SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEĞAZİ

<< 1602 >>

DEVAM: 35. HUDEYBİYE GAZVESİ

 

حدثنا عبد الله بن محمد: حدثنا سفيان قال: سمعت الزهري حين حدث هذا الحديث، حفظت بعضه، وثبتني معمر، عن عروة بن الزبير، عن المسور بن مخرمة ومروان بن الحكم: يزيد أحدهما على صاحبه قالا:

 خرج النبي صلى الله عليه وسلم عام الحديبية في بضع عشرة مائة من أصحابه، فلما أتى ذا الحليفة، قلد الهدي وأشعره وأحرم منها بعمرة، وبعث عينا له من خزاعة، وسار النبي صلى الله عليه وسلم حتى كان بغدير الأشطاط أتاه عينه، قال: إن قريشا جمعوا لك جموعا، وقد جمعوا لك الأحابيش، وهم مقاتلوك، وصادوك عن البيت، ومانعوك. قال: (أشيروا أيها الناس علي، أترون أن أميل إلى عيالهم وذراري هؤلاء الذين يريدون أن يصدونا عن البيت، فإن يأتونا كان الله عز وجل قد قطع عينا من المشركين وإلا تركناهم محروبين). قال أبو بكر: يا رسول الله، خرجت عامدا لهذا البيت، لا تريد قتل أحد، ولا حرب أحد، فتوجه له، فمن صدنا

عنه قاتلناه. قال: (امضوا على اسم الله).

 

[-4178 - 4179-] Misver b. Mahreme ile Mervan b. Hakem'den -birinin rivayetinde, diğerininkine göre bazı fazlalıklar bulunmaktadır- dediler ki:

 

"Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye yılı ashabından bin küsur kişi ile çıktı. Zu'l-huleyfe'ye varınca hediyy kurbanlıklarına gerdanlık taktı ve onları işaretledi. Oradan umre niyetiyle ihrama girdi. Huzaalılardan birisini de casus gönderdi.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem da Gadiru'l-Eştat denilen yere varıncaya kadar yoluna devam etti. Orada iken gönderdiği casusun yanına vardı ve dedi ki:

 

Kureyş sana karşı çok büyük kalabalıklar toplamış bulunuyor. Ehabış denilen Arapları da sana karşı topladılar. Onlar seninle savaşacak, senin Beytullah'a varmanı engelleyecek ve man i olacaklardır.

 

Bunun üzerine (Allah Resuıü) şöyle buyurdu: Ey insanlar, bana görüşlerinizi belirtiniz. Bunların (geride bıraktıkları) hanımlarına ve bizi Beytullah'a gitmekten alıkoymak isteyen bu kimselerin çocuklarının üzerine bir baskın yapmama ne dersiniz? Eğer (bundan sonra) bize gelecek olurlarsa yüce Allah müşriklerden bir göz (aydınlığını) kesmiş olacaktır. Aksi takdirde de onları mahrum olarak bırakmış oluruz.

 

Ebu. Bekir dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, sen bu Beyte gitmek kastı ile çıktığında kimseyi öldürmek ya da kimseyle savaşmak isteği n yoktu. Dolayısıvla sen yine ona doğru git. Bizi ona ulaşmaktan alıkoyan kimse olursa onunla savaşınz. Allah Resulü: Allah'ın adı ile yolunuza devam ediniz, diye buyurdu."

 

 

حدثني إسحاق: أخبرنا يعقوب: حدثني ابن أخي ابن شهاب، عن عمه: أخبرني عروة بن الزبير: أنه سمع مروان بن الحكم والمسور بن مخرمة: يخبران خبرا من خبر رسول الله صلى الله عليه وسلم في عمرة الحديبية، فكان فيما أخبرني عروة عنهما:

 أنه لما كاتب رسول الله صلى الله عليه وسلم سهيل بن عمرو يوم الحديبية على قضية المدة، وكان فيما اشترط سهيل بن عمرو أنه قال: لا يأتيك منا أحد وإن كان على دينك إلا رددته إلينا، وخليت بيننا وبينه. وأبى سهيل أن يقاضي رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا على ذلك، فكره المؤمنون ذلك وامعضوا، فتكلموا فيه، فلما أبى سهيل أن يقاضي رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا على ذلك، كاتبه رسول الله صلى الله عليه وسلم، فرد رسول صلى الله عليه وسلم أبا جندل بن سهيل يومئذ إلى أبيه سهيل ابن عمرو، ولم يأت رسول الله صلى الله عليه وسلم أحد من الرجال إلا رده في تلك المدة، وإن كان مسلما، وجاءت المؤمنات مهاجرات، فكانت أم كلثوم بنت عقبة بن أبي معيط ممن خرج إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، وهي عاتق، فجاء أهلها يسألون رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يرجعها إليهم، حتى أنزل الله تعالى في المؤمنات ما أنزل.

