باب: من
حبسه العذر عن
الغزو.
35. MAZERET SEBEBİYLE SAVAŞA GİDEMEYEN KİMSE
حدثنا
أحمد بن يونس:
حدثنا زهير:
حدثنا حميد: أن
أنسا حدثهم
قال: رجعنا
من غزوة تبوك
مع النبي صلى
الله عليه وسلم.
[-2838-] Enes İbn Malik şöyle dedi: "Biz Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem ile birlikte Tebuk savaşından döndük."
Tekrar: 2839, 4423
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حماد، هو ابن
زيد، عن حميد،
عن أنس رضي
الله عنه: أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان في
غزاة، فقال: (إن
أقواما
بالمدينة
خلفنا، ما
سلكنا شعبا ولا
واديا إلا وهم
معنا فيه،
حبسهم العذر).
وقال
موسى: حدثنا
حماد، عن
حميد، عن موسى
بن أنس، عن
أبيه: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم. قال أبو
عبد الله:
الأول أصح.
[-2839-] Enes İbn Malik'ten nakledildiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bir savaş sırasında şöyle buyurmuştur: "Medine'de bizim
arkamızda kalan öyle insanlar var ki, aştığımız her dağda ve vadide bizimle
birlikteler'! Onları bize katılmaktan mazeretleri alıkoymuştur."
AÇIKLAMA: Mazeret, dinen
yükümlü sayılan kişilerde ortaya çıkan ve bu yükümlülüğü ortadan kaldıran ya da
hafifleten özelliktir.
İmam Buhari konu başlığını bir şart ifadesiyle koymuş fakat
cevabını zikretmemiştir. Bu şartın cevabı şöyle takdir edilir: "Mazeret
sebebiyle savaşa gidemeyen kimse eğer niyeti düzgün ise tıpkı savaşa çıkanlar
gibi sevap ve mükafat alır."
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashaptan bazılarının
mazeretleri sebebiyle savaşa gelemediklerini beyan etmiştir. Burada ifade
edilen mazeret, hastalık ve sefere çıkabilme imkanlarından yoksun olma
hallerinden daha kapsamlıdır.
el-Mühelleb şöyle demiştir: "Müminlerden -mazeret sahibi
olanlar dışındacihada katılmayanlar / oturup kalanlar ile Allah yolunda
mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler asla bir olamaz"[Nisa 95] ayeti de
bu hadiste ifade edilen hükmü desteklemektedir. Bu ayette Cenab-ı Hakk
mücahidlerin savaşa katılmayıp geride kalanlardan ne kadar üstün olduklarını
anlatmaktadır. Ancak geride kalanlardan mazeret sahibi olanlar istisna edilmiştir.
Burada mazeret sahibi kimseler de Allah Teala tarafından sanki cihada
katılanlar gibi değerlendirilmiştir."
Bu hadis, mazereti sebebiyle niyet ettiği bir işi yapmaktan
mahrum kalan kimselerin o işi yapanlar gibi sevap alacağını gösterir.