23. HİND BİNT-İ UTBE (R.ANHA)
وقال عبدان
أخبرنا عبد
الله: أخبرنا
يونس، عن الزهري:
حدثني عروة:
أن عائشة رضي
الله عنها قالت: جاءت
هند بنت عتبة،
قالت: يا رسول
الله، ما كان
على ظهر الأرض
من أهل خباء
أحب إلي أن
يذلوا من أهل
خبائك، ثم
أصبح اليوم
على ظهر الأرض
أهل خباء أحب
إلي أن يعزوا
من أهل خبائك،
وقال: (وأيضا،
والذي نفسي
بيده). قالت: يا
رسول الله، إن
أبا سفيان رجل
مسيك، فهل علي
حرج أن أطعم
من الذي له
عيالنا؟ قال:
(لا أراه إلا
بالمعروف).
[-3825-] Aişe r.anha dedi ki: "Utbe'nin kızı Hind
gelerek, ey Allah'ın Resulü dedi. Yeryüzünde bulunan bütün hane halkları
arasında senin hane halkından daha çok zelil olmalarını istediğim hiçbir hane
halkı yoktu. Şimdi ise artık bugün yeryüzündeki bütün hane halkları arasında
senin hane halkından daha çok aziz olmalarını istediğim kimse yoktur.
(Allah Resulü): Nefsim elinde olana yemin ederim ki yine de, diye
buyurdu.
Hind dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, Ebu Süfyan çok eli sıkı
birisidir. Ona ait olan maldan çoluk çocuğumuza bir şeyler yedirmemde benim
için bir sakınca olur mu? Allah Resulü: Ma’ruf ile olmak şartıyla olmayacağı
kanaatindeyim."
AÇIKLAMA: "Hind bint
Utbe" Hind'in babası, Utbe b. Rabia b. Abdi Şems'dir. Hind, Muaviye'nin
annesidir. İleride Meğazi bölümünde geleceği üzere babası Bedir'de
öldürülmüştür. Kocası Ebu Süfyan ile birlikte Uhud'a katılmıştır. Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in amcası Hamza'nın öldürülmesini teşvik etmiştir. Çünkü
Hamza, Hind'in amcası Şeybe'yi öldürmüş, babası Utbe'nin öldürülmesine de
iştirak etmişti. Hamza'yı ileride Vahşi ile ilgili hadiste açıklanacağı üzere
Vahşi b. Harb öldürmüştür. Daha sonra Hind, Mekke'nin fethedildiği günü
Müslüman olmuştur. Kadınların akıllılarından idi. Ebu Süfyan'dan önce
Mahzumoğullarından el-Fakih b. el-Muğire ile evli idi. Sonra meydana gelen bir
olay dolayısıyla onu boşamıştı. Ebu Süfyan'ın onunla evlendikten sonra ondan
çocukları oldu.
Kadınlar ile bey'atleştiğinde hırsızlık yapmayacaklarını, zina
etmeyeceklerini şart koştuğunda Nebi'e: "Hür kadın hiç zina eder mi?"
diyen odur. Hind, Ömer r.a.'ın halifeliği döneminde vefat etmiştir.
"Hiba (tercümede ev)" kıldan yahut yünden yapılmış
çadır demek olmakla birlikte, daha sonraları nasılolursa olsun ev için
kullanılır olmuştur.
"Nefsim elinde olana yemin ederim ki, yine de ...
buyurdu." İbnu't-Tin der ki: Bu sözler ile Hind'in zikrettiklerini tasdik
etmektedir. Sanki İbnu't-Tın'in görüşüne göre anlam şudur: Aynı şekilde ben de
sana karşı bu durumdayım. Ancak iki taraflı nefret ve sevgi cihetiyle onun bu
şekildeki anlayışına karşı çıkılmıştır. Çünkü müşrikler arasında Hind'den de,
onun aile halkından da Nebi (s.a.v.)'e daha çok eziyet edenler vardı. Hind
Müslüman olduktan sonra da Müslümanlar arasında Nebi (s.a.v.)'in ondan da, aile
halkından da daha çok sevdiği kimseler vardı. Dolayısıyla bu haberin zahirine
göre açıklanmasına imkan yoktur.
Başkası ise şöyle demektedir: Nebi efendimizin "yine
de" diye buyurmasının anlamı şudur: İman senin kalbinde daha çok yer
ettikçe, senin sevgin daha da artacaktır ve sözü geçen nefretinden hiçbir izi
kalmayıncaya kadar tamamıyla vazgeçeceksin.
"Şüphesiz Ebu Süfyan eli sıkı birisidir." İleride buna
dair açıklamalar Nafakalar bölümünde (5364 nolu hadiste) inşallah gelecektir.
Hadisten Çıkarılan Sonuçlar
1- Hadiste Hind'in oldukça akıllı olduğuna, konuşmada güzel bir
üslup kullandığına da delalet vardır.
2- Hadisten anlaşıldığına göre ihtiyaç sahibi olan bir kimsenin
özelolarak konuşmaya başlamadan, eğer kendisi ile konuştuğu kimsenin kalbinde
ona karşı menfi bir duygu bulunuyor ise, önce mazeretini beyan etmesinin
müstehap olduğuna, özür beyan edenin özür beyan ettiği kimse tarafından
doğrulanmasını daha bir sağlamak amacıyla önden bir takım şeyler söylemesinin
de müstehap olduğuna delil vardır. Çünkü Hind önce daha önceki kin ve nefretini
itiraf etti. Böylelikle ileri sürdüğü sevgi iddiasında doğru söylediğinin
bilinmesini istedi.
3- Hind, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarının
anneleri konumunda idi. Çünkü onun eşlerinden birisi olan Ümmü Habibe kocası
Ebu Süfyan'ın kızıdır.