SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HİBE VE FADLİHA

<< 1124 >>

DEVAM: 1. HİBENİN FAZİLETİ VE HİBEYE TEŞVİK

 

حدثنا عبد العزيز بن عبد الله الأويسي: حدثنا ابن أبي حازم، عن أبيه، عن يزيد بن رومان، عن عروة، عن عائشة رضي الله عنها أنها قالت لعروة:

 ابن أختي، إن كنا لننظر إلى الهلال، ثم الهلال، ثلاثة أهلة في شهرين، وما أوقدت في أبيات رسول الله صلى الله عليه وسلم نار. فقلت: يا خالة، ما كان يعيشكم؟ قالت: الأسودان التمر والماء، إلا أنه قد كان لرسول الله صلى الله عليه وسلم جيران من الأنصار، كانت لهم منائح، وكانوا يمنحون رسول الله صلى الله عليه وسلم من ألبانهم فيسقينا.

 

[-2567-] Aişe r.anha'dan rivayet edilmiştir: Urve'ye "Yeğenim! Biz hilal'i gözlerdik, ikinci hilali gözlerdik. İki ayda üç hilal görürdük de Allah Resulü'nün evlerinde (yemek pişirilmek için) ateş yanmadığı olurdu" dedi. Urve: "Teyze! Durum bu iken siz nasıl yaşıyordunuz!" diye sordu. Aişe "Hurma ve suyumuz vardı. Tabi bir de ensardan bazı komşulardan ikramlar gelirdi. Allah Resulü’ne süt ikram ederlerdi. O da bize onu içirirdi" dedi.

 

Tekrar: 6458, 6459

 

 

AÇIKLAMA:     Hibe, en kapsamlı kullanım şekli ile birçok anlamda kullanılır: Borç silmeye hibe denir. Çünkü bu, alacaklının alacağını borçlusuna bağışlamasıdır. Sadakaya hibe denir. Çünkü bununla yalnızca ahiret sevabı istenir. Hediyeye hibe denir. Çünkü hediye verilen kişiye ikram edildiği ve değer verildiği gösterilir. Hibeyi yalnızca yaşam süresi ile sınırlayan alimler vasiyeti hibe kapsamından çıkartmışlardır. Vasiyet de yukarıdaki her üç biçimde de olur. Hibe özel anlamı ile kullanıldığında ise karşılık beklenmeksizin (birine bir şey) vermektir. Hibeyi "bedelsiz sahip kılma" şeklinde tanımlayanların görüşüne uygun düşen anlam] budur.

 

Yukarıdaki ilk hadiste, küçük bir şeyi bile hediye etmenin ve böyle bir hediyeyi kabul etmenin önemi vurgulanmıştır. Yoksa koyun paçası kastedilmiş değildir. Çünkü koyun paçasının hediye edilmesi şeklinde yerleşik bir adet yoktur. Buna göre hadisin anlamı şudur: "Hediye edeceğiniz şeyi değersiz görerek komşularınıza hediye vermemezlik etmeyin ve elinizden ne geliyorsa hediyeleşin. Az, yoktan daha iyidir."

 

Hadisteki bu yasağın hediye alan komşuya yönelik olması da mümkündür.

 

Bu durumda anlam şöyle olur: "Size verilen hediyeyi, az bile olsa küçük görmeyin." Ancak hadisi bunu da kapsayan daha genel anlama yormak daha doğrudur.

 

Hz. Aişe'nin rivayet ettiği hadiste "Ey müslüman kadınlar! Koyun paçası da olsa hediyeleşin. Çünkü sevgiyi yeşertir; kini yok eder" buyrulmuştur.

 

Bu hadis küçük şeylerle de olsa hediyeleşmeye teşvik etmektedir. Çünkü büyük hediyeler vermek her zaman mümkün olmayabilir. Küçük şeyler ise birbirine eklenince büyük olur.

 

Yine bu hadisten insanların birbirini sevmesinin güzel bir davranış olduğu ve zoraki şeyler yapmamak gerektiği sonuçları çıkar.

 

İkinci hadisten (2567) ilk bakışta anlaşılan anlam, sahabenin fazla varlıklı olmadığıdır.

 

Bu hadis, zühdün (dünyaya değer vermemenin) faziletini, varlıklıların yokluk içindekilere yardım etmesi ve elindekini onunla paylaşması gerektiğini gösterir.

 

Bir diğer sonuç ise, zenginleştikten sonra Allah'ın nimetlerini saymak ve başkalarına örnek olmak için kişinin eski sıkıntılarını anlatmasının caiz olduğudur.

 

 

SONRAKİ