باب: غزوة
تبوك، وهي
غزوة العسرة.
78. GAZVETU'L-USRA (ZORLUK GAZVESİ) DİYE DE BİLİNEN TEBÜK
GAZVESİ
حدثني محمد
بن العلاء:
حدثنا أبو
أسامة، عن بريد
بن عبد الله
ابن أبي بردة،
عن أبي موسى
رضي الله عنه
قال:
أرسلني
أصحابي إلى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
أسأله
الحملان لهم،
إذ هم معه في
جيش العسرة،
وهي غزوة
تبوك، فقلت:
يا نبي الله،
إن أصحابي
أرسلوني إليك
لتحملهم،
فقال: (والله
لا أحملكم على
شيء). ووافقته
وهو غضبان ولا
أشعر، ورجعت
حزينا من منع
النبي صلى
الله
عليه وسلم،
ومن مخافة أن
يكون النبي
صلى الله عليه
وسلم وجد في
نفسه علي،
فرجعت إلى
أصحابي،
فأخبرتهم
الذي قال
النبي صلى
الله عليه وسلم،
فلم ألبث إلا
سويعة إذ سمعت
بلالا ينادي:
أي عبد الله
بن قيس،
فأجبته، فقال:
أجب رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يدعوك،
فلما أتيته
قال: (خذ هذين
القرينين،
وهذين
القرينين -
لستة أبعرة
ابتاعهن
حينئذ من سعد - فانطلق
بهن إلى
أصحابك، فقل:
إن الله، أو
قال: إن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يحملكم على هؤلاء
فاركبوهن).
فانطلقت
إليهم بهن،
فقلت: إن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يحملكم على
هؤلاء، ولكني
والله لا
أدعكم حتى
ينطلق معي
بعضكم إلى من
سمع مقالة
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، لا
تظنوا أني
حدثتكم شيئا
لم يقله رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فقالوا لي:
والله إنك عندنا
لمصدق،
ولنفعلن ما
أحببت،
فانطلق أبو
موسى بنفر
منهم، حتى
أتوا الذين
سمعوا قول
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم منعه
إياهم، ثم
إعطاءهم بعد،
فحدثوهم بمثل
ما حدثهم به
أبو موسى.
[-4415-] Ebu Musa r.a. dedi ki: "Arkadaşlarım (olan
Eş'ariler) beni Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kendilerini ve
eşyalarını taşımak üzere ondan binek istemek üzere göndermişlerdi. Çünkü onlar
da Teblik gazvesi diye bilinen Ceyşu'l-Usra (zorluk ordusun)da onunla birlikte
(bulunmak istiyorlar) idiler. Ey Allah'ın Nebii dedim. Benim arkadaşlarım beni
sana kendilerini ve yüklerini taşıyacak binek istemek üzere gönderdiler.
Allah Resulü: Allah'a yemin ederim sizi ve yüklerinizi taşıyacak
binek vermeyeceğim, diye buyurdu. Farkında olmadan gidişim onun öfkeli zamanına
denk gelmişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in binek vermeyişinden ve onun
için de bana karşı menfi duygular hissetmiş olmasından dolayı üzülerek geri
döndüm .
Arkadaşlarımın yanına dönüp onlara Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in söylediklerini haber verdim.
Kısacık bir zaman henüz geçmişti ki Bilal'in: Ey Abdullah b. Kays
diye seslendiğini işittim. Hemen yanına gittim, o:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem seni çağırıyor, yanına git
dedi. Onun yanına varınca bana -o sırada SaId (b. Ubade)'den satın almış
olduğu- altı deveyi göstererek:
Şu çiftleri al ve onları arkadaşlarına götür ve onlara:
Allah -ya da Allah'ın Resulü, dedi- sizi ve eşyalarınızı taşımak
üzere size bunları gönderdi, bunlara bininiz diye buyurdu de, dedi.
Ben de o develeri alıp gittim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
sizi ve eşyalarınızı taşımak üzere bunları gönderdi. Fakat Allah'a yemin ederim
sizden birinizi benimle birlikte Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bana
söylediklerini işitmiş kimselerin yanına götürmedikçe bırakmayacağım ta ki
benim size Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söyLemediği bir şeyi
aktardığımı zannetmeyesiniz, dedim.
Arkadaşlarım bana: Biz senin doğru söylediğine inanıyoruz. Bununla
birlikte senin istediğini de yapacağız, dediler. Ebu Musa onlardan bir kaç kişi
ile Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendilerine binek vermeyeceğini
söylediği sözlerini, ondan sonra da onlara binek verdiğin) Ifade eden
buyruklarını işitmiş kimselerin yanına gitti. Onlar da Ebu Musa'nın
arkadaşlarına Ebu Musa'nın kendilerine söylediklerinin bir benzerini
söylediler."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Tebuk gazvesi" Musannıf bu başlığı bu şekilde Veda
haccından sonra zikretmiş bulunmaktadır. Ancak bu bir hatadır. Bunun istinsah
edenlerden kaynaklanan bir hata olduğunu düşünmekteyim. Çünkü Teblik gazvesinin
Veda haccından önce dokuzunev yıl recep ayında gerçekleştiğinde görüş ayrılığı
bulunmamaktadır.
