باب: إذا
وقف أو أوصى
لأقاربه، ومن
الأقارب.
10. YAKINLARINA VAKFETMEK VEYA VASİYET ETMEK, AKRABALAR
KİMLERDİR?
وقال ثابت،
عن أنس: قال
النبي صلى
الله عليه وسلم
لأبي طلحة:
(اجعلها
لفقراء
أقاربك).
فجعلها لحسان
وأبي بن كعب.
وقال
الأنصاري:
حدثني أبي، عن
ثمامة، عن
أنس: مثل حديث
ثابت، قال:
(اجعلها
لفقراء
قرابتك). قال
أنس: فجعلها
لحسان وأبي بن
كعب، وكانا
أقرب إليه
مني، وكان
قرابة حسان
وأبي من أبي
طلحة، واسمه
زيد بن سهل بن
الأسود بن
حرام بن عمرو
بن زيد مناة
بن عدي بن
عمرو بن مالك
بن النجار.
وحسان بن ثابت
بن المنذر بن
حرام،
فيجتمعان إلى
حرام، وهو
الأب الثالث،
وحرام بن عمرو
بن زيد مناة
بن عدي بن
عمرو
ابن مالك بن
النجار، فهو
يجامع حسان
وأبا طلحة
وأبيا إلى ستة
آباء إلى عمرو
بن مالك. وهو
أبي بن كعب بن
قيس بن عبيد
بن زيد بن
معاوية بن
عمرو بن مالك
بن النجار،
فعمرو بن مالك
يجمع حسان
وأبا طلحة
وأبيا.
Enes İbn Malik'ten şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Ebu Talha'ya "Vasiyeti akrabalarından fakir olanlara tahsis
et" buyurdu. O da, (sözü edilen maldan faydalanma hakkını) Hassan'a ve
Ubeyy İbn Ka'b'a verdi. Enes diyor ki:
Hassan ve Ubeyy İbn Ka'b ona benden daha yakındılar ...
وقال بعضهم:
إذا أوصى
لقرابته فهو
إلى آبائه في
الإسلام.
Bazıları şöyle demişlerdir: "Bir kişi, "Yakınlarıma
vasiyet ediyorum" dediğinde vasiyet, Müslüman olduktan sonraki babalarına
ait olur."
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن إسحاق
بن عبد الله
ابن أبي طلحة:
أنه سمع أنسا
رضي الله عنه
قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم لأبي
طلحة: (أرى أن
تجعلها في
الأقربين).
قال أبو طلحة:
أفعل يا رسول الله،
فقسمها أبو
طلحة في
أقاربه وبني
عمه.وقال
ابن عباس: لما
نزلت: {وأنذر
عشيرتك الأقربين}.
جعل النبي صلى
الله عليه
وسلم ينادي:
(يا بني فهر،
يا بني عدي).
لبطون قريش.وقال
أبو هريرة:
لما نزلت:
{وأنذر عشيرتك
الأقربين}.
قال النبي صلى
الله عليه
وسلم: (يا معشر
قريش).
[-2752-] Enes İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talha'ya, "Vasiyeti yakınlarına tahsis
etmeni daha uygun görüyorum" buyurdu. Ebu Talha "Öyle yaparım, Ey
Allah'ın Resulü!" dedi ve malını yakınları ve amcaoğulları arasında pay
etti.
İbn Abbas r.a. diyor ki "Yakın akrabanı uyar" ayeti
inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kureyş'in bazı oymaklarını "Ey
Fihr oğulları! Adiy oğulları!" diye çağırdı."
Ebu Hureyre r.a. de şöyle demiştir: "Yakın akrabanı
uyar" ayeti inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ey
Kureyşliler!" diye çağırdı.
AÇIKLAMA: Maverdı diyor ki:
"Vakfedilmesi caiz olan küçük veya büyük; akıllı veya deli, var olan veya
olmayan herkese vasiyet edilmesi de caiz olur. Ancak mirasçı veya (vasiyet
edeni) öldürmüş olmaması şarttır."
Vakıf, bir malın çıplak mülkiyetinin (rakabe) satışını
yasaklayıp kullanımını özel bir amaç için sadaka olarak bırakmaktır.
