hilafınadır. Çünkü bu bir tür süslenmektir. Erkeklere yakışan ise bunun aksidir. Bu durumda bunun caiz oluşuna delalet eden deliller aynı zamanda bu husustaki nehyi, haramlık ifadesinden uzaklaştıran deliller olur. Hadisin bazı rivayet yollarında süslenmeyi ve yüzük takın mayı nehyeden lafızlar gelmiştir. Burada sultan (idari görevlden maksat en büyük sultan (halife ve bu gibi) değil de bir şeyleri mühürlemesi gereken otorite sahibi kimseler olur. Özellikle de hatem (denilen mühür yüzük) ile kastedilen, kendisi ile mühür vurulan şeydir. Böyle bir görevi olmayan kimsenin bu durumda yüzük giymesinin bir anlamı olmaz. Kendisi ile mühür vurulmayan hatemi (yüzüğü) gümüşten olmakla bir:likte zınet (süslenmek) için giyinen kimse ise nehyin kapsamına girmez. İşte böyle bir yüzüğü takınan kimselerin hali buna göre açıklanır.

 

باب: من جعل فص الخاتم في بطن كفه.

53. MÜHÜR YÜZÜĞÜN KAŞINI ELİNİN İÇ TARAFINA GETİREN KİMSE

 

حدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا جويرية، عن نافع: أن عبد الله حدثه:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم اصطنع خاتماً من ذهب، وجعل فصه في بطن كفه إذا لبسه، فاصطنع الناس خواتيم من ذهب، فرقي المنبر، فحمد الله وأثنى عليه، فقال: (إني كنت اصطنعته، وإني لا ألبسه). فنبذه، فنبذ الناس.

قال جويرية: ولا أحسبه إلا قال: في يده اليمنى.

 

[-5876-] Cuveyriye'den, onun Nafi'den rivayetine göre, "Abdullah, Nafi'e şu hadisi nakletmiştir:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem altından bir yüzük yaptırdı ve o yüzüğü giydiği vakit kaşını elinin iç tarafına getiriyordu. Sair insanlar da altından yüzükler yaptırdılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem minbere çıkıp Allah'a hamd u senada bulunduktan sonra: Ben onu yaptırmıştım. Artık ben onu giymeyeceğim deyip yüzüğü attı, insanlar da (yüzüklerini) attılar."

 

Cuveyriye dedi ki: "Onun (Nafi'in), yüzüğü sağ eline takmıştı" sözünden başka bir şey söylediğini zannetmiyorum.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Cuveyriye dedi ki: Ben (Nafilin) sağ eline taktı, sözünden başkasını söylediğini zannetmiyorum." İbn Ebi Hatim dedi ki: Ben Ebu Zür'a'ya bu husustaki hadisler arasında var olan ihtilafı sordum. O bana: Ne bu sabittir, ne de öteki. Fakat sağ eline taktığına dair rivayetler daha çoktur, dedi.

 

Daha önce de Buhari'nin: "Abdullah b. Cafer'in rivayet ettiği hadis bu hususta varid olmuş rivayetlerin en sahihidir" şeklindeki sözleri de geçmiş bulunmaktadır. Bunda da yüzüğünü sağ eline taktı ğı açıkça ifade edilmiş bulunmaktadır. Bu meselede Şafiı alimleri arasında görüş ayrılığı vardır. Daha sahih olan, sağ ele konulduğudur.

 

Derim ki: Ben gördüğüm kadarıyla bu, maksadın farklılığına göre değişiklik arz eden bir durumdur. Eğer yüzük takınmaktan maksat, süslenmek ise sağa takılması daha faziletlidir. Eğer onunla mühürlemek için ise sol ele takmak daha uygundur. Çünkü yüzüğünü oraya emanet olarak bırakmış gibi olur. Sağ eliyle de o yüzüğü oradan alır. Yüzüğü sol eline bırakması da böyledir. Ama mutlak olarak yüzük takmanın sağ elde olması daha çok tercih edilir. Çünkü sol el istincada kullanılır. Bu durumda yüzük sağ elde bulunuyor ise ona necasetin bulaşması önlenmiş olur. İşaret ettiğim sağ elle almak sebebi ile de mühür olarak kullanılan yüzüğün sol elde bulunması ağırlık kazanır.

 

Bir kesim ise her iki hususun da birbirine eşit olduğu kanaatine meyletmiş ve böylelikle bu husustaki hadisler arasında görülen ihtilafı da telif etmiş olmaktadırlar. Nitekim Ebu Davud da "sağ ve sol elde mühür yüzük takmak" başlığı ile buna işaret etmiş bulunmaktadır.

 

باب: قول النبي صلى الله عليه وسلم: لا ينقش على نقش خاتمه.

54. NEBİ S.A.V.'İN: "KENDİ MÜHÜR YÜZÜĞÜNÜN NAKŞI GİBİ NAKIŞ YAPILMASıN" BUYRUĞU

 

حدثنا مسدَّد: حدثنا حمَّاد، عن عبد العزيز بن صهيب، عن أنس بن مالك رضي الله عنه:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم اتخذ خاتماً من فضة، ونقش فيه: محمد رسول الله، وقال: (إني اتخذت خاتماً من ورق، ونقشت فيه: محمد رسول الله، فلا ينقش أحد على نقشه).