 

[-4180 - 4181-] Urve b. Zübeyr'den rivayete göre o Mervan b. el-Hakem ile Misver b. Mahreme'yi Hudeybiye umresinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ilgili haberlerden bir haberi naklederken dinlemiştir. Urve'nin bana (İbn Şihab'a) ikisinden haber verdiğine göre;

 

"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye günü Suheyl b. Amr ile barış süresi hakkında yazışınca Suheyl b. Amr'ın koştuğu şartlar arasında şu hususlar da vardı:

 

Bizden herhangi bir kimse sana gelecek olursa senin dinin üzere olsa dahi onu bize geri vereceksin ve bizi onunla başbaşa bırakacaksın.

 

Suheyl bu şart olmaksızın Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile anlaşmak istemedi. Mu'minler bundan hoşlanmadı, bu onlara çok ağır geldi ve bu hususta (görüşlerini beyan için) konuştular. Suheyl, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile bu olmadan antlaşmayı kabul etmeyince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla (bu şartı kabul ederek) yazıştı.

 

Resulullah o gün Suheyl'in oğlu Ebli Cendel'i babası Suheyl b. Amr'a geri iade etti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bu süre zarfında Müslüman dahi olsa gelen her bir erkeği de mutlaka geri çevirdi. Mu'min kadınlar da hicret ederek geldiler. Ukbe b. Ebi Muayt'ın kızı Ümmü Külsum da henüz yeni ergenlik yaşına girmişken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına çıkıp geldi. Yakınları gelerek Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den onu kendilerine geri vermesini istediler. Nihayet yüce Allah mu'min kadınlar hakkında o indirdiği buyruklarını indirdi."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Resulullah salı allah u aleyhi ve sellem, yanına gelen erkeklerin hepsini geri çevirdi."

 

Bu süre zarfında onları müşriklere iade etti, Müslüman dahi olsa.

 

"Ukbe b. Ebi Muayt'ın kızı Üm mü Külsum da Resulullah sallallahu aleyhi ve selIem'in yanına çıkıp gelenlerden idi." Yani Mekke'den Medine'ye Müslüman olarak hicret etmişti. "Ergenlik yaşına yeni gelmiş" yani buluğa ermiş ve evlenebilecek yaşa gelmiş, bununla birlikte yaşı i1erlememiş demektir. Genç kadın anlamında olduğu da söylenmiştir. Bunun ileri derecede ay hali görmeye başlayandan daha yaşlıca olduğu, perde arkasında saklanma yaşına gelmiş olduğu, buluğa ermiş ile gençlik yaşı arasında olduğu da söylenmiştir. Buna dair geniş açıklamalar "Bayramlar bölümü"nde (981. hadiste) geçmiş bulunmaktadır.

 

"Nihayet Allah mu'min hanımlar hakkında indirdiği o buyrukları indirdi."

 

Onların müşriklerden Müslüman olarak gelenlerin geri çevrilmesine dair barış antlaşmasının gereği olan hükümden istisna edilmelerine dair buyruğu kastetmektedir. İleride yüce Allah'ın izniyle Nikah bölümünün sonlarında buna dair geniş açıklamalar gelecektir.

 

 

قال ابن شهاب: وأخبرني عروة بن الزبير: أن عائشة رضي الله عنها، زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت:

 إن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يمتحن من هاجر من المؤمنات بهذه الآية: {يا أيها النبي إذا جاءك المؤمنات يبايعنك}.

وعن عمه قال: بلغنا حين أمر الله رسوله صلى الله عليه وسلم أن يرد إلى المشركين ما أنفقوا على من هاجر من أزواجهم، وبلغنا أن أبا بصير: فذكره بطوله.

 

[-4182-] Urve b. Zubeyr'den rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zevcesi Aişe r.anha dedi ki:

 

"Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem mu'min kadınlardan hicret edenleri şu:

 

"Ey nebi mu'min kadınlar ... sana beylat etmeye geldiklerinde ... "[Mumtehine, 12] ayeti ile imtihan ediyordu."

