SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU FEDAİLU’L-KUR’AN

<< 1773 >>

باب: نزول السكينة والملائكة عند قراءة القرآن.

15. KUR'AN OKUNUNCA MELEKLERİN VE SEKİNETiN iNMESİ

 

وقال الليث: حدثني يزيد بن الهاد، عن محمد بن إبراهيم، عن أسيد بن حضير قال: بينما هو يقرأ من الليل سورة البقرة، وفرسه مربوط عنده، إذ جالت الفرس، فسكت فسكتت، فقرأ فجالت الفرس، فسكت وسكتت الفرس، ثم قرأ فجالت الفرس، فانصرف، وكان ابنه يحيى قريبا منها، فأشفق أن تصيبه، فلما اجتره رفع رأسه إلى السماء حتى ما يراها، فلما أصبح حدث النبي صلى الله عليه وسلم فقال: (اقرأ يا ابن حضير، اقرأ يا ابن حضير).قال: فأشفقت يا رسول الله أن تطأ يحيى، وكان منها قريبا، فرفعت رأسي فانصرفت إليه، فرفعت رأسي إلى السماء، فإذا مثل الظلة فيها أمثال المصابيح، فخرجت حتى لا أراها، قال: (وتدري ما ذاك). قال: لا، قال: (تلك الملائكة دنت لصوتك، ولو قرأت لأصبحت ينظر الناس إليها، لا تتوارى منهم).

قال ابن الهاد: وحدثني هذا الحديث عبد الله بن خباب، عن أبي سعيد الخدري، عن أسيد بن حضير.

 

[-5018-] Useyd İbn Hudayr, bir gece Bakara suresini okuyormuş. Atı da yanında bağlı imiş. Derken at huysuzlanmış. Hudayr susunca at sakinleşmiş. Tekrar okumaya başlayınca at da huysuzlanmaya başlamış. Tekrar susmuş, at da susmuş. Sonra yeniden okumaya başlamış. At yine huysuzlanmış. Useyd de okumayı bırakmış. Çünkü oğlu Yahya atın yakınındaymış. Hayvanın ona zarar vermesinden korkmuş. Oğlunu bulunduğu yere doğru götürürken başını kaldırıp semaya bakmış ama gökyüzünü göremeyecek kadar her tarafın kaplandığını görmüş. Sabah olunca Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gidip dun,ımu anlatmış. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:

 

"Oku! Ey Hudayr'ın oğlu. Oku! Ey Hudayr'ın oğlu" demiş. O da şöyle demiş: Ey Allah'ın Elçisi! Atın oğlum Yahya'yı tepmesinden korktum. Çünkü ona yakın bir yerde idi. Başımı mushaftan kaldırıp onun yanına gittim. Bu esnada başımı göğe çevirdim. Orada buluta benzer bir şey vardı. İçinde lambaları andıran parıltılar gördüm. Çıktı m ama onları göremedim. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:

 

"Onların ne olduğunu biliyor musun?" diye sormuş, o da, "hayır" cevabını verince şöyle buyurmuştur: "Onlar Meleklerdi. Senin sesini duymak için yaklaşmışlardı. Eğer okumaya devam et- ' seydin, sabaha kadar orada olurlardı. Herkes de gelip onlara bakar görürdü. Zira melekler böyle bir durumda insanlardan uzaklaşmazlar."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

..........İcterrahu ifadesindeki, o/huzamiri İbn Hudayrım oğluna döner. Bu ifade göstermektedir ki, İbn Hudayr, oğlunu, atın tepmesi için kendi bulunduğu yere götürmüştür.

 

"Oku! Ey Hudayr'ın oğlu. Oku! Ey Hudayr'ın oğlu" ifadesi "okumaya devam etmen gerekirdi" anlamına gelir. Yoksa İbn Hudayr'a başından geçenleri anlatırken ayeti okumasının emredildiği manasına gelmez. Öyle anlaşılıyor ki, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem olayı canlandırmak istemiştir. Bir an için kendisini İbn Hudayr'ın gördüklerini gördüğü sırada onun yanında hissetmiştir. Bu yüzden okumaya devam etmesini istemiştir. Böylece meleklerin inişiyle oluşan bereketin sürmesini ve meleklerin onun kıraatini dinlemeye devam etmelerini temenni etmiştir. Üseyd bunu anladığı için, "Oğlumu tepmesinden korktum" diyerek neden okumayı bıraktığını belirterek Rasulullah'a cevap vermiştir. Yani "Okumaya devam etmem durumunda atın oğlumu tepmesinden korktum," demek istemiştir.

 

Hadisin akışı Üseyd'in namazdaki huşo.'unu bozmadığını gösterir. Çünkü o, atın ilk huysuzlandığı anda sesini yükseltebilirdi. Öyle' anlaşılıyor ki o, namaz kılanın göğe başını kaldırmasının yasaklandığından da haberdardı. Çünkü iş ciddileşene kadar semaya başını çevirmemiştir.

