DEVAM: 12. BAB
حدثنا
إبراهيم بن
موسى: أخبرنا
هشام، عن معمر،
عن الزهري.
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني أخي، عن
سليمان، عن
محمد بن أبي
عتيق، عن ابن
شهاب، عن عبيد
الله بن عبد
الله بن عتبة
بن مسعود: أن ابن
عباس رضي الله
عنهما قال:
أخبرني أبو
طلحة رضي الله
عنه، صاحب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، وكان قد
شهد بدرا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: أنه قال: (لا
تدخل
الملائكة
بيتا فيه كلب
ولا صورة). يريد
صورة
التماثيل
التي فيها
الأرواح.
[-4002-] İbn Abbas r.a. dedi ki: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in ashabından olan ve Resulullah ile birlikte Bedir'de bulunmuş olan
Ebu Talha (r.a.)'ın bana haber verdiğine göre Allah Resulü şöyle buyurdu:
İçinde bir köpeğin ve suret'in bulunduğu bir eve melekler girmez."
(İbn Abbas dedi ki:) Suret ile can’ı bulunan timsalleri
kastetmektedir.
حدثنا عبدان:
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
يونس. حدثنا
أحمد بن صالح:
حدثنا عنبسة:
حدثنا يونس، عن
الزهري:
أخبرنا علي بن
حسين: أن حسين
بن علي عليهم
السلام أخبره:
أن عليا قال: كانت
لي شارف من نصيبي
من المغنم يوم
بدر، وكان
النبي صلى
الله عليه
وسلم أعطاني
مما أفاء الله
عليه الخمس يومئذ،
فلما أردت أن
أبتني بفاطمة
عليها السلام،
بنت النبي صلى
الله عليه
وسلم، واعدت
رجلا صواغا في
بني قينقاع أن
يرتحل معي،
فنأتي بإذخر،
فأردت أن
أبيعه من
الصواغين،
فنستعين به في
وليمة عرسي،
فبينا أنا
أجمع لشارفي
من الأقتاب
والغرائر
والحبال،
وشارفاي
مناخان إلى
جنب حجرة رجل
من الأنصار،
حتى جمعت ما
جمعت، فإذا
أنا بشارفي قد
أجبت
أسنمتهما،
وبقرت خواصرهما،
وأخذ من
أكبادهما،
فلم أملك عيني
حين رأيت
المنظر، قلت:
من فعل هذا؟
قالوا: فعله
حمزة بن عبد
المطلب، وهو
في البيت في
شرب من
الأنصار،
عنده قينة
وأصحابه،
فقالت في غنائها:
ألا يا حمز
للشرف
النواء، فوثب
حمزة إلى السيف،
فأجب
أسنمتهما،
وبقر
خواصرهما،
وأخذ من
أكبادهما،
قال علي:
فانطلقت حتى
أدخل على
النبي صلى
الله عليه
وسلم، وعنده
زيد بن حارثة،
وعرف النبي
صلى الله عليه
وسلم الذي لقيت،
فقال: (ما لك).
قلت: يا رسول
الله، ما رأيت
كاليوم، عدا
حمزة على
ناقتي، فأجب
أسنمتهما،
وبقر
خواصرهما،
وها هو ذا في
بيت معه شرب،
فدعا النبي
صلى الله عليه
وسلم بردائه
فارتدى، ثم أنطلق
يمشي،
واتبعته أنا
وزيد بن حارثة،
حتى جاء البيت
الذي فيه
حمزة،
فاستأذن عليه،
فأذن له، فطفق
النبي صلى
الله عليه
وسلم يلوم
حمزة فيما
فعل، فإذا
حمزة ثمل،
محمرة عينه،
فنظر حمزة إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم ثم صعد
النظر فنظر
إلى ركبته، ثم
صعد النظر
فنظر إلى
وجهه، ثم قال
حمزة: وهل
أنتم إلا عبيد
لأبي، فعرف
النبي صلى
الله عليه
وسلم أنه ثمل،
فنكص رسول
الله صلى الله
عليه وسلم على
عقبيه
القهقرى،
فخرج وخرجنا
معه.