 

Yine o (İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu) amcasının (İbn Şihab,ez-Zühri'den) şöyle dediğini nakletmektedir:

 

"Bize ulaştığına göre yüce Allah, Resulüne Sallallahu Aleyhi ve Sellem müşrik erkeklere zevcelerinden hicret eden kimselere yaptıkları harcamaları geri vermesini emr edince ...

 

Yine bize ulaştığına göre Ebu Basir... diye hadisi uzun uzadıya zikretmiştir."

 

 

حدثنا قتيبة، عن مالك، عن نافع: أن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما خرج معتمرا في الفتنة، فقال: إن صددت عن البيت صنعنا كما صنعنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأهل بعمرة، من أجل أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان أهل بعمرة عام الحديبية.

 

[-4183-] Nafi'den rivayete göre Abdullah b. Ömer r.a., fitne döneminde umre yapmak üzere çıktı. Dedi ki:

 

Eğer Beytle ulaşmam engellenecek olursa biz de Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yaptığımız gibi yaparız. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye yılında umre niyeti ile ihrama girdiğinden ötürü o da umre için ihrama girmiştL"

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن عبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر:

 أنه أهل وقال: إن حيل بيني وبينه فعلت كما فعل النبي صلى الله عليه وسلم، حين حالت كفار قريش بينه، وتلا: {لقد كان لكم في رسول الله أسوة حسنة}.

 

[-4184-] İbn Ömer'den rivayete göre o ihrama girmiş ve şöyle demişti:

 

"Eğer benimle onun (Beyte ulaşmamını arasına engelolunacak olursa ben de Kureyş kMirlerinin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i engelledikleri zaman yaptıklarını yaparım deyip, yüce Allah'ın:

 

"Andolsun ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'de sizin için güzel bir örnek vardır." [Ahzab,21] ayetini okudu."

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد بن أسماء: حدثنا جويرية، عن نافع: أن عبيد الله بن عبد الله وسالم بن عبد الله أخبراه: أنهما كلما عبد الله بن عمر. وحدثنا موسى بن إسماعيل: حدثنا جويرية، عن نافع: أن بعض بني عبد الله قال له: لو أقمت العام، فإني أخاف أن لا تصل إلى البيت، قال: خرجنا مع النبي صلى الله عليه وسلم فحال كفار قريش دون البيت، فنحر النبي صلى الله عليه وسلم هداياه، وحلق وقصر أصحابه. قال أشهدكم أني أوجبت عمرة، فإن خلي بيني وبين البيت طفت، وإن حيل بيني وبين البيت صنعت كما صنع رسول الله صلى الله عليه وسلم، فسار ساعة، ثم قال: ما أرى شأنهما إلا واحدا، أشهدكم أني قد أوجبت حجة مع عمرتي، فطاف طوافا واحدا، وسعيا واحدا، حتى حل منهما جميعا.

 

[-4185-] Nafi'den rivayete göre "Abdullah'ın oğullarından birisi kendisine: Bu sene ikamet etsen (gitmesen). Çünkü senin Beyt'e ulaşmayacağından korkarım demişti.

 

Bunun üzerine Abdullah dedi ki: Biz Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte çıkıp gittik. Kureyş kafirleri Bey te ulaşmamıza engeloldular. Bunun üzerine Nebi sallallfıhu aleyhi ve sellem da hediyelik kurbanlıklarını kesti ve saçlarını traş etti. Ashabı da saçlarını kısalttı ve devamla dedi ki: Sizi şahit tutuyorum: Ben bir umre yapmayı (kendime) vacip kıldım (niyet ettim). Eğer Beytullaha ulaşmama engel olunmazsa tavaf ederim. Eğer benimle Beytullah'ın arasına engelolunursa Resulullah sallallfıhu aleyhi ve sellem'in yaptığı gibi yaparım.

 

Bir süre yol aldı, sonra dedi ki: Benim görüşüme göre her ikisinin durumu aynıdır. Sizi şahit tutuyorum ki ben umrem ile birlikte kendime bir haccı da vacip kıldım (hacca da niyet ettim). Tek bir tavaf yaptı ve tek bir sa'y yaptı, sonra da her ikisinden bir arada ihramdan çıktı."