 

İmam Nevevt"Bu hadisten, bir Müslümanın tek başına melekleri görebileceği sonucu çıkar" derken bu çıkarımını mutlak olarak ifade etmiştir. Meleklerin Müslüman fertler tarafından görülebileceği doğrudur. Ancak bunun, salih kimseler, güzel sesli kişiler şeklinde takyid edilmesi gerekir.

 

İmam Nevevl"Bu hadis, Kur'an okumanın faziletli bir amel olduğunu gösterir. Çünkü Kur'an okumak rahmetin inmesine ve meleklerin gelmesine vesile olur" demiştir. Kanaatime göre bu hadis bu hüküm için delil olamaz. Çünkü rivayette anlatılanlar, belli bir surenin belli bir tarzda okunuşundan ileri gelmiştir. Belki de burada bahsedilmeyen bir hususiyetten kaynaklanıyor olabilir. Aksi takdirde bu hüküm herkes için geçerli olsaydı, her Kur'an okuyanın aynı olayı yaşaması gerekirdi..

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1- Hadisin sonunda yer alan "İnsanlardan uzaklaşmazlardı" bölümü, meleklerin kendilerini tamamen Kur'an okumaya verdiklerini gösterir. Bu yüzden onlar, genel halleri olan gizli kalmayı bir kenara bırakmaya devam etmişlerdir.

 

2- Üseyd İbn Hudayr'ın bir menkıbesi ortaya çıkmıştır.

3- Gece namazında Bakara suresini okumak faziletli bir ameldir.

4- Namazda huşulu olmak faziletlidir.

5- Mübah olsa bile dünya işlerinden basit bir şeyle ilgilenmek birçok hayrın kaçırılmasına neden olabilir. Mübah olmayanları ise, varın siz düşünün!

 

 

باب: من قال: لم يترك النبي صلى الله عليه وسلم إلا ما بين الدفتين.

16. NEBİ S.A.V.’İN SADECE KUR'AN'IN İKİ KAPAĞI ARASINDAKİLERİ BlRAKTIĞINI SÖYLEYENLER

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا سفيان، عن عبد العزيز بن رفيع قال: دخلت أنا وشداد بن معقل على ابن عباس رضي الله عنهما، فقال له شداد بن معقل: أترك النبي صلى الله عليه وسلم من شيء؟ قال: ما ترك إلا ما بين الدفتين. قال: ودخلنا على محمد بن الحنفية فسألناه فقال: ما ترك إلا ما بين الدفتين.

 

[-5019-] Abdulaziz İbn Rufay'dan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Şeddad İbn Ma'kıl ile birlikte İbn Abbas'ın yanına gittim. Şeddad ona 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun dışında bir şey bıraktı mı?' diye sordu. O da şöyle cevap verdi: Ancak Mushaf'ın iki kapağı arasındakileri bıraktı."

 

İbn Rufay' şöyle dedi: "Muhammed İbnu'l-Hanefiyye'nin yanına gittik ve aynı soruyu ona da soruduk. O da şu cevabı verdi: Ancak Mushaf'ın iki kapağı arasındakileri bıraktı."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Nebi s.a.v.'in Sadece Kur'an'ın İki Kapağı Arasındakileri Bıraktığını Söyleyenler" başlığı ile Hz. Nebi s.a.v.'in Kur'an'ı iki kapak arasında kitap şeklinde bir araya getirdiği kast edilmemiştir. Çünkü böyle bir şey, daha önce anlatılan Ebu Bekir döneminde yapılan cem' ile Hz. Osman zamanında gerçekleştirilen istinsaha aykırıdır. Bu başlık, hafızların ölmesiyle birlikte Kur'an'ın büyük bir kısmının yok olduğunu iddia edenlere cevap vermek için konmuştur. Bu iddiayı Rafizller ortaya atmıştır. Bununla, Hz. Ali'nin nass ile halife tayin edildiğinin ve Nebi s.a.v.'in vefatından sonra hilafeti hak ettiğinin Kur'an'da sabit olduğu, ancak bunun sahabe tarafından gizlendiği, şeklindeki iddialarını doğrulamaya çalışmışlardır. Hakikaten bu, batıl bir iddiadır. Çünkü sahabe "Sen, benim yanımda, Harun'un Musa yanındaki konumundasın" hadisini gizlememiştir. Daha bunun dışında zahirine Hz. Ali'nin imametini iddia edenlerin tutunduğu birçok hadisi saklamamışlardır. Aynı şekilde bu iddiaya muhalif hadisleri de ne gizlemişler, ne tahsis, ne de takyit etmişlerdir.

 

İmam Buhari, Rafizilere karşı, kendilerinin imametini idia ettikleri imamların biri olan Muhammed İbnu'u-Hanefiyye'den naklettiği hadisi delil getirmek suretiyle, onlara ince bir mesaj vermiştir. Muhammed İbnu'l-Hanefiyye, Hz. Ali'nin oğludur. Eğer ortada babasıyla ilgili bir durum olsaydı, o, bunu herkesten daha iyi bilirdi. Aynı şekilde İbn Abbas da bunu daha iyi bitirdi. Çünkü o, Hz. Ali'nin amcasının oğluydu. Üstelik insanlar arasında ona en fazla bağlı kalan ve onun durumunu en iyi bilen kimse idi.