[-4003-] Ali r.a. dedi ki: "Bedir günü alınan
ganimetlerden bana isabet eden yaşlıca bir deve vardı. Ayrıca Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem da o gün Allah'ın kendisine fey' olarak vermiş olduğu beşte
birden de bir şeyler vermişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızı Fatıma
(aleyhesselam) ile evlenmek isteyince, Kaynuka oğullarından kuyumcu bir adam
ile benimle birlikte gelip beraber izhir getirelim diye sözleştim. Onu
kuyumculara satarak böylece düğünüm için vereceğim ziyafette onun bir faydası
olsun istedim. Ben develerim için eğerler, çuvallar ve ipler toplamakta iken,
iki devem de Ensardan bir adamın odasının yakınında çökmüş, toplayacaklarımı
toplamışken bir de ne göreyim: İki devemin de hörgüçlerinin kesilmiş olduğunu
ve böğürlerinin de delinerek ciğerlerinden bir parça alınmış olduğunu gördüm.
Manzarayı görünce göz yaşlarımı tutamadım. Kim bunu yaptı, dedim. Bunu Hamza b.
Abdulmuttalib yaptı. O şu anda bu evde Ensardan bazı kimselerle içki
içmektedir, dediler.
Yanında şarkıcı bir kadın ve arkadaşları vardı. Bu şarkıcı kadın
şarkı söylerken: Ey Hamza, yaşlı ve semiz develere koş, diyordu. Hamza bunun
üzerine kılıcına atılmış, her iki devenin hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini
delerek ciğerlerinden kesip -almıştı.
Ali dedi ki: Kalktım, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna
girdim. Yanımda da Zeyd b. Harise vardı. Nebi sallallahualeyhivesellem ne ile
karşılaştığımı anlayarak, ne oluyor dedi. Ben: Ey Allah'ın Resulü, bugün
gibisini görmedim. Hamza develerime hücum etti, hörgüçlerini kesti, böğürlerini
deldi. İşte şimdi o bir evde içki içtiği arkadaşlarıyla beraber bulunuyor
dedim.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ridasının getirilmesini istedi,
ridasını giydi. Sonra yürüyerek yola koyuldu. Ben ve Zeyd b. Harise de
arkasından gidiyorduk.
Nihayet Hamza'nın bulunduğu eve geldi, yanına girmek üzere izin
istedi ona izin verdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yaptığından dolayı Hamza'yı
kınamaya koyulurken, Hamza'nın sarhoş olmuş ve gözleri kızarmış bir halde
olduğunu gördük. Hamza, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e baktı. Sonra da
aşağıdan yukarıya doğru onu süzdü. Dizine doğru baktı, tekrar başını kaldırarak
yüzüne kadar onu süzdü. Sonra Hamza dedi ki: Sizler babamın kölelerinden başka
ne olabilirsiniz ki?
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun sarhoş olduğunu anladı.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gerisin geri dönüp gitti. Dışarı çıktı,
biz de onunla birlikte dışarı çıktık."
AÇIKLAMA: "(Bedir'de)
öldürülmüş babalarının iyiliklerini sayıp döküyorlardı." Bedir'de
öldürülmüş olup, bu ibarenin kapsamına girenler arasında -mecaz yoluyla dahi
olsa- onun babası ve amcası Avf ya da Avz ile bunlara yakın akraba olan Harise
b. Suraka gibi Hazrecliler de girer.
"(İyiliklerin sayıp dökülmesi anlamı verilen) nudbe
okumak"in kökü olan "nedb", ölüden en güzel nitelikleriyle söz
etmek demektir. Bu ise ona olan özlemi ve onun için ağlamayı harekete getiren
bir haldir.
Def, bilinen bir alettir. (Duf de denilir.) Hadisten, düğün
sabahı çalınan defi dinlemenin caiz olduğu ve yaratılmışlardan herhangi bir
kimsenin gaybı bildiğini söylemenin de mekruh olduğu anlaşılmaktadır.
حدثني محمد
بن عباد:
أخبرنا ابن
عيينة قال: أنفذه
لنا ابن الأصبهاني:
سمعه من ابن
عقل:
أن
عليا رضي الله
عنه كبر على
سهل بن حنيف،
فقال: إنه شهد
بدرا.
[-4004-] İbn Ma'kil'den rivayete göre Ali r.a., Sehl b. Huneyf üzerine
(cenaze namazında) tekbir getirerek: O, Bedir'de bulunmuştur, dedi."