"el-Usra (zorluk) gazvesi" yüce Allah'ın:
"el-Usra saatinde (zorluk, darlık zamanında) ona tabi olanlar ... "
[Tevbe, 117] buyruğundan alınmıştır ki bu da TEbuk gazvesidir. İbn Abbas
yoluyla gelen hadiste de şöyle denilmektedir: "Ömer'e sen bize el-usra
saatinden (zorluk zamanından) söz et denilince, o şöyle demişti: Aşırı sıcak
bir zamanda TEbuk'e çıkıp gittik, oldukça susadık ... " Bu hadisi İbn
Huzyme rivayet etmiş bulunmaktadır. Abdurrezzak'ın Tefsirinde Ma'mer'den, o Ibn
Akil'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Bineklerin az olduğu ve çok
sıcak bir zamanda çıktılar. Öyle ki bir deveyi kesiyor, işkembesinde bulunan
suları içiyorlardı. Bu sebeple bu, su sıkıntısı, binek azlı ğı ve mali sıkıntı
bakımından bir zorluktu. Bu sebeple buna Gazvetu'l-usra (zorluk gazası) adı
verilmiştir."
Sözü geçen bu hadis Malik ve Müslim tarafından Muaz b. Cebel
yoluyla gelen bir hadis olarak rivayet edilmiştir: "Ashab TEbuk yılı Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte gazaya çıktılar. Allah Resulü:
İnşailah yarın TEbuk pınarına varacaksınız. O pınara varan onun suyuna hiçbir
şekilde el değdirmesin, diye buyurdu. Pınara vardığımızda daha önce iki kişinin
varmış olduğunu gördük. Pınar ise çok az miktarda suyu tıpkı bir ip gibi
akıtıyordu ... " Devamında Muaz b. Cebel, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in O pınarın bir miktar suyuyla yüzünü ve ellerini yıkadıktan sonra aynı
suyu tekrar pınara geri bıraktığını ve bundan sonra pınarın çok miktarda su
akıtmaya başladığını, herkesin de su ihtiyacını karşıladığını zikretmektedir.
TEbuk ile Medine arasında Medine'den Şam'a doğru 14 merhalelik
mesafe vardır. Dımaşk ile TEbuk arasında ise 11 merhale bulunmaktadır.
Bu gazaya sebep İbn Sa'd'ın, onun hocasının ve başkalarının
zikrettiklerine göre şudur: Müslümanlar Şam'dan Medine'ye zeytinyağı getiren
Nabatilerden, Rumiarın (Doğu Roma İmparatorluğunun, Bizansı) çok sayıda asker
topladıkIarını, beraberlerinde hristiyan olmuş Araplardan Lahm, Cüzam ve
başkalarını da getirdiklerini, onların öncü kuwetlerinin el-Belka denilen yere
kadar ulaştıklarını söylediler. Bunun üzerine Nebi s.a.v. Müslümanları savaşa
çıkmaya teşvik etti. Onlara ileride Ka'b b. Malik'in rivayet ettiği hadiste
açıklanacağı üzere hangi tarafa gazaya gideceklerini de bildirdi.
Taberani de İmran b. Husayn'ın şöyle dediğini rivayet
etmektedir: "Arap hristiyanları Hirakl (Heraklieus)'a şöyle bir mektup
yazmışlardı: Nebilik iddiasında bulunarak ortaya çıkmış olan o adam helak oldu.
Onlar yıllarca kıtlık musibeti ile karşı karşıyadırlar. Bu sebepten malları da
telef oldu. Bunun üzerine Hirakl, Kubfu adında büyüklerinden bir adam gönderdi
ve onunla birlikte kırk bin kişilik bir ordu donattı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e bu haber ulaştığında Müslümanların savaşa hazırlanacak güçleri yoktu.
Osman da Şam'a göndermek üzere bir kervan hazırlamıştı. Ey Allah'ın Resulü
dedi. İşte semerleriyle, yularlarıyla ikiyüz deve ve iki yüz ukiyye gümüş (veriyorum).
(İmran b. Husayn) dedi ki: Allah Resulünü: Artık bundan sonra ne
yaparsa yapsın amelinin Osman'a zararı olmayacaktır, dediğini işittim."
"Şu çiftleri" yani biri diğerine ikişer ikişer
bağlanmış olan deveyi "a!."
"O vakit Sa'd'den satın almış olduğu ... " Şu ana
kadar muayyen olarak bu Sa'd'ın kim olduğunu tespit edemedim. Bununla birlikte
içimde onun Sa'd b. Ubade olduğu kanaati vardır.
Hadis-i şeriften anlaşıldığına göre yemin eden bir kimse eğer
ondan daha hayırlı bir hali görecek olursa yemininden vazgeçmesi müstehaptır.
Nitekim ileride Yeminler ve nezirler (adaklar) bölümünde (6678. hadiste) buna
dair açıklamalar gelecektir. Aynı şekilde gazap halinde de yeminin gerçekleşmiş
olacağı da anlaşılmaktadır. Yine orada yüce Allah'ın izniyle Ebu Musa'nın
rivayet ettiği hadisten çıkartılan geri kalan sonuçları da kaydedeceğiz.