SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1789 >>

EK SAYFA – 1789-2

باب: تزويج الثيبات.

10. DUL KADINLARIN EVLENDİRİLMESİ

 

وقالت أم حبيبة: قال لي النبي صلى الله عليه وسلم: (لا تعرضن علي بناتكن ولا أخواتكن).

Ümmü Habibe dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu:

"Bana kızlarınızı da, kızkardeşlerinizi de (evlenme kastı ile) arzetmeyin."

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا هشيم: حدثنا سيار، عن الشعبي، عن جابر بن عبد الله قال:

 قفلنا مع النبي صلى الله عليه وسلم من غزوة فتعجلت على بعير لي قطوف، فلحقني راكب من خلفي، فنخس بعيري بعنزة كانت معه، فانطلق بعيري كأجود ما أنت راء من الإبل، فإذا النبي صلى الله عليه وسلم، فقال: (ما يعجلك). قلت: كنت حديث عهد بعرس، قال: (أبكرا أم ثيبا). قلت: ثيبا، قال: (فهلا جارية تلاعبها وتلاعبك). قال: فلما ذهبنا لندخل، قال: (امهلوا، حتى تدخلوا ليلا - أي عشاء - لكي تمشط الشعثة وتستحد المغيبة).

 

[-5079-] Cabir İbn Abduııah'tan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir gazveden dönüyorduk. Ben hızlı yürüyemeyen bir deve üzerinde acele etmek istedim. Arkamdan binekli birisi bana yetişti. Devemi beraberimdeki bir değnekle dürtüverdi. Devem senin gördüğün develer arasındaki en asil deve gibi hızlıca koşmaya başladı. Dönüp baktığımda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem olduğunu gördüm. Bana: Ne diye acele ediyorsun, diye sordu.

 

'Ben yeni evlenmiştim' dedim. O:

 

'Bakire ile mi yoksa dul ile mi evlendini diye sordu. Ben,

 

'Dul ile' deyince,

 

'Ne diye onunla oynaşacağın ve seninle oynaşacak bir kız ile evlenmedin', diye sordu.

 

Cabir devamla dedi ki: Nihayet (Medine'ye) gireceğimiz vakit şöyle buyurdu:

 

Acele etmeyiniz. Geceleyin -yani akşam vakti- girinceye kadar mühlet veriniz ki saçları dağınık olan kadın saçlarını tarayabilsin, kocasından ayrı kalmış olan kadın da ustura ile traş olsun."

 

 

حدثنا أدم: حدثنا شعبة: حدثنا محارب قال: سمعت جابر بن عبد الله رضي الله عنهما يقول:

 تزوجت، فقال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم: (ما تزوجت). فقلت: تزوجت ثيبا، فقال: (ما لك وللعذارى ولعابها) فذكرت ذلك لعمرو بن دينار، فقال عمرو: سمعت جابر بن عبد الله يقول: قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم: (هلا جارية تلاعبها وتلاعبك).

 

[-5080-] Cabir İbn Abdullah r.a.'dan, dedi ki:

 

"Ben evlendim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Nasıl biri ile evlendin, diye sordu. Ben: Dul ile evlendim, dedim.

 

O: Neden kendisi ile oynaşacağın bakire kızla evlenmedin ki, diye sordu."

 

(Hadisi Cabir'den rivayet eden Muharib dedi ki) Ben bunu Amr İbn Dinar'a aktardım, Amr dedi ki: Cabir İbn Abdullah'ı şöyle derken dinledim:

 

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: "Niye kendisiyle oynaşacağın ve seninle oynaşacak bir kız ile evlenmedin, diye buyurdu."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Dul kadınları evlendirme." Buradaki "es-seyyibat", bakire olmayan anlamındaki "seyyibe"nin çoğuludur.

 

"Acele etmene sebep ne?" Ne diye acele ediyorsun, demektir.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Hadiste bakireleri nikahlamak teşvik edilmektedir.

 

2- Cabir'in kızkardeşlerine olan şefkati ve onların faydasına olan hususları kendi nefsi payına tercih etmesi dolayısıyla faziletli olduğu.

 

3- Bu hadisten anlaşıldığına göre iki masıahat çatışacak olursa, onlardan daha önemli olan öncelenir. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cabir'in yaptığı işi doğru bulmuş ve bundan dolayı ona dua etmiştir.

 

4- Hayır bir iş yapana -kişinin kendisiyle alakalı olmasa dahi- dua edilir.

 

5- İmam (yönetici) arkadaşlarına durumları hakkında soru sorar, onların hallerini inceler. Onlara kendi maslahatlarına daha uygun olanı gösterir ve maslahatın hangi cihette olduğuna dikkatlerini çeker.

 

6- Kadının, kocasına, herhangi bir şekilde kocası ile yakınlığı bulunan çocuğuna, kardeşine, ailesine hizmet etmesi meşrudur.

 

7 - Kocanın bu amaçla evlenmesinde ve hanımından bunu beklemesinde bir sakınca yoktur. Bununla birlikte hanımın bunları yapması görevi değildir. Ancak bundan anlaşıldığına göre bu hususta adet böylece uygulanagelmiş idi. Bundan dolayı Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona tepki göstermemiştir.

 

Daha önce kaydedilmiş olan rivayette geçen "harkaa: iş beceremeyen" lafzı da, "eliyle bir iş yapamayan" demektir. Yani kendisinin de, başkasının da işlerini nasıl yoluna koyacağını bilmeyen kişi demektir.

 

"Kocası yanında bulunmayan kadın ustura kullansın." Yani üzerindeki gereksiz kılları, tüyleri izale etsin. Burada "ustura kullanmak" tabirinin kuilanılması ise çoğunlukla kılları ve tüyleri izale etmekte usturanın kullanılmış olmasındandır. Bununla birlikte ustura dışında bir şeyle bu tür tüyleri izale etmek de men edilmiş değildir.

 

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.