DEVAM: 23. KUR'AN'I HATIRLAMAYA ÇALIŞMAK VE ONU MUHAFAZA ETMEK
حدثنا محمد
بن العلاء:
حدثنا أبو
أسامة، عن بريد،
عن أبي بردة،
عن أبي موسى،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم قال:
(تعاهدوا
القرآن، فوالذي
نفسي بيده،
لهو أشد تفصيا
من الإبل من
عقلها).
[-5033-] Ebu Musa Eş'ari Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğunu nakletmiştir: "[Ezberleyerek ve tekrar ederek] Kur'an ile
muhafaza edin! Hayatım elinde bulunan Allah'a and olsun ki, Kur'an'ın hafızada
n çıkması bağlı bulunan develerin boşalıp kaçmasından daha hızlıdır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
.........Kal, devenin dizinden bağlandığı ipe denir. Bu hadiste
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kur'an dersini, onu okumaya devam
etmeyi serkeşliğinden endişe edilen devenin bağlanmasına benzetti. Kur'an ile
ilişki sürdüğü sürece, onu korumak da devam edecek demektir. Tıpkı devenin ıkal
ile bağlı olduğu müddetçe korunduğu gibi.
Musa İbn Ukbe'nin Nafi"den naklettiği rivayette şöyle
buyurulmuştur: "Ezbere Kur'an bilen gece ve gündüz onu okursa hatırlar.
Eğer bunu yapmazsa unutur."
Bu hadis-i şeriflerde, Kur'an'ı sürekli gözden geçirip okuyarak
korumak teşvik edilmiştir. Burada yapılan temsiller ise maksadı açıklamak
içindir.
باب: القراءة
على الدابة.
24. BİNEK ÜZERİNDE KUR'AN OKUMAK
حدثنا حجاج
بن منهال:
حدثنا شعبة
قال: أخبرني أبو
إياس قال:
سمعت عبد الله
بن مغفل قال:
رأيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوم فتح
مكة، وهو يقرأ
على راحلته
سورة الفتح.
[-5034-] Abdullah İbn Muğaffel'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mekke'nin fethedildiği gün Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'i gördüm. Devesinin üstünde Fetih suresini okuyordu."
باب: تعليم
الصبيان
القرآن.
25. ÇOCUKLARA KUR'AN ÖĞRETMEK
حدثني موسى
بن إسماعيل:
حدثنا أبو
عوانة، عن أبي
بشر، عن سعيد
بن جبير قال:
إن
الذي تدعونه
المفصل هو
المحكم. قال:
وقال ابن
عباس: توفي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، وأنا
ابن عشر سنين
وقد قرأت
المحكم.
[-5035-] Said İbn Cübeyr'den şöyle söylediği rivayet
edilmiştir:
"Sizin mufassal dediğiniz sureler elbette muhkemdir. İbn
Abbas şöyle demiştir: Allah Resıılü Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiği
zaman ben on yaşında idim. O vakit muhkem (sureleri) okumuştum."
Hadisin geçtiği diğer yer: 5036.
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم:
حدثنا هشيم:
أخبرنا أبو
بشر، عن سعيد
بن جبير، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما:
جمعت
المحكم في عهد
رسول الله صلى
الله عليه وسلم،
فقلت له: وما
المحكم؟ قال:
المفصل.
[-5036-] İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle
demiştir:
"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde Muhkem (sureleri)
ezberlemiştim."
[Ravi İbn Cübeyr şöyle demiştir:] "Ona 'muhkem sureler
hangileridir?' diye sordum. O da 'mufassal' diye cevap verdi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Öyle anlaşılıyor ki, İmam Buhari bu başlık ile çocuklara Kur'an
öğretmeyi hoş karşılamayan kimselere cevap vermiştir. Said İbn Cübeyr ve
İbrahim enNehai'nin bunu hoş karşılamadığına dair haberler gelmiştir. İbn Ebi Davo.d
bu görüşü senedli olarak onlara nispet etmiştir. Buna göre İbrahim şöyle
demiştir: "[Sahabe] Aklı erinceye kadar çocuğa Kur'an öğretmeyi hoş
karşılamazd1." Said İbn Cübeyr ise, çocukların Kur'an'dan bıkacağı
endişesiyle bunu iyi görmediğini söylemiştir. Yine İbn Ebi Davı1d'a göre şöyle
demiştir: "[Sahabe] belli bir müddet sonra çocuğun Kur'an okumasını
isterdi."
Sahih bir senetle nakledilen bir rivayete göre Eş'as İbn Kays,
küçük bir çocuğu öne geçirmiş. Bu yüzden çevresindekiler onu ayıplamış. Bunun
üzerine o şöyle demiştir: Ben onu değil, Kur'an'ı öne geçirdim.
Küçük çocuklara Kur'an öğretmeyi caiz görenler, bunun caiz ve
yerleşmiş bir uygulama olduğunu gösteren bu rivayeti delil olarak ileri
sürmüşlerdir. Nitekim, küçük yaşta öğrenmek, taş üstüne yapılan nakışa benzer
denmiştir. Said İbn Cübeyr'in sözü, kendisinin çocuğun ilk başta serbest
bırakılmasını, daha sonra' yavaş yavaş ciddiyete alıştırılmasını müstehap
gördüğüne delalet eder. Doğrusu çocuklara nasıl muamele edileceği kişiden
kişiye değişir.
Sizin mufassal dediğiniz sureler elbette muhkemdir. İbn Abbas
şöyle demiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiği zaman ben
on yaşında idim. O vakit, muhkem sureleri okumuştum. Bu rivayetteki muhkemden
maksat, içinde mensuh ayet bulunmayan surelerdir. Aynı zamanda muhkem,
müteşabihin zıddı olarak da kullanılır. Bunlar Fıkıh Usulü alimlerinin
terminolojisine yerleşmiş iki kavramdır. Mufassaldan maksat ise, fasııaları çok
olan Kur'an sureleridir. Sahih olan görüşe göre bunlar, Hucurat'tan başlayıp
Nas suresine kadar olan surelerdir.