Alimler yakınların kimler olduğu konusunda görüş ayrılığına
düşmüşlerdir. Ebu Hanife "Yakın, baba veya anne tarafından yakınlığı olan
herkestir. Ancak annenin yakınlarından önce babanın yakınlarından
başlanır" demiştir.
Şafiiler ise "Akraba; uzak veya yakın olsun; Müslüman veya
gayrimüslim olsun; zengin veya fakir olsun; erkek veya kadın olsun; mirasçı
olsun veya olmasın; mahrem olsun veya olmasın soyu bir yerde birleşen
herkestir" demişlerdir.
Ahmed İbn Hanbel'in de yakın konusunda görüşü Şafii'nin ki gibidir,
ancak o, gayrimüslimi dışarıda bırakmıştır.
Malik İbn Enes ise "Yakınlık, mirasçı olsun veya olmasın
asabeye aittir. Fakirlerinden başlanır ve zenginleşinceye kadar onlar
yararlanırlar. Sonra zenginlere verilir" demiştir.
Konuda geçen hadis, Şafii'nin görüşüne delildir. (Çünkü yakınlar
arasında herhangi bir ayırım yapılmamıştır).
باب: هل
يدخل النساء
والولد في
الأقارب.
11. KADINLAR VE ÇOCUKLAR YAKINLAR KAPSAMINA GİRER Mİ?
حدثنا
أبو اليمان:
أخبرنا شعيب،
عن الزهري قال:
أخبرني سعيد
ابن المسيب وأبو
سلمة بن عبد
الرحمن: أن
أبا هريرة رضي
الله عنه قال:
قام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حين أنزل
الله عز وجل:
{وأنذر عشيرتك
الأقربين}.
قال: (يا معشر
قريش - أو كلمة
نحوها -
اشتروا
أنفسكم، لا
أغني عنكم من
الله شيئا، يا
بني مناف لا
أغني عنكم من
الله شيئا، يا
عباس بن عبد
المطلب لا
أغني عنك من
الله شيئا،
ويا صفية عمة
رسول الله لا
أغني عنك من
الله شيئا،
ويا فاطمة بنت
محمد، سليني
ما شئت من
مالي، لا أغني
عنك من الله
شيئا).
تابعه
أصبغ، عن ابن
وهب، عن يونس،
عن ابن شهاب.
[-2753-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah "Yakın akrabanı
uyar" [Şuara 214] ayetini indirince Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve
Sellem kalktı ve: "Ey Kureyşliler! Kendinizi satın alıp (kurtarın), benim
sizi Allah'tan kurtarmak için hiçbir şey elimden gelmez. Ey Abdimenaf oğulları!
Sizi Allah'tan kurtarmak için elimden hiçbir şey gelmez. Ey Abdülmuttalib'in
oğlu Abbas! Seni Allah'tan kurtarmak için bir şey yapamam. Safiye! -Allah
Resulü, halasını kastediyor- Seni Allah'tan kurtarmak için bir şey yapamam. Fatıma!
-Hz. Nebi kızını kastediyor- Malımdan dilediğini iste (vereyim), ama seni
Allah'tan kurtarmak için yapabileceğim bir şey yok" buyurdu.
Tekrar: 3527, 4771
Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, İman
AÇIKLAMA: Buhari konu
başlığını soru tarzında koydu. Çünkü konu tartışmalıdır. Sonra da Ebu Hureyre
hadisini zikretti.
Bu hadisten konuya delil olan kısım, Hz. Nebi'in Sallallahu
aleyhi ve sellem "Safiye!" ve "Fatıma!" diye halasına ve
kızına seslenmesidir. Hz. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem tebliğ konusunda
önce aşiretinin hepsini bir tutarak tümüne seslendi. Sonra bazı oymaklara
seslendi. Sonra amcası Abbas'a, sonra halası Safiye'ye, sonra da kızına
seslendi. Bu, kadınların ve furu'un (çocukların) yakınlar kapsamına girdiğini
ve yakınların yalnızca mirasçı olanlarla ve Müslüman olanlarla sınırlı
olmadığını gösterir.
Ayetteki "ekrabın" sözcüğünün aşiret sözcüğünün
ayrılmaz sıfatı olması da mümkündür. Buna göre ayette maksat, Hz. Nebi'in
kavmi, yani Kureyş'tir.