 

[-5877-] Enes b. Malik r.a.'dan rivayete göre, "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gümüşten biryüzük edindi, üzerine:

 

"Muhammedun Rasulullah" d:ye nakşettirdi ve: Ben gümüşten bir mühür yüzük edinip ona: Muhammedun Rasulullah'ı nakşettirdim. Hiç kimse onun nakşı gibi nakış yaptırmasın, buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Ebi Şeybe, el-Musannef adlı eserinde İbn Ömer'den onun mühür yüzüğü üzerine Abdullah b. Ömer ibaresini nakşettirdiğini rivayet etmektedir. Aynı şekilde Salim'den, o Abdullah b. Ömer'den, Abdullah b. Ömer'in, kendi adını mühür yüzüğü üzerine nakşettirdiğini de rivayet etmiştir. el-Kasım b. Muhammed de böyle ... İbn Battal dedi ki: Malik şöyle derdi: Halifelerin ve kadıların mühür yüzüklerine' isimlerini nakşettirmeleri, onların şanındandır.

 

İbn Ebi Şeybe de Huzeyfe ve Ebu Ubeyde'den her birisinin mühür yüzüklerinin nakşının "elhamdulillah" olduğunu, Alilden ise "Allahull-Melik: Mutlak malik olan, Allah'tır" ibaresini nakşettirdiğini, İbrahim en-Nehai'nin: "Billahi"yi nakşettirdiğini, Mesruk'tan: "Bismillahi" ibaresini nakşettirdiğini, Ebu Cafer el-Bakır'dan "el-Izzetu lillah"ı, el-Hasen ve el-Huseyn'den: "Mühür yüzük üzerinde Allah'ın zikrini ihtiva eden lafızları nakşettirmekte bir beis olmadığını' belirttiklerini rivayet etmektedir.

 

Nevevi der ki: Bu, cumhUrun da görüşüdür. İbn Sırın ile bazı ilim ehlinden ise bunu mekruh gördükleri nakledilmiş bulunmaktadır. --Nevevi'den alıntı burada bitti.--

 

İbn Ebi Şeybe de sahih bir sened ile İbn Sırın'den kişinin kendi mührü üzerinde "hasbiyallah: Allah bana yeter" ve buna benzer ibareleri yazdırmasında bir sakınca görmediklerini rivayet etmiştir. İşte bu, İbn Sırın'in bunu mekruh gördüğü görüşünün ondan sağlam olarak sabit olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte her ikisini şöylece telif etmek mümkündür: Cünup ve ay hali olan kimselerin taşıyacaklarından korkulması ve mührün bulunduğu el ile istinca yapma ihtimalinin bulunması halinde mekruhluk söz konusudur. Böyle bir şeyden emin olunması halinde ise caizdir. Bu durumda mekruhluk böyle bir yazı yazdırmaktan dolayı değil, bu zikir ifade eden yazının bu gibi şeylere maruz kalması cihetinden söz konusu olur.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

باب: هل يجعل نقش الخاتم ثلاثة أسطر.

55. MÜHÜR YÜZÜĞÜN NAKŞI ÜÇ SATIR HALİNDE YAZIL,IR MI?

 

حدثني محمد بن عبد الله الأنصاري قال: حدثني أبي، عن ثمامة، عن أنس:

 أن أبا بكر رضي الله عنه لما استخلف كتب له، وكان نقش الخاتم ثلاثة أسطر: محمد سطر، ورسول سطر، والله سطر.

 

[-5878-] Enes'ten rivayete göre, "Ebu Bekir r.a., halife seçilince kendisine bir mektup yazdı. Mühürün nakşı üç satır halinde idi:

 

"Muhammed" bir satır, "Rasul" bir satır ve "Allah" bir satır idL"

 

 

قال أبو عبد الله: وزادني أحمد: حدثنا الأنصاري قال: حدثني أبي، عن ثمامة، عن أنس قال: كان خاتم النبي صلى الله عليه وسلم في يده، وفي يد أبي بكر بعده، وفي يد عمر بعد أبي بكر، فلما كان عثمان، جلس على بئر أريس، قال: فأخرج الخاتم فجعل يعبث به فسقط، قال: فاختلفنا ثلاثة أيام مع عثمان، فننزح البئر فلم نجده.

 

[-5879-] Enes r.a.'den, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mühür yüzüğü kendi elinde idi. Ondan sonra Ebu Bekir'in elinde, Ebu Bekir'den sonra Ömer'in elinde idi. Osman halifeliğe getirildikten sonra bir sefer Eris kuyusunun başında oturdu.

 

(Enes) dedi ki: Osman mühür yüzüğü çıkartıp onunla oynamaya koyuldu ve yüzük düştü. (Enes) dedi ki: Üç gün Osman ile birlikte gittik ve kuyunun suyunu çektik. Ama yüzüğü bulamadık."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Ebu Bekir r.a. halife seçilince kendisine bir mektup yazdı." Enes kendisine yazdığı mektubu söz konusu etmemektedir. Dahaönce bu mektuba Zekat bölümünde işaret edilmiş ve ona zekatın miktarlarına dair mektup yazdığı belirtilmiş idi.

 

"Üç gün Osman ile beraber gidip geldik. Kuyunun suyunu çektik. Fakat yüzüğü bulamadık." Yani onunla beraber gidip geldik, kuyuya inip çıktık.

 

Hadisten anlaşıldığına göre bereket ve uğurlarından yararlanmak üzere salihlerin eserlerini kullanmak ve onların giydiklerini giyinmek uygundur.