EK SAYFA – 1125-2
باب: من
استوهب من
أصحابه شيئا.
3. ARKADAŞLARINDAN HEDİYE İSTEMEK
وقال أبو
سعيد: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (اضربوا
لي معكم سهما).
Ebu Said şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Benim için de bir pay ayırın" buyurdu.
حدثنا
ابن أبي مريم:
حدثنا أبو
غسان قال:
حدثني أبو
حازم، عن سهل
رضي الله عنه:
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أرسل إلى
امرأة من
المهاجرين،
وكان لها غلام
نجار، قال
لها: (مري عبدك
فليعمل لنا
أعواد المنبر).
فأمرت عبدها،
فذهب فقطع من
الطرفاء،
فصنع له
منبرا، فلما
قضاه، أرسلت
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم أنه قد
قضاه، قال صلى
الله عليه وسلم: (أرسلي
به إلي).
فجاؤوا به،
فاحتمله
النبي صلى الله
عليه وسلم
فوضعه حيث
ترون.
[-2569-] Sehl r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem muhacirlerden marangoz kölesi olan bir kadına haber
göndererek "Kölene söyle de bize minberin basamak ve direklerini
yapsın" buyurdu. Kadının emri üzerine kölesi gitti ve ılgın ağacından
minber yaptı. Bitirince kadın Hz. Nebi'e birini göndererek kölesinin işini
bitirdiğini haber verdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem minberi göndermesi
için ona haber yolladı. Minberi getirdiler. Hz. Nebi onu kendi eliyle yerine
koydu.
حدثنا
عبد العزيز بن
عبد الله قال:
حدثني محمد بن
جعفر، عن أبي
حازم، عن عبد
الله بن أبي
قتادة السلمي،
عن أبيه رضي
الله عنه قال: كنت
يوما جالسا مع
رجال من أصحاب
النبي صلى الله
عليه وسلم في
منزل في طريق
مكة، ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
نازل أمامنا،
والقوم محرمون
وأنا غير
محرم،
فأبصروا
حمارا وحشيا،
وأنا مشغول أخصف
نعلي، فلم
يؤذنوني به،
وأحبوا لو أني
أبصرته،
والتفت
فأبصرته،
فقمت إلى
الفرس فأسرجته،
ثم ركبت ونسيت
السوط
والرمح، فقلت
لهم: ناولوني
السوط
والرمح،
فقالوا: لا
والله لا نعينك
عليه بشيء،
فغضبت فنزلت
فأخذتهما، ثم
ركبت فشددت
على الحمار
فعقرته، ثم
جئت به وقد مات،
فوقعوا فيه
يأكلونه، ثم
إنهم شكوا في
أكلهم إياه
وهم حرم،
فرحنا وخبأت
العضد معي،
فأدركنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فسألناه عن ذلك،
فقال: (معكم
منه شيء). فقلت:
نعم، فناولته
العضد فأكلها
حتى نفدها وهو
محرم.فحدثني
به زيد بن
أسلم، عن عطاء
بن يسار، عن أبي
قتادة.
[-2570-] Abdullah b. Ebu Katade es-Sülemi'den nakledilmiştir: Babası Ebu
Katade şöyle anlatmıştır: Bir gün Mekke'ye giderken bir konaklama yerinde Hz.
Nebi'in ashabından bir grup ile birlikte oturduk. Allah Resulü Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bizim biraz ilerimizde konaklamıştı. Orada bulunan herkes
ihramlı idi, ben ise değildim. Bu sırada yabani bir eşek (zebra) gördüler. Ben
ayakkabımı onarmakla meşguldüm. Bana yabani eşek gördüklerini sezdirmediler ama
görmemi arzulamışlardı. O tarafa doğru yöneldim ve zebrayı gördüm. Hemen atıma
koşup onu eyerleyip sırtına atladım, kırbacımı ve mızrağımı yerde unutmuştum.
"Bana kırbacımı ve mızrağımı uzatsanız" dedim. "Hayır, sana
kesinlikle yardım edemeyiz" dediler. (Zira ihramlıydılar) Öfkelendim, inip
kendim aldım ve tekrar bindim. Sonra zebranın üzerine yürüdüm ve onu avladım.
Alıp getirdiğimde ölmüştü. Hemen yemeye üşüştüler. Sonra ihramlı iken bunu
yiyip yiyemeyecekleri konusunda kuşkulandılar. Hz. Nebi'e yöneldik. Ben avımm
bir budunu yanıma alıp saklamıştım. Hz. Nebi'e yolda yetiştik ve bunun hükmünü
sorduk. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yanınızda ondan hiçbir
şey kaldı mı?" diye sordu. Ben de elimdeki budu kendisine uzattım. İhramlı
iken onu yiyip bitirdi.
AÇIKLAMA: Kişi,
arkadaşlarından kendisine bir eşyayı veya işçiliği bağışlamalarını istediğinde,
onların buna gönül rızalarının olduğunu biliyorsa caizdir ve mekruh değildir.
"Bana da ondan bir payayırın" hadisinin tam metni
İcare bölümünde geçmiş ve orada açıklanmıştı.
(bkz. 2276. hadis)
İbn Battal şöyle demiştir: Kişinin arkadaşından kendisine bir
şeyini hibe etmesini istemesi, onun gönül rızası olduğunu biliyorsa güzeldir.
Hz. Nebi'in Ebu Said'den, Ebu Katade'den ve diğer kimselerden bu gibi şeyler
istemesi, Müslümanların bu konuda çekinceli davranmasının önüne geçmek içindir.
باب: من
استسقى.
4. SU İSTEMEK
وقال سهل: قال
لي النبي صلى
الله عليه
وسلم: (اسقني).
Sehl şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana
"Su ver" buyurmuştu .
حدثنا
خالد بن مخلد:
حدثا سليمان
بن بلال قال:
حدثني أبو
طوالة، اسمه
عبد الله بن
عبد الرحمن،
قال: سمعت
أنسا رضي الله
عنه يقول: أتانا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في دارنا
هذه،
فاستسقى،
فحلبنا له شاة
لنا، ثم شبته
من ماء بئرنا
هذه،
فأعطيته،
وأبو بكر عن
يساره، وعمر
تجاهه،
وأعرابي عن
يمينه، فلما
فرغ قال عمر:
هذا أبو بكر،
فأعطى
الأعرابي
فضله، ثم قال:
(الأيمنون
الأيمنون،
ألا فيمنوا).
قال أنس: فهي
سنة، فهي سنة،
ثلاث مرات.
[-2571-] Ebu Tuvale'den -ki asıl adı Abdullah b.
Abdurrahman'dır- rivayet edilmiştir: Enes'i şu olayı anlatırken dinlemiştim:
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem evimize geldi ve su istedi. Bunun
üzerine koyunumuzu sağdık. Sonra süt'ü şu kuyunun suyuyla karıştırdım ve
kendisine verdim. Solunda Ebu Bekir, karşısında Ömer ve sağında da bir bedevi
vardı. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içmeyi bitirince Hz. Omer Ebu
Bekir'i gösterdi. Fakat Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalan süt'ü
bedeviye verdi. Sonra: "Sağdaki, sonra onun sağındaki ... Sağdan
başlayınız" buyurdu.
Enes bu olayı anlattıktan sonra üç defa "Bu sünnettir